hani madem ahırda yaşama gibi bir niyetin vardı, neden bu kadar insan içine karıştın? hadi onu da geçtim, neden 4. katta ev tuttun? ha bir de gece 3'te bu neyin temizliği?
klişeler dışında böyle okuyanı mezarlıkta da olsa gülümsetecek bi yazı olabilir veya böyle yaşanılan hayata dair bi slogan. benim aklımda şey var mesela: yaşandı bitti saygısızca*
Samsun Gazi Müzesi olarak hizmet veren bina, 1902 yılında Jean İonnis Mantika tarafından 509 metre kare alan üzerine, altında dört mağazası bulunan otel olarak inşa edilmiştir.
Mustafa Kemal Paşa 9. Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü sabahı saat 8’de çalışma arkadaşlarıyla birlikte Samsun’a çıktığında kaldığı ilk yer burasıdır. Otelin adı zamanla Mıntıka Palas Oteli’ne dönüşmüştür.

O tarihte kullanılmayan ve dolayısıyla içi boş olan bina Mutasarrıf Ethem Bey ve Muhasebe-i Hususiye Müdürü Osman (Atlı) Bey tarafından Askeri Hastaneden karyola, komşulardan yatak ve yorgan, daireden masa, sandalye, yazı takımı gibi eşyalar getirtilerek Ulu Önder’in hizmetine sunulmuştur. Samsun’a eşi Latife Hanım’la ikinci gelişlerinde (20-24 Eylül 1924) Şahinzade Remzi Bey’in evinde konuk olmuşlardır.
12 Haziran 1926 yılında İstanbul’a vapurla hareket eden bir heyet ile de Atatürk’e Mıntıka Palas Oteli’nin anahtarı,19 Mayıs 1919’un anısı olarak teslim edilir. Samsun’a üçüncü (16-18 Eylül 1928) ve dördüncü (22-26 Kasım 1930) gelişlerinde Samsun halkı tarafından kendisine armağan edilen bu binada kalır.

Tapuya Mustafa Kemal Atatürk adına kaydedilen bu bina 1939 yılından itibaren Müze olarak değerlendirilmek üzere Samsun Belediyesi bünyesine katılmış, 1997 tarihinden itibaren de Kültür Bakanlığına devredilmiştir. Ankara Anıtkabir Müzesi’nden getirilen Atatürk’e ait 105 parça eserin teşhir ve tanzimi yapıldıktan sonra 1 Temmuz 1968’de fuar ile birlikte ziyarete açılmıştır.


kaynak
son yıllarda dikkatimi çeken durum. ne zaman gündem böyle sıkışsa, ortalık yangın yerine dönse mutlaka ya karadeniz ya güneydoğu bir yerlerde petrol veya doğalgaz bulunur, hemde bilmem kaç milyon metreküp. yine benzer bir açıklama gelmiş
yüseklik korkum geçmedi gitti yıllardır.4. 5. katın balkonuna bile çıkamıyorum, o derece...
çok yakın bir arkadaşımın hediyesi bilekliğim kaybolmuştu, hala da aklımdadır.
lise zamanları okuduğum, şimdi tekrardan başladığım kitabın yazarıdır.

(bkz: yakup kadri karaosmanoğlu)

(bkz: yaban)

not: türkiye, vatan millet sakarya, biz efso iyi milletiz goygoyuna tokat gibi bir kitaptır, şiddetle tavsiyedir.