yel değirmeni

Yel değirmeni, enerji üretmek için rüzgar gücünden faydalanarak çalışan büyük pervaneli çarklı makinelerdir. Çok eski zamanlardan beri yel değirmenleri, buğday öğütmek ve su pompalamak gibi işler için mekanik güç elde etmekte kullanılmıştır.

Bu tanımsal bilgileri bir kenara bırakacak olursak, beni hep etkilemiştir yel değirmenleri, gerek nostaljik olan bu eski tiptekiler olsun gerekse elektrik enerjisi üretmek için kullanılan modern yapıdakiler. Belki heybetli duruşları belki de küçüklükten beri okuduğumuz romanların etkisidir bu. Yel değirmeni ne kendi gücünün ne de ululuğunun farkındadır, Don Kişot ise aklını kaçırmış bir gezgin şövalyedir. Lakin kim veya ne olurlarsa olsunlar ilham alınması gereken tek gerçek Don Kişot'un kendinden kat be kat büyük ve büyücülerin emrinde olan canavarlara karşı savaşma cesaretini göstermesidir. Hayat boyu kötülüğün karşısında, doğruların savunucusu olmak için yılmadan, elimizden geldiğince mücadele etmeliyiz. Kim bilir, belki bir gün kazanan biz oluruz. .

Ayrıca, ne zaman yel değirmeni görsem aklıma hep bir İlhan İrem şarkısının sözleri gelir; "Yel değirmenlerine karşı Don Kişot muyum? Uçuyorum durmadan ben pilot muyum?"
bağcılar /göztepe meydan durağından sonra gelen ve hiç bir zaman sınırlarında yel değirmeni bulunmayan bir mahalle.
Neks teyşin 'yel değirmeni'.
Hollanda'da 1180 yel değirmeni olduğunu biliyor muydunuz? İşte bunların 19 tanesi Rotterdam'a 15km mesafedeki Kinderdijk köyünde. Zaanse Schans, Volendam, Marken kadar turistik olmayan bu köy aslında ülkedeki en büyük yeldeğirmeni topluluğuna sahip. Sakin, huzurlu bir doğa... Yaşayan, gerçek bir Hollanda.
Muğla’nın bodrum ilçesinde gümbet tepesinde ve ortakentte örnekleri görünen tarihi değirmenlere verilen isim.
kadıköy' ün bir semtidir.

Yeldeğirmeni'nin tarihi incelendiğinde jeolojik zamanlara kadar gidilir. Yeldeğirmeni'ninde de Pendik ve Yarımburgaz'da olduğu gibi deniz kabuğu kalıntıları bulunmuştur. Bu durum bir zamanlar bu bölgenin deniz suları altında olduğunu göstermektedir.

Ayrıca Kadıköy' ün ilk yerleşmi olan Kalkedon'un kuruluşunun M.Ö. 675 yıllarında olduğu bilinmektedir. O zamanlarda Kalkedon şehrinin korunması için yapılan surların Yeldeğirmeni, Altıyol ve Yoğurtçu'dan geçtiği bilinmektedir.

Yeldeğirmeni, yerleşim olmadan önce Haydarpaşa Çayırı'nın içinde kalan bir alandı. Yeldeğirmeni'ndeki eski yapılardan sinagog, kilise ve okul gibi binaların adlarının Haydarpaşa sözcüğü ile başlaması bundandır.

15. ve 16. yüzyıllarda bahçeli köşklerin varolduğu yazılan bu yerleşim alanında, 1774-1789 yılları arasında, padişah I. Abdülhamit tarafından 4 yeldeğirmeni yaptırılmıştır. Semtin ismi, un ihtiyacını karşılamak amacıyla kurulan bu yeldeğirmenlerinden gelir.

Yeldeğirmeni'nde 1800 yılların ikinci yarısında yerleşim hızlanmış, özellikle Yahudilerin semte yerleşmesiyle birlikte apartmanlaşma başlamıştır. Yeldeğirmeni'ne İstanbul'un ilk apartman semti de denilebilir. Zira, konutların bulunduğu apartman semti olarak kabul edebileceğimiz belirgin tek semt olan Cihangir, Cumhuriyet'in ilanından çok sonraları oluşmuştur.

kaynak: wikipedia