yeraltı edebiyatı

asilerin,
kaybedenlerin,
hayalperestlerin,
küfürbazların,
günahkarların,
beyaz zencilerin,
aşağı tırmananların,
yola çıkmaktan çekinmeyenlerin,
uçurumdan atlayanların...
dili, sesi
yeraltı edebiyatı....

(bkz: chuck palahniuk)
genelde edebi kalitesizliğin, pespayeliğin üstünü örtmek için sıkça kullanılan bir terim. özellikle yerli mamullerinin edebi değeri olmaması ortak paydasıdır. yurt dışında çok kaliteli örnekleri görülse de genel olarak alt kültürden çıktığı için okuması herkese keyif veren bir tür değildir.
bir edebi kalıbı yoktur, kaostan beslenir. edebi değil vurucudur.
Yeraltı edebiyatı, dili zincirlerinden kurtarmak için 19. yüzyılın ortaları ile 20. yüzyılın başlarında oluşmaya başlayan ben özgürüm diye bağıran edebiyat. Sert, aykırı, eleştirel, çoğunlukla gerçekle hayalin ince çizgisinde varolmaya çalışan yeraltı edebiyatı; alkolizmin, cinselliğin, sıradışılığın, küfrün dışa vurumudur. Kökleri yeteri kadar eşelendiğinde Marquis de Sade'e (1740-1814) kadar varılabilir