super mario

çocukluğumun efsane oyunu. mario adlı kırmızı giyen, pala bıyıklı bir boru tamircisiyle, prensesi kurtarıcam die 8 bölüm abidik gubidik yerlerden zıplıyorsun, deişik canavarların kafasına vuruyorsun. bide luigi var, kuzeni. aynının yeşili. umarım aynı prensesi kurtarmaya çalışmıyorlardır.

edit: kuzeni değil ikiziymiş. ben de neden bu kadar benzio gavatlar diyorum.

Ms dos modunda mario oynamak eşsizdi.. gerçekten eşsizmiş iyi ki teknoloji ilerledi de cebimize girdi. Gerçi şimdiki mario’lar zevk vermiyor.

çocukluğumuzun bilgisayar oyunu. en sevdiğim kısmı; kaplumbağaları paketleyip aşağı atmasıydı, çok üzülüyordum.

mario'nun sevgilisini dert ettiğimiz cocukluğumuzun oyunu

yine bir kızın peşine düşüttürüp oynadılar bizimle

Oyun, türk erkeklerinin seks hayatını anlatır.
Bir türk genci, istediği şeye ulaşmak için bir kızın peşinden türlü taklalar atar ve kızla birleşince 5 saniyelik hazdan sonra oyun yeniden başlar.

kendisi ispanyollara benzeyen,
ingilizce konuşan, japonlar tarafından tasarlanmış, italyan bir tesisatçı olan video oyunu karakteridir.

90'ların sevilen atari oyunu demek isterdim ama bu kadar klişe bir tanım yakışmaz mario reyize daha doğrusu tanımlanamaz yaşanarak öğrenilir ancak...

Süper mario kafasının peşinden gitseydi ölüp ölüp dirilmezdi hep libidosunun peşinden gitti hem prenses aldatıyormuş onu.

bitirmek için 2-3 tane kol kırdığım oyun. hala bitiremedim gerçi.

yoshie’s island’ı snes emülatörüyle hala oynadığım oyundur.