Kürt İslamcı ve çoğu faaliyetini Türkiye'de gerçekleştiren terör örgütüdür.
Zamanında işledikleri cinayetler ve yaptıkları suikastlarla adını sıkça duyurmuştur.
ilk liderleri hüseyin velioğlu’nun devletin yetiştirdiği kontrgerilla falan olduğu söylenmiştir.
Ayrıca İran’da yaşayanlar, gidip görenler bilir ki bu örgütün zamanında türkiye’de ceza almış üyelerinin çoğunluğu hâlâ orada yaşar. Son dönemlerde ise türkiye cumhuriyeti devleti’nin iran’daki temsilciliklerinde fetö’den boşalan yerlere girmeye başlamışlardır.
Zamanında işledikleri cinayetler ve yaptıkları suikastlarla adını sıkça duyurmuştur.
ilk liderleri hüseyin velioğlu’nun devletin yetiştirdiği kontrgerilla falan olduğu söylenmiştir.
Ayrıca İran’da yaşayanlar, gidip görenler bilir ki bu örgütün zamanında türkiye’de ceza almış üyelerinin çoğunluğu hâlâ orada yaşar. Son dönemlerde ise türkiye cumhuriyeti devleti’nin iran’daki temsilciliklerinde fetö’den boşalan yerlere girmeye başlamışlardır.
İnstagramda sürekli pilavın üzerine saçma sapan alakasız yiyecekler koyan adamdır. örn: pilav üstü menemen
ben fero'nun orman kanunları albümünden çok enteresan bir parça. acı, hırs, neşe, aile her şeyi içine katmış bir trap şarkısı. ve fero'yu ilk defa rap yaparken görüyoruz. rap yapabildiği zamanlarda başarılı bir mc olabildiği de aşikar. öyle ki albümün klip parçası babafingo'nun iki katından fazla görüntülenmesi var youtube'da.
aşık fero değil, fero nigga lan!
ben fero - biladerim için
[verse 1]
katlanarak her an katlanarak
from zero fero hero bro şakgadanak
before trap vakit geçerdi hep sallanarak (trap)
geriye dön, bak deme lan bakamam (let's go)
rakama değil lan adama feat ver
fero da girince yanıyo beatler
beni de bi' ince seviyo kitlem
darlama buradan bi' siktir git len!
basını, tizini, midini bilmem
heceler geçerim, alayı dinler
hedefi seçerim, elimde pimler
bi' günde çıkarım, bi' ömür inmem
ivmem yükselir inmem
şarkılarım fıtık gibi kulaklarda nüksedip inler
piller bitmedi birden (yok yok)
trenime bin nigga korkma demirden
[nakarat]
biladerim için (biladerim)
zencilerim için (zencilerim için)
kardeşler için (kardeş kardeş)
abiler için (abiler için)
değil şöhret, para için
hiphop kardeşlerim için
bu rap, biladerim için
trap zencilerin işi
kardeş abi bilader ve zenciler için
rakip olarak bul dengine bi' şey
sen de biliyo'sun bizi kaslar o biçim nigga
bende trap müzik hastalık işi
hastalık işi, hastalık işi
heves, ilgi değil bu bi' hastalık işi
anam, babam için ve de hatunum için yapıyorum bu işi, biladerim için
[verse 2]
biladerim için tabi semtim rich (rich)
pes edersem piçim hani piç, piç, piç (piç)
hem sert hem funny, sen dert ben money
beş vermem, hadi siktir git (git)
lirikaliteymiş yemişim ulan (hah!)
aşık fero değil feronigga lan (lan)
anlamaz inceyi, dilimi falan
boynumda yılan nigga, badiye devam (bas)
lamborghini, gucci my man keişan (bro)
kim o' da o ronaldinho, ben neymar (gol)
yarım gibi çıkıyorum sendeyim ha! (trap house)
henny henny hennessy kafam leyla (kıyak)
biladere demem hiç, "gelmiyim ya" (ya)
çarpanın haline ben diyim vah (vah) (vah) (vah) (vah)
eyvah eyvah hey maşallah
kei neşe verdi inan bana valla
okuldaki hocalarım etti illallah
şimdi gurur duyuyo'lar, alayına yallah
ikinci bi' fero zor, hadi inşallah
mahalleyi temsil edeceğim evelallah
seviyorum bu müziği, yukarıda allah
orman kanunları bilader, eyvallah!
[nakarat]
biladerim için (biladerim)
zencilerim için (zencilerim için)
kardeşler için (kardeş kardeş)
abiler için (abiler için)
değil şöhret, para için
hiphop kardeşlerim için
bu rap, biladerim için
trap zencilerin işi
kardeş abi bilader ve zenciler için
rakip olarak bul dengine bi' şey
sen de biliyo'sun bizi, kaslar o biçim nigga
bende trap müzik hastalık işi
hastalık işi, hastalık işi
heves, ilgi değil bu bi' hastalık işi
anam, babam için ve de hatunum için yapıyorum bu işi, biladerim için
[outro]
semtimiz için, kentimiz için
dinleyen için ve sevenlerim için
ormanım için, ortamım için
yapıyorum bu işi biladerim için
yapıyorum bu işi biladerim için
yapıyorum bu işi biladerim için
yapıyorum bu işi biladerim için nigga
yapıyorum bu işi biladerim için
aşık fero değil, fero nigga lan!
ben fero - biladerim için
[verse 1]
katlanarak her an katlanarak
from zero fero hero bro şakgadanak
before trap vakit geçerdi hep sallanarak (trap)
geriye dön, bak deme lan bakamam (let's go)
rakama değil lan adama feat ver
fero da girince yanıyo beatler
beni de bi' ince seviyo kitlem
darlama buradan bi' siktir git len!
basını, tizini, midini bilmem
heceler geçerim, alayı dinler
hedefi seçerim, elimde pimler
bi' günde çıkarım, bi' ömür inmem
ivmem yükselir inmem
şarkılarım fıtık gibi kulaklarda nüksedip inler
piller bitmedi birden (yok yok)
trenime bin nigga korkma demirden
[nakarat]
biladerim için (biladerim)
zencilerim için (zencilerim için)
kardeşler için (kardeş kardeş)
abiler için (abiler için)
değil şöhret, para için
hiphop kardeşlerim için
bu rap, biladerim için
trap zencilerin işi
kardeş abi bilader ve zenciler için
rakip olarak bul dengine bi' şey
sen de biliyo'sun bizi kaslar o biçim nigga
bende trap müzik hastalık işi
hastalık işi, hastalık işi
heves, ilgi değil bu bi' hastalık işi
anam, babam için ve de hatunum için yapıyorum bu işi, biladerim için
[verse 2]
biladerim için tabi semtim rich (rich)
pes edersem piçim hani piç, piç, piç (piç)
hem sert hem funny, sen dert ben money
beş vermem, hadi siktir git (git)
lirikaliteymiş yemişim ulan (hah!)
aşık fero değil feronigga lan (lan)
anlamaz inceyi, dilimi falan
boynumda yılan nigga, badiye devam (bas)
lamborghini, gucci my man keişan (bro)
kim o' da o ronaldinho, ben neymar (gol)
yarım gibi çıkıyorum sendeyim ha! (trap house)
henny henny hennessy kafam leyla (kıyak)
biladere demem hiç, "gelmiyim ya" (ya)
çarpanın haline ben diyim vah (vah) (vah) (vah) (vah)
eyvah eyvah hey maşallah
kei neşe verdi inan bana valla
okuldaki hocalarım etti illallah
şimdi gurur duyuyo'lar, alayına yallah
ikinci bi' fero zor, hadi inşallah
mahalleyi temsil edeceğim evelallah
seviyorum bu müziği, yukarıda allah
orman kanunları bilader, eyvallah!
[nakarat]
biladerim için (biladerim)
zencilerim için (zencilerim için)
kardeşler için (kardeş kardeş)
abiler için (abiler için)
değil şöhret, para için
hiphop kardeşlerim için
bu rap, biladerim için
trap zencilerin işi
kardeş abi bilader ve zenciler için
rakip olarak bul dengine bi' şey
sen de biliyo'sun bizi, kaslar o biçim nigga
bende trap müzik hastalık işi
hastalık işi, hastalık işi
heves, ilgi değil bu bi' hastalık işi
anam, babam için ve de hatunum için yapıyorum bu işi, biladerim için
[outro]
semtimiz için, kentimiz için
dinleyen için ve sevenlerim için
ormanım için, ortamım için
yapıyorum bu işi biladerim için
yapıyorum bu işi biladerim için
yapıyorum bu işi biladerim için
yapıyorum bu işi biladerim için nigga
yapıyorum bu işi biladerim için
sertaç aradı. "abi çok kötüyüm bestekar’a gelsene içiyorum" dedi. "ne oldu lan kaçkın" diye sordum. "çabuk gel oğlum çok kötüyüm" dedi. telefonda biri açıklama yapmıyorsa ve sadece çabuk gel diyorsa o iş ciddidir. atladım bestekar sokakta bir kısım insanın koptuğu, bir kısım insanın etrafa kesikler attığı bir mekana girdim. şu ayakta sığır gibi dinelerek yapılan eğlence anlayışını da bir türlü anlayamam. belki bel fıtığım olduğu 10 dakikada kıçımın sağ lobuna kramp girdiği için olabilir bilmiyorum. ayakta içki içen kış günü beyaz badiler giymiş sıfatsızlar, sürekli telefonuyla ilgilenen bol makyajlı kızlar bi de bel fıtıklı ben. kısacası leş ve sıkıcı bir ortam. bu tip ortamlarda konuşarak kimseyi etkileyemezsiniz; bu duruma da gıcık olurum. eğer klasik bir türk erkeğiyseniz olmayan tipinizi müzik sesi alçak olan mekanlarda çok eşsiz bokum gibi muhabbetinizle bir nebze kapatabilirsiniz. nasıl kızlar suratındaki lekeleri fondöten ile kapatıyorsa erkeğin fondöteni de muhabbetidir. zaten bir erkek bir kadına "ya o mekan çok gürültülü konuşabileceğimiz daha sakin mekanlara gidelim" diyorsa o erkek tipsizdir, dans edemezdir, iğrenç bir heriftir ama iyi baba olur ondan.
en büyük hayalim bir bara ellerim havada dans ederek çeçeçerereçeçe diyerek girmektir ama bir hayalim daha gerçekleşmeden kalabalığın arasından sıyrılarak sertaç’ı buldum. iğrenç bir ayyaş gibi tek başına içiyordu. hemen atladım üstüne omzunu sıktım. noldu lan diye sordum. "kanka ezgi beni terk etti" dedi. hiç sevmediğim bir ortamda hiç sevmediğim bir muhabbetin içindeydim. insanların aşk acısı çekmesini anlayamıyorum gerçekten bu nedenle ah be sertaç keşke emmin ölseydi de daha mantıklı bir üzüntü üzerine dertleşseydik diye içimden geçirdim. yuvarlak laflar etmeye hemen başladım. "kanka sana kız mı yok; önümüzdeki maçlara bakarız; etrafa baksana her yer karı kız meh meh". sonra sertaç anlatmaya başladı. insanları genelde dinlemem hep dinlermiş gibi yaparım. sertaç'a da öyle yaptım bana ne lan ezgi'den ayrıldıysa. birden çaprazımdaki sarışın çıtı pıtı kızı fark ettim. herkesin votka, malibu, jagermastır ve şapkalı kokteyl içtiği ortamda emekli maliye memuru edasında rakı içiyor; beyaz ve modern mobilyalarla döşenmiş bir evin salonunda bir ibrik gibi duruyordu. kız rakının dibine vuruyor, arkadaşları onu teselli ediyordu. arada bir alnını iki eliyle ovalıyordu. bir pavyon gülü gibi dertli görünüyordu.
böyle mekanlar on saat dıptıs dıptıs modunda şarkılar çalar arada da sılov şarkı çakarlar ki millet bir efkarlansın bu sayede içkilerini fondiplesinler. artık sılov şarkının vakti gelmişti. dj kabinindeki zengin kelli, dövmeli ve sarı bileklikli eleman verdi alttan emre aydın'ı. sertaç bir şeyler anlatıyordu hala; ben de yuvarlak laflarıma devam ediyordum ama gözüm çıtı pıtıdaydı. emre aydın hoşçakal dedikçe kız ağlıyor, ortamdaki kızlar onu teselli ediyordu. çıtı pıtı kendini rakıya vuruyor arkadaşları ona hüzünle bakıyordu. kadınlardaki bu terk edilince ortaya çıkan birlik ve dayanışma duygularını her zaman takdir ederim. teselliler, kusmaya götürmeler, zorla kahve içirmeler, dışarıya götürüp sarhoş ama terk edilmiş kankisine hava aldırmalar bunlar gerçekten samimi hareketler gibi geliyor bana. bu tip dayanışma erkeklerde pek görülmez. bir erkek kusarsa tiksiniriz biz mesela; ya da heyvan gibi sarhoş olursa arkasından "pezevenk sabaha kadar esir aldı" diye söveriz.
müşteriler fondip yaptıktan ve yeni içki siparişi verdikten hemen sonra dj "içerim ben bu akşam" şarkısını alttan verdi. beyaz badiler ve bol makyajlılar ellerindeki içkileri havaya kaldırıp "içerim ben burdaaa bu akşaaaaam" diye hep beraber şarkıya eşlik etmeye başladı. gözüm çıtı pıtıya takıldı. rakıyı havaya kaldırmış mutlu bir şekilde şarkıya eşlik ediyor kankileri ile hoppidi hoppidi zıplıyordu. yanına da beyaz badili bir eleman şimdiden bir sırtlan gibi sokulmuştu. sertaç uyuzuna baktım hala anlatıyordu hiç “içerim ben bu akşam coşkusuna” dahil olamamıştı ve aşk acısından ölmek üzereydi. bana döndü "abi ben bu kızları anlamıyorum" dedi. sonra ben de çıtı pıtıya baktım coştukça coşuyordu. daha 10 dakika önce hayatın bütün acımasızlıkları, zalimlikleri kendisinin başına gelmiş gibi davranıyordu ama şimdi o kefenim sağlam diye tepinip beyaz badili adama sokuluyordu. biramdan bir yudum aldım; "kanka ben de anlamıyorum hakikaten bu arada cüzdanımı evde unuttum lan biralar senden ha" dedim.
en büyük hayalim bir bara ellerim havada dans ederek çeçeçerereçeçe diyerek girmektir ama bir hayalim daha gerçekleşmeden kalabalığın arasından sıyrılarak sertaç’ı buldum. iğrenç bir ayyaş gibi tek başına içiyordu. hemen atladım üstüne omzunu sıktım. noldu lan diye sordum. "kanka ezgi beni terk etti" dedi. hiç sevmediğim bir ortamda hiç sevmediğim bir muhabbetin içindeydim. insanların aşk acısı çekmesini anlayamıyorum gerçekten bu nedenle ah be sertaç keşke emmin ölseydi de daha mantıklı bir üzüntü üzerine dertleşseydik diye içimden geçirdim. yuvarlak laflar etmeye hemen başladım. "kanka sana kız mı yok; önümüzdeki maçlara bakarız; etrafa baksana her yer karı kız meh meh". sonra sertaç anlatmaya başladı. insanları genelde dinlemem hep dinlermiş gibi yaparım. sertaç'a da öyle yaptım bana ne lan ezgi'den ayrıldıysa. birden çaprazımdaki sarışın çıtı pıtı kızı fark ettim. herkesin votka, malibu, jagermastır ve şapkalı kokteyl içtiği ortamda emekli maliye memuru edasında rakı içiyor; beyaz ve modern mobilyalarla döşenmiş bir evin salonunda bir ibrik gibi duruyordu. kız rakının dibine vuruyor, arkadaşları onu teselli ediyordu. arada bir alnını iki eliyle ovalıyordu. bir pavyon gülü gibi dertli görünüyordu.
böyle mekanlar on saat dıptıs dıptıs modunda şarkılar çalar arada da sılov şarkı çakarlar ki millet bir efkarlansın bu sayede içkilerini fondiplesinler. artık sılov şarkının vakti gelmişti. dj kabinindeki zengin kelli, dövmeli ve sarı bileklikli eleman verdi alttan emre aydın'ı. sertaç bir şeyler anlatıyordu hala; ben de yuvarlak laflarıma devam ediyordum ama gözüm çıtı pıtıdaydı. emre aydın hoşçakal dedikçe kız ağlıyor, ortamdaki kızlar onu teselli ediyordu. çıtı pıtı kendini rakıya vuruyor arkadaşları ona hüzünle bakıyordu. kadınlardaki bu terk edilince ortaya çıkan birlik ve dayanışma duygularını her zaman takdir ederim. teselliler, kusmaya götürmeler, zorla kahve içirmeler, dışarıya götürüp sarhoş ama terk edilmiş kankisine hava aldırmalar bunlar gerçekten samimi hareketler gibi geliyor bana. bu tip dayanışma erkeklerde pek görülmez. bir erkek kusarsa tiksiniriz biz mesela; ya da heyvan gibi sarhoş olursa arkasından "pezevenk sabaha kadar esir aldı" diye söveriz.
müşteriler fondip yaptıktan ve yeni içki siparişi verdikten hemen sonra dj "içerim ben bu akşam" şarkısını alttan verdi. beyaz badiler ve bol makyajlılar ellerindeki içkileri havaya kaldırıp "içerim ben burdaaa bu akşaaaaam" diye hep beraber şarkıya eşlik etmeye başladı. gözüm çıtı pıtıya takıldı. rakıyı havaya kaldırmış mutlu bir şekilde şarkıya eşlik ediyor kankileri ile hoppidi hoppidi zıplıyordu. yanına da beyaz badili bir eleman şimdiden bir sırtlan gibi sokulmuştu. sertaç uyuzuna baktım hala anlatıyordu hiç “içerim ben bu akşam coşkusuna” dahil olamamıştı ve aşk acısından ölmek üzereydi. bana döndü "abi ben bu kızları anlamıyorum" dedi. sonra ben de çıtı pıtıya baktım coştukça coşuyordu. daha 10 dakika önce hayatın bütün acımasızlıkları, zalimlikleri kendisinin başına gelmiş gibi davranıyordu ama şimdi o kefenim sağlam diye tepinip beyaz badili adama sokuluyordu. biramdan bir yudum aldım; "kanka ben de anlamıyorum hakikaten bu arada cüzdanımı evde unuttum lan biralar senden ha" dedim.
Bim'in kendi adına ürettirdiği, fiyat ve performans odaklı ürünlerdir.
Bunlara örnek verecek olursak;
(bkz: dost yoğurt)
Bunlara örnek verecek olursak;
(bkz: dost yoğurt)
Flam kasabasından kalkan turistik bir tren hattıdır.
Dünyanın en iyi tren rotalarında gösterilmektedir.
İnanmayanlar için link
Dünyanın en iyi tren rotalarında gösterilmektedir.
İnanmayanlar için link
enflasyonu son gazla yükselen, dünyanın en çok petrol rezervine sahip, halkının garibanlık çektiği ve bugünlerde amerika tarafından bu petrolü sebebiyle muhalifleri desteklenerek yönetimi ele geçirilmeye çalışılan ve petrol sömürüsü planlarıyla dünya ülkelerinin yanıp tutuştuğu ülkedir. afrikada bulunan yer altı zenginliklerini oranın insanlarına bunca yıl zulmederek ele geçirmeye çalışanlar, aynı politikayı bu ülke üzerinde uygulamaya çalışmaktadırlar.
insanlarda coşku uyandıran, sazlarla darbukalarla çalınan eserlerdir.
Duygusal sözler barındırmasına rağmen melodisiyle eğlendirebilen türünün ilginç örneklerindendir.
Duygusal sözler barındırmasına rağmen melodisiyle eğlendirebilen türünün ilginç örneklerindendir.
resmi adı "the european community association agreement" (ecaa) olan ankara anlaşması, 1963 yılında avrupa birliği ile türkiye arasında imzalanmış türkler’in ingiltere, irlanda, iskoçya galler’de iş kurma izni veren bir anlaşmadır. bu anlaşma’dan reşit olan her türk vatandaşı ve aile bireyleri faydalanabilir. bir iş kurabileceğiniz gibi bir işe ortak olmanızın kapısını da açan bu anlaşma herhangi bir işte çalışabilmeyi, eğitim ve sağlık hizmetlerinden de ücretsiz faylanabilmenizi sağlar.
başvuru sırasında en önemli husus iş planının 4 yıllık ve birleşik krallık mevzuatına uygun bir şekilde hazırlanmış olmasıdır.
1 yıl sonunda 3 yıllık oturma izni ve çalışma izni aldıktan sonra vatandaşlık için başvuru yapılabiliyor. tek kural başvuru yatısınız işi yapıyor olmaya devam etmeniz. (1 yılın sonunda iş kolunuzu değiştirme hakkına da sahip oluyorsunuz fakat nahoş bir durum olarak algılanır.) 16 mart 2018’e kadar bu kuralların geçerli olduğu anlaşma için birleşik krallık bir gecede yürürlülüğe giren ani bir karar aldı. karara göre oturma izni alabilmek için 5 yıllık bir sürenin geçmesi ve hükümete kişi başı türk lirasıyla 17.000 TL (2.389 sterlin) ödeme yapılması talep edilmektedir.
kararın geriye yönelik de uygulanması haksızlığına karşı çıkan 12 bin 500 türk vatandaşı "alliance of turkhis businesspeople" (türk iş birliği) topluluğunu kurmuş ve dava açmıştır. topluluk davayı kazanıp bu haksızlığın en azından geriye yönelik uygulanması kararını kaldırtabileceklerinden umutlu olduklarını fade eden bir açıklama yapmıştır.
dava 7 mart yani bugün birleşik krallık mahkemelerinde neticelenecektir.
başvuru sırasında en önemli husus iş planının 4 yıllık ve birleşik krallık mevzuatına uygun bir şekilde hazırlanmış olmasıdır.
1 yıl sonunda 3 yıllık oturma izni ve çalışma izni aldıktan sonra vatandaşlık için başvuru yapılabiliyor. tek kural başvuru yatısınız işi yapıyor olmaya devam etmeniz. (1 yılın sonunda iş kolunuzu değiştirme hakkına da sahip oluyorsunuz fakat nahoş bir durum olarak algılanır.) 16 mart 2018’e kadar bu kuralların geçerli olduğu anlaşma için birleşik krallık bir gecede yürürlülüğe giren ani bir karar aldı. karara göre oturma izni alabilmek için 5 yıllık bir sürenin geçmesi ve hükümete kişi başı türk lirasıyla 17.000 TL (2.389 sterlin) ödeme yapılması talep edilmektedir.
kararın geriye yönelik de uygulanması haksızlığına karşı çıkan 12 bin 500 türk vatandaşı "alliance of turkhis businesspeople" (türk iş birliği) topluluğunu kurmuş ve dava açmıştır. topluluk davayı kazanıp bu haksızlığın en azından geriye yönelik uygulanması kararını kaldırtabileceklerinden umutlu olduklarını fade eden bir açıklama yapmıştır.
dava 7 mart yani bugün birleşik krallık mahkemelerinde neticelenecektir.