yurt dışında başa gelen en tehlikeli olay

Ben bela paratoneri olarak çok fazla şey anlatabilirim ama fantastik bir tanesi ile başlayayım.
Berlin’de ders arasında okulun yanındaki parka (bkz: weissensee ) çıkıp oturmuş bir şeyler atıştırıyordum evsiz biri geldi yanıma. Alkol alıyordu. Önce para istedi vermeyince alkol teklif etti. Almanca bilmiyormuş gibi yaptım. Anlamamazlıltan geldim. Ama asla susmuyordu, çok pis küfürler edip sürekli şişeyi uzatıyordu. İçmeyince birayı zorla içirmeye çalıştı. Adamı ittirip hızlıca gitmeye başlayınca peşimden şişeyi fırlattı. Yanımdan çok hızlıca geçti ve kafama falan gelse hastanelik olurdum çok net.
fas'ta uyusturucu satmaya calisan bir cocuk beni takip etmisti.
bıçaklanmak, hırsızlık olabilir diye düşünüyorum.
Amsterdam, 2 adet sırplı biri kadın biri erkek sabaha doğru durdurmuştu redlight tarafında. Genelde ingilizcem gelişsin ve çevre yapayım diye herkese ılımlı yaklaşıp arkadaş olmaya çalışırım keza bu ikisine de aynı yaklaştım. Adamla konuşurken adamın bana gel takılalım dediğini hatırlıyorum, o sırada yanımdaki italyan arkadaşım beni çekip aslında bunların çete olduğunu ve götürdükleri yerde kadına tecavüz ettiğimi söyleyip her şeyimi gaspedeceklerini söyledi. Aslında herkese güvenmemem gerektiğini ilk o an farketmiştim.
telefonu, pasaportu, cüzdanı, çantayla birlikte çaldırmak. dünyanın en kötü hissi sanırım.
Benim değil ama arkadaşlarının başına gelen olay. arkadaşlarım mısır'da istihbarat elemanı sanılıp üç gün karakolda sorguda kaldılar. Sonra serbest bırakmışlar. Çocuğun psikolojisi bozulmuştu.