kafa güzelken yapılan hareketler
genellikle saçma hareketlerdir. mükemmel bir örneği de benden gelsin o zaman. uzun olacak, şimdiden söyleyeyim.
birkaç sene önce çok yakın bir arkadaş grubu olarak çimlik bir alanda sohbet muhabbet derken çok içtik. ayağa kalkmaya çalışınca yere falan düşüyorum, o kadar kötü sarhoşum. tuvalete gitmem gerekiyor ve grupta benden başka bir kız olmadığı için az içmiş bir arkadaşa beni emanet edip tuvalet bulmaya yolluyorlar. tabii gecenin bir vakti, etraftaki her yer kapalı. ama ben baya kötüyüm, kendimi yerlere atıyorum, buralar niye kapalı lan diye mekanlara sövüyorum falan durum felaket. arkadaşım da hadi canım kardeşim diyerek beni götürmeye çalışıyor, yazık. neyse, ilerde bir yerde kapanmak üzere olan bir mekan görüyoruz. arkadaşım hemen beni oraya sürüklüyor, adamlara durumu anlatıyor, adamlar da e iyi geçin bakalım diyorlar. arkadaşım zar zor beni kabine sokuyor falan filan. neyse biz çıkıyoruz ama ben zaten zor ayakta duruyorum. bu arada mekanın kapılar yerden tavana kadar cam. neyse, tam çıkacakken sanırım teşekkür etmek istiyorum ve arkamı dönüyorum. konu ile ilgili hatırladığım tek şey herkesin bana baktığı. arkadaşımın anlattığına göre adamlara dönüp bir süre hepsini süzüyorum ve "sa" tarzı bir şey bağırıyorum, sonra utanıp kaçmak için koşuyorum fakat devasa cam kapıya çarpıp yere yığılıyorum (o halde nasıl koştuğum da ayrı bir merak konusudur). tabii zavallı arkadaşım baygın haldeki beni sırtlıyor ve geri grubun yanına kadar taşıyor.
olayı hafif hatırlıyorum fakat sonunu kesinlikle hatırlamıyorum. sadece ertesi sabah uyandığımda alnımda yumurta kadar bir şişlik vardı. baya uzun zaman dalgasını geçtiler.
(bkz: ağzı ile içemeyen insan)
birkaç sene önce çok yakın bir arkadaş grubu olarak çimlik bir alanda sohbet muhabbet derken çok içtik. ayağa kalkmaya çalışınca yere falan düşüyorum, o kadar kötü sarhoşum. tuvalete gitmem gerekiyor ve grupta benden başka bir kız olmadığı için az içmiş bir arkadaşa beni emanet edip tuvalet bulmaya yolluyorlar. tabii gecenin bir vakti, etraftaki her yer kapalı. ama ben baya kötüyüm, kendimi yerlere atıyorum, buralar niye kapalı lan diye mekanlara sövüyorum falan durum felaket. arkadaşım da hadi canım kardeşim diyerek beni götürmeye çalışıyor, yazık. neyse, ilerde bir yerde kapanmak üzere olan bir mekan görüyoruz. arkadaşım hemen beni oraya sürüklüyor, adamlara durumu anlatıyor, adamlar da e iyi geçin bakalım diyorlar. arkadaşım zar zor beni kabine sokuyor falan filan. neyse biz çıkıyoruz ama ben zaten zor ayakta duruyorum. bu arada mekanın kapılar yerden tavana kadar cam. neyse, tam çıkacakken sanırım teşekkür etmek istiyorum ve arkamı dönüyorum. konu ile ilgili hatırladığım tek şey herkesin bana baktığı. arkadaşımın anlattığına göre adamlara dönüp bir süre hepsini süzüyorum ve "sa" tarzı bir şey bağırıyorum, sonra utanıp kaçmak için koşuyorum fakat devasa cam kapıya çarpıp yere yığılıyorum (o halde nasıl koştuğum da ayrı bir merak konusudur). tabii zavallı arkadaşım baygın haldeki beni sırtlıyor ve geri grubun yanına kadar taşıyor.
olayı hafif hatırlıyorum fakat sonunu kesinlikle hatırlamıyorum. sadece ertesi sabah uyandığımda alnımda yumurta kadar bir şişlik vardı. baya uzun zaman dalgasını geçtiler.
(bkz: ağzı ile içemeyen insan)