baba

konuyla ilgili 1 entry daha
15 yaşıma kadar kullanamadığım, kullanmaya dilimin varmadığı kelime. Sonrasındaysa annemin zorlamasıyla kullanmaya başladım fakat içimde hiçbir duygu kıpırdatamadı. İçimde bazı acıları gerçekten affetmek ve kabullenmek için öylesine uğraştım ki şu an bile yeterince affedemediğimi kavrıyorum. Yüzde 1’lik bir kabullenememişlik hala baba kelimesini hiçbir mana yüklemeden telaffuz etmeme yol açıyor. Babası ölen insanlar görüyorum ve kendi babam sağ olduğu halde içindeki hiç yaşamamış ya ölürse ve ben ömrüm boyunca içimde bir babayı hiç yeşertemezsem? Çocukluğuma dair tek bir an var babamla olan ama o anın gerçek olduğundan bile tam olarak emin değilim çünkü o kısa mutluluk anını yaşadığım kişi babam olmayabilir ya da en kötüsü bir rüya olabilir. Tüm ömrüm boyunca acıyı sessizce içinde yaşadıktan sonra 22 yaşımda bir gün tüm öfkeyi kusabildim. Üzerinden büyük bir ağırlık kalkmış gibi hissetmiştim sonrasındaki uzun bir süre. Fakat esas affetmeyi sanırım o olaydan birkaç ay sonra “sana iyi bir baba olamadım ne yazıkki kızım” mesajını okuduğumda yaşadım. Kimse görmesin diye tuvalete gidip ağlamıştım ve tamamen arandığımı hissetmiştim. Ya da öyle olduğunu sanmıştım sanırım ama hala çocukluğumda hissedemediğim baba sevgisinin açtığı soğukluğu hiçbir şeyin tam anlamıyla dolduramayacağını biliyorum. Ve beni en çok korkutan şey eğer babam bir gün ölürse bunun bana hiçbir şey hissettirmemesi ihtimali.
Bunları neden buraya yazdığımı hiç bilmiyorum ama iyi geldi. Yazmak her zaman iyi gelir.