yabancı bir insanla tanıştınız ve türkiye cumhuriyeti topraklarında çekilmiş bir film önermeniz gerekiyorsa bu film, benim için 'bir zamanlar anadolu'da' olur.
sebepler; ödülünün kalitesine rağmen az bilinmesi, sanat barındırması, anadolu'yu gerçekleriyle, anadolu'dan simalarla anlatması. katiliyle, maktulüyle, vatandaşı ve memuru ile tüm gerçekleri açıkça sunuyor olması. sıkıcı ama akıcı olması.
başlığı formata uygun açmadıysam affola.
sebepler; ödülünün kalitesine rağmen az bilinmesi, sanat barındırması, anadolu'yu gerçekleriyle, anadolu'dan simalarla anlatması. katiliyle, maktulüyle, vatandaşı ve memuru ile tüm gerçekleri açıkça sunuyor olması. sıkıcı ama akıcı olması.
başlığı formata uygun açmadıysam affola.
casper markasının çıkarmış olduğu oyun bilgisayarı.
monster notebook ile arasında gidip kaldığım daha sonra doların artmasıyla birlikte teknosada indirim yakalar yakalamaz g770 8vj0t modelini satın aldığım bilgisayar.
sistemi aşırı derecede zorlayacak yüksek grafikli oyunlar oynamayacağım için uzun yıllar kendisiyle birlikte vakit geçireceğimi düşündüğüm bilgisayar. daha çok günlük işler, ufak renderlar ve birkaç oyun oynayacağım.
kabaca sistem özellikleri;
-i5 11400h işlemci
-nvidia rtx 3050 grafik kartı
-480 gb m2 ssd
-8 gb ram 3200mhz (64 gb kadar destekli)
-144hz led panel 300 nit 15.6'
-boş 2'5 inçlik sata yuvası
-2 adet 3.1 usb, 1 adet hdmi, 1 adet type-c, 1 adet ethernet, 1 adet sd kart okuyucu ve 1 adet kulaklık girişi mevcut.
benim satın aldığım tarih olan 30 ekim 2021 de fiyat: 11.200 tl
şu an teknosada doların fırlamasıyla birlikte 12.600 tl'den satılmakta
almadan evvel araştırmalarımda aşırı ısınma sorunu olduğunu söyleyen bir çok yorum gördüm fakat ben sistemi o kadar zorlamadığımdan sanırım böyle bir sorunla karşılaşmadım. 2 adet fan mevcut.
eksiler:
-fanlar max güçte aşırı sesli çalışmakta kütüphanede vs. kullanacaksanız rahatsız edici olabilir.
-işlemci ve grafik işlemci birimi iç dizaynda aynı tarafta ve bakır borularla soğutulmaya çalışılmış. sağ ve sol olarak ayrılsaymış belki daha iyi soğutma sistemine sahip olabilirmiş.
-depolama alanı benim için önem arz ettiğinden m2 slotunun 2 adet olasını isterdim. fakat büyük sorun değil boş sata slotu bırakmış olmaları beni kurtaracaktır.
-klavyeleri aşırı yumuşak ve rgb aydınlatmaları çok üst düzey değil.
-giriş sayıları az. daha fazla usb ve en azından display girişi görmek isterdim.
-pil süresi beklediğimden daha kısa sürede tükeniyor. ofis modunda kullanırken 2 saate %10 seviyelerine inmekte.
artılar:
-fiyat. dolardan dolayı geçekten fiyatlar aşırı derecede yüksek fakat piyasa araştırması yaptığımda elime 2-3 adet seçenek kalmakta ve aralarından benim seçimim excalibur oldu.
-ömür boyu bakım garantisi mevcut. 6 ayda bir içini temizletmek için gönderilebiliyor.
-tasarımını beğendim. arkada gereksiz logo aydınlatması mevcut değil. fırçalanmış plastik kasa mevcut ve bence gayet şık durmakta. parmak izi çok tutmuyor. genel olarak oyuncu bilgisayarı hatlarını taşıyor fakat işyerinizde toplantıda da kullanabilirsiniz.
-64 gb ram desteği
-piliniz zamanla yıpransa bile anakarta söküp çıkarılabilir şekilde tasarlamışlar. zamanla pil bitse bile yenisi tedarik edilince sorunsuz çalışacağını düşünüyorum.
-sistem upgrade etmeniz durumunda garanti dışı kalmamakta. sadece eklediğiniz parçalar garanti dahilinde olmuyor.
-144 hz ekran
monster notebook ile arasında gidip kaldığım daha sonra doların artmasıyla birlikte teknosada indirim yakalar yakalamaz g770 8vj0t modelini satın aldığım bilgisayar.
sistemi aşırı derecede zorlayacak yüksek grafikli oyunlar oynamayacağım için uzun yıllar kendisiyle birlikte vakit geçireceğimi düşündüğüm bilgisayar. daha çok günlük işler, ufak renderlar ve birkaç oyun oynayacağım.
kabaca sistem özellikleri;
-i5 11400h işlemci
-nvidia rtx 3050 grafik kartı
-480 gb m2 ssd
-8 gb ram 3200mhz (64 gb kadar destekli)
-144hz led panel 300 nit 15.6'
-boş 2'5 inçlik sata yuvası
-2 adet 3.1 usb, 1 adet hdmi, 1 adet type-c, 1 adet ethernet, 1 adet sd kart okuyucu ve 1 adet kulaklık girişi mevcut.
benim satın aldığım tarih olan 30 ekim 2021 de fiyat: 11.200 tl
şu an teknosada doların fırlamasıyla birlikte 12.600 tl'den satılmakta
almadan evvel araştırmalarımda aşırı ısınma sorunu olduğunu söyleyen bir çok yorum gördüm fakat ben sistemi o kadar zorlamadığımdan sanırım böyle bir sorunla karşılaşmadım. 2 adet fan mevcut.
eksiler:
-fanlar max güçte aşırı sesli çalışmakta kütüphanede vs. kullanacaksanız rahatsız edici olabilir.
-işlemci ve grafik işlemci birimi iç dizaynda aynı tarafta ve bakır borularla soğutulmaya çalışılmış. sağ ve sol olarak ayrılsaymış belki daha iyi soğutma sistemine sahip olabilirmiş.
-depolama alanı benim için önem arz ettiğinden m2 slotunun 2 adet olasını isterdim. fakat büyük sorun değil boş sata slotu bırakmış olmaları beni kurtaracaktır.
-klavyeleri aşırı yumuşak ve rgb aydınlatmaları çok üst düzey değil.
-giriş sayıları az. daha fazla usb ve en azından display girişi görmek isterdim.
-pil süresi beklediğimden daha kısa sürede tükeniyor. ofis modunda kullanırken 2 saate %10 seviyelerine inmekte.
artılar:
-fiyat. dolardan dolayı geçekten fiyatlar aşırı derecede yüksek fakat piyasa araştırması yaptığımda elime 2-3 adet seçenek kalmakta ve aralarından benim seçimim excalibur oldu.
-ömür boyu bakım garantisi mevcut. 6 ayda bir içini temizletmek için gönderilebiliyor.
-tasarımını beğendim. arkada gereksiz logo aydınlatması mevcut değil. fırçalanmış plastik kasa mevcut ve bence gayet şık durmakta. parmak izi çok tutmuyor. genel olarak oyuncu bilgisayarı hatlarını taşıyor fakat işyerinizde toplantıda da kullanabilirsiniz.
-64 gb ram desteği
-piliniz zamanla yıpransa bile anakarta söküp çıkarılabilir şekilde tasarlamışlar. zamanla pil bitse bile yenisi tedarik edilince sorunsuz çalışacağını düşünüyorum.
-sistem upgrade etmeniz durumunda garanti dışı kalmamakta. sadece eklediğiniz parçalar garanti dahilinde olmuyor.
-144 hz ekran
Avukatların bilmediği yahut kasten katlettiği kurallardır. En bozuk dil bilgisi kurallarının olduğu içerikler, mahkemeye sunulan avukat dilekçeleridir. bir bölümünün altı çizili, başka bir bölümü caps lock açık ve kalın punto yazılmış, bambaşka bir bölümü ise normal yazılmış dilekçeleri başka yerde görmeniz mümkün değildir.
Yönetmenliğini pelin esmer’in yaptığı 2017 yapımı dram filmi. Ana karakterlerin oyunculuğunu fazlasıyla derin ve gerçekçi bulmuştum. Filmin çoğunun trende geçmesiyse ayrı bir güzeldi. Şair leyla’nın uzun zaman sonra bir arkadaş buluşmasına katılmak için çıktığı bu yolculukta yol onu farklı olaylara sürükler.
2013 yapımı dram filmi. Yılmaz erdoğan’ın yönettiği bu filme bir başlık açılmadığını görmek şaşırttı. Türk sinemasının kült yapımlarından biridir. Cumhuriyet dönemi Türkiye’sine ışık tutan bu film veremle savaşa da Olay örgüsünde yer vermektedir. Hüzünlü ve güzel bir filmdi.
isviçre'nin flam'ı. isviçre'nin bern kantonuna bağlıdır. interlaken gezi rotasında uğranması gereken yerlere ekleyebilirsiniz. özellikle wengernalpbahn ve wengen deki trenlere alp dağlarında o büyüleyici tren yolculuğunu yapabilirsiniz.
alsace kasabasıdır. renkli evlere ve üzüm bağlarına ev sahipliği yapar. alsace şarap yolu rotasında görülmesi gereken yerlerdendir. ahşap işçiliği harika olan ev kapıları fotoğraf meraklıları için ideal. şarap alacaklar içinde riesling şarabını önerebilirim.
Kendisini 18.11.2021 hangout psmDe gerçekleşen digital cultures festivalinde dinleme fırsatı buldum. Sahne performansı ve enerjisi çok yüksek. Elektronik müzik pek bana hitap etmese de kendisini ve sanatını gerçek anlamda beğendim.
(bkz: digital cultures festival)
(bkz: institut français)
(bkz: publiko)
(bkz: jakuzi)
(bkz: lalalar)
Kendisi ve son ep’si hakkında bilgicikler
Edit : fransızca kaynağın düzeltilmesi moruk.
(bkz: digital cultures festival)
(bkz: institut français)
(bkz: publiko)
(bkz: jakuzi)
(bkz: lalalar)
Kendisi ve son ep’si hakkında bilgicikler
Edit : fransızca kaynağın düzeltilmesi moruk.
yazarların uçak bileti aldıkları siteler için oluşturulmuş veri tabanı.
enuygun.com : ilk öncelikle baktığım bilet sitesi.
obilet.com : otobüs tarafı ağır bassada ara ara güzel uçak bileti kampanyaları güzel.
uygunabiletal.com : ara ara anadolujet kampanyaları yapan firma.
turna.com : arada güzel kampanyalar yapıyor.
enuygun.com : ilk öncelikle baktığım bilet sitesi.
obilet.com : otobüs tarafı ağır bassada ara ara güzel uçak bileti kampanyaları güzel.
uygunabiletal.com : ara ara anadolujet kampanyaları yapan firma.
turna.com : arada güzel kampanyalar yapıyor.
iranIn en aydınlık zamanlarında yaşamış şair. Benim için ortadoğunun gizli kalmış hazinelerindendir kendisi. Gamlıdır. Yalnızlık barındırır. Hüzünlendirir. ama hayata karşı kırıntılı bir istek vardır şiirlerinde. 32 yaşındayken geçirdiği trafik kazası sonrası hayatını kaybetmiştir.
Çok sevdiğim bir şiiri vardır. İranlı yönetmen ibrahim gülistan’a ithafen yazılmıştır.
hasim hüsrevşavi çevirisi;
YENİDEN DOĞUŞ
- İbrahim Golestan'a -
Tüm varlığım benim karanlık bir ayettir
seni, kendinde tekrarlayarak
çiçeklenmenin ve yeşermenin
sonsuz seherine götürecek.
Ben bu ayette seni ah çektim, ah
ben bu ayette seni
ağaca ve suya ve ateşe aşıladım!
Yaşam belki
uzun bir caddedir,
her gün filesiyle bir kadının geçtiği,
yaşam belki
bir urgandır, bir adamın daldan kendini astığı,
yaşam belki okuldan dönen bir çocuktur,
yaşam belki, iki sevişme arası rehavetinde
yakılan bir sigaradır,
ya da birinin şaşkınca yoldan geçişi,
şapkasını kaldırarak,
başka bir yoldan geçene
anlamsız gülümsemeyle “günaydın” diyen.
Yaşam belki de o tıkalı andır,
benim bakışımın senin buğulu gözlerinde
kendini paramparça yıktığı
ve bir duyumsama var bunda
benim ay ve karanlığın algısıyla birleştireceğim.
Yalnızlık boyutlarındaki bir odada,
aşk boyutlarındaki yüreğim,
kendi mutluluğunun sade bahanelerini seyreder,
saksıda çiçeklerin güzelim yok oluşunu
ve senin bahçemize diktiğin fidanı
ve bir pencere boyutlarında öten
kanarya ötüşlerini.
Ah..
Budur benim payıma düşen,
budur benim payıma düşen,
benim payıma düşen,
bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür,
benim payıma düşen,
terk edilmiş merdivenlerden inmektir
ve ulaşmaktır bir şeylere çürüyüşte ve gurbette,
benim payıma düşen
anılar bahçesinde hüzünlü bir gezintidir.
Ve "ellerini
seviyorum" diyen
sesin hüznünde ölmektir.
Ellerimi bahçeye dikiyorum,
yeşereceğim, biliyorum, biliyorum, biliyorum
ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın
çukurunda yumurtlayacaklar.
Küpeler takacağım kulaklarıma
ikiz iki kirazdan
ve tırnaklarımı
papatya çiçeği yapraklarıyla süsleyeceğim.
Bir sokak var orada,
aynı karışık saçları, ince boyunları
ve sıska bacaklarıyla
küçük bir kızın masum gülüşlerini düşünüyorlar
bir gece
rüzgârın bizi alıp götürdüğü.
Bir sokak var benim yüreğimin
çocukluk mahallesinden çaldığı,
zaman çizgisinde bir oylumun yolculuğu
ve bir oylumla gebe bırakmak
bir zamanın kuru çizgisini
bilinçli bir simgenin oylumu
aynanın konukluğundan dönen.
Ve böylecedir,
birisi ölür
ve birisi yaşar.
hiçbir avcı,
çukura dökülen hor bir arkta inci avlamayacaktır.
Ben hüzünlü küçük bir periyi biliyorum
okyanusta yaşayan
ve yüreğini tahta bir kavalda,
usul usul çalan
küçük hüzünlü bir peri,
geceleri bir öpücükle ölen
ve sabahları bir öpücükle yeniden doğacak olan…
makbule aras çevirisi;
YENİDEN DOĞUŞ
- İbrahim Golestan'a -
Tüm varlığım karanlık bir ayettir benim
seni
kendinde tekrarlayarak
yeşermenin ve çiçeklenmenin
sonsuz gündoğumuna götürecek
ben bu âyette senin için ah çektim, ah!
ben bu âyetle
ağaçla ve suyla ve ateşle bütünleştirdim seni
hayat belki
bir kadının her gün filesiyle geçtiği uzun bir caddedir
hayat belki
bir adamın kendini dala astığı iptir
hayat belki
okuldan dönen bir çocuktur
hayat belki
iki sevişme arası rehavetinde
yakılan bir sigaradır
ya da
yoldan geçen bir başkasına
şapkasını kaldırarak anlamsız bir gülümseyişle
"günaydın" diyen adamın
şaşkınca karşıya geçişidir
hayat, bakışlarımın
senin gözbebeklerinde
kendini paramparça ettiği
o tutuklu andır belki
ve bakışım kendisini,
aydınlığın ve karanlığın idrakiyle
karıştıracağım duygusu içindedir
yalnızlık boyutlarındaki bir odada
tek aşklık kalbim,
kendi mutluluğunun yalın bahanelerine
saksıdaki çiçeklerin güzelce soluşuna
eviınizin bahçesine senin diktiğin fidana
ve bir tek pencere için öten kanaryaların şarkısına
bakıyor.
ah!
bana düşen budur
bana düşen budur
bana düşen
bir perdenin asılışının benden aldığı gökyüzüdür
bana düşen terk edilmiş bir merdivenden inmek
ve yalnızlık içinde çürümekte olan bir şeye ulaşmaktır
bana düşen hatıralar bahçesinde hüzünle dolaşmaktır
ve "ellerini seviyorum"
diyen sesin kederinde ölınektir
ellerimi bahçeye dikiyoruın
yeşereceğim biliyorum, biliyorum, biliyorum
ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın
arasına yumurtlayacaklar
küpeler takacağım kulaklarıma
kıpkırınızı kirazlardan
ve tırnaklarıma yıldızçiçeği yaprakları yapıştıracağım
çocukları bir zamanlar bana aşık
bir sokak var orada
aynı dağınık saçları, ince boyunları ve sıska bacaklarıyla
o çocuklar,
bir gece rüzgarın alıp götürdüğü
o küçük kızın masuın tebessümünü
düşünüyorlar hâlâ
bir sokak var
kalbimin
çocukluğumun mahallelerinden çaldığı
zaman çizgisinde bir oylumun yolculuğu
ve bir oylumla gebe bırakmak
zamanın kuru çizgisini
bir aynaya misafir gidip dönen
bilinçli imgenin oylumuyla
ve işte böyledir
biri ölür
ve geride kalır biri
hiçbir avcı
çukura dökülen sığ derede
inci avlayamaz
hüzünlü, küçük bir peri tanıyorum ben
okyanusta yaşayan
ve yüreğini ahşap neyinde
usul usul çalan
hüzünlü, küçük bir peri
geceleri bir buseyle ölen
gün ağarırken bir buseyle
yeniden doğacak olan.
Çok sevdiğim bir şiiri vardır. İranlı yönetmen ibrahim gülistan’a ithafen yazılmıştır.
hasim hüsrevşavi çevirisi;
YENİDEN DOĞUŞ
- İbrahim Golestan'a -
Tüm varlığım benim karanlık bir ayettir
seni, kendinde tekrarlayarak
çiçeklenmenin ve yeşermenin
sonsuz seherine götürecek.
Ben bu ayette seni ah çektim, ah
ben bu ayette seni
ağaca ve suya ve ateşe aşıladım!
Yaşam belki
uzun bir caddedir,
her gün filesiyle bir kadının geçtiği,
yaşam belki
bir urgandır, bir adamın daldan kendini astığı,
yaşam belki okuldan dönen bir çocuktur,
yaşam belki, iki sevişme arası rehavetinde
yakılan bir sigaradır,
ya da birinin şaşkınca yoldan geçişi,
şapkasını kaldırarak,
başka bir yoldan geçene
anlamsız gülümsemeyle “günaydın” diyen.
Yaşam belki de o tıkalı andır,
benim bakışımın senin buğulu gözlerinde
kendini paramparça yıktığı
ve bir duyumsama var bunda
benim ay ve karanlığın algısıyla birleştireceğim.
Yalnızlık boyutlarındaki bir odada,
aşk boyutlarındaki yüreğim,
kendi mutluluğunun sade bahanelerini seyreder,
saksıda çiçeklerin güzelim yok oluşunu
ve senin bahçemize diktiğin fidanı
ve bir pencere boyutlarında öten
kanarya ötüşlerini.
Ah..
Budur benim payıma düşen,
budur benim payıma düşen,
benim payıma düşen,
bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür,
benim payıma düşen,
terk edilmiş merdivenlerden inmektir
ve ulaşmaktır bir şeylere çürüyüşte ve gurbette,
benim payıma düşen
anılar bahçesinde hüzünlü bir gezintidir.
Ve "ellerini
seviyorum" diyen
sesin hüznünde ölmektir.
Ellerimi bahçeye dikiyorum,
yeşereceğim, biliyorum, biliyorum, biliyorum
ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın
çukurunda yumurtlayacaklar.
Küpeler takacağım kulaklarıma
ikiz iki kirazdan
ve tırnaklarımı
papatya çiçeği yapraklarıyla süsleyeceğim.
Bir sokak var orada,
aynı karışık saçları, ince boyunları
ve sıska bacaklarıyla
küçük bir kızın masum gülüşlerini düşünüyorlar
bir gece
rüzgârın bizi alıp götürdüğü.
Bir sokak var benim yüreğimin
çocukluk mahallesinden çaldığı,
zaman çizgisinde bir oylumun yolculuğu
ve bir oylumla gebe bırakmak
bir zamanın kuru çizgisini
bilinçli bir simgenin oylumu
aynanın konukluğundan dönen.
Ve böylecedir,
birisi ölür
ve birisi yaşar.
hiçbir avcı,
çukura dökülen hor bir arkta inci avlamayacaktır.
Ben hüzünlü küçük bir periyi biliyorum
okyanusta yaşayan
ve yüreğini tahta bir kavalda,
usul usul çalan
küçük hüzünlü bir peri,
geceleri bir öpücükle ölen
ve sabahları bir öpücükle yeniden doğacak olan…
makbule aras çevirisi;
YENİDEN DOĞUŞ
- İbrahim Golestan'a -
Tüm varlığım karanlık bir ayettir benim
seni
kendinde tekrarlayarak
yeşermenin ve çiçeklenmenin
sonsuz gündoğumuna götürecek
ben bu âyette senin için ah çektim, ah!
ben bu âyetle
ağaçla ve suyla ve ateşle bütünleştirdim seni
hayat belki
bir kadının her gün filesiyle geçtiği uzun bir caddedir
hayat belki
bir adamın kendini dala astığı iptir
hayat belki
okuldan dönen bir çocuktur
hayat belki
iki sevişme arası rehavetinde
yakılan bir sigaradır
ya da
yoldan geçen bir başkasına
şapkasını kaldırarak anlamsız bir gülümseyişle
"günaydın" diyen adamın
şaşkınca karşıya geçişidir
hayat, bakışlarımın
senin gözbebeklerinde
kendini paramparça ettiği
o tutuklu andır belki
ve bakışım kendisini,
aydınlığın ve karanlığın idrakiyle
karıştıracağım duygusu içindedir
yalnızlık boyutlarındaki bir odada
tek aşklık kalbim,
kendi mutluluğunun yalın bahanelerine
saksıdaki çiçeklerin güzelce soluşuna
eviınizin bahçesine senin diktiğin fidana
ve bir tek pencere için öten kanaryaların şarkısına
bakıyor.
ah!
bana düşen budur
bana düşen budur
bana düşen
bir perdenin asılışının benden aldığı gökyüzüdür
bana düşen terk edilmiş bir merdivenden inmek
ve yalnızlık içinde çürümekte olan bir şeye ulaşmaktır
bana düşen hatıralar bahçesinde hüzünle dolaşmaktır
ve "ellerini seviyorum"
diyen sesin kederinde ölınektir
ellerimi bahçeye dikiyoruın
yeşereceğim biliyorum, biliyorum, biliyorum
ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın
arasına yumurtlayacaklar
küpeler takacağım kulaklarıma
kıpkırınızı kirazlardan
ve tırnaklarıma yıldızçiçeği yaprakları yapıştıracağım
çocukları bir zamanlar bana aşık
bir sokak var orada
aynı dağınık saçları, ince boyunları ve sıska bacaklarıyla
o çocuklar,
bir gece rüzgarın alıp götürdüğü
o küçük kızın masuın tebessümünü
düşünüyorlar hâlâ
bir sokak var
kalbimin
çocukluğumun mahallelerinden çaldığı
zaman çizgisinde bir oylumun yolculuğu
ve bir oylumla gebe bırakmak
zamanın kuru çizgisini
bir aynaya misafir gidip dönen
bilinçli imgenin oylumuyla
ve işte böyledir
biri ölür
ve geride kalır biri
hiçbir avcı
çukura dökülen sığ derede
inci avlayamaz
hüzünlü, küçük bir peri tanıyorum ben
okyanusta yaşayan
ve yüreğini ahşap neyinde
usul usul çalan
hüzünlü, küçük bir peri
geceleri bir buseyle ölen
gün ağarırken bir buseyle
yeniden doğacak olan.