sinek valesi

Gezgin sözlükteki ilk başlığımın içeriğinde mahlasımın neden Sinekvalesi olduguna dair giriş yapmak istiyorum.

Öncelikle iskambil kartlarının kısa geçmişine değinmek istiyorum.
İskambil kartlarının nerede ve ne zaman ortaya çıktığı tam olarak bilinmiyor. 7. ve 10. yüzyıllar arasında Çin’de ortaya çıktığı ve 13. yüzyılda Marco Polo tarafından Avrupa’ya getirildiği tahmin ediliyor. Hindistan’dan veya Arabistan’dan geldiğini ileri sürenler de var ama bugünkü şekilleriyle kullanılmalarının 14. yüzyıl Fransa’sına dayandığı kesin gibi.

O tarihlerde, Fransa’da dört sınıf vardı ve iskambil kağıtlarındaki kupa, maça, karo ve sinek bu dört sınıfı temsil ediyordu.
- Kupa bir kalkanı andıran şekli ile asil sınıfı ve kiliseyi,
- Maça bir mızrağın ucunu çağrıştıran şekli ile orduyu,
- Karo ticari deniz işletmelerinin eşkenar dörtken kiremitlerinden esinlenerek orta sınıfı,
- sinek ise yonca yaprağına benzeyen şekli ile köylüyü temsil ediyordu.

Kupa kızı sinekvalesi hikayesini herkes duymuştur ve herkes 21.yüzyılın tamirci çırağı muhabbeti oldugunu düşünüyor ama bence olay öyle degil ilerleyen zamanlarda size asıl hikayeyi anlatmak istiyorum ve şimdilik giriş seviyesi olarak Teoman 'nın o sevdigim parçasının sözlerini sizinle paylaşayım


bir iskambil falinda, çikmistik birbirimize
o güzel kupa kiziydi,
sinek valesiydim bense
geceyarisi o persembe rastladim
köprü üstünde
aglama dedim, o agladi
trabzanlardan indiginde

saçlarin mi islak yoksa islak mi
yasamak dedim
senin için rüzgarda hep yagmur mu var
gözlerin mi daldi yoksa sikildin mi
sorulardan
hiç geçmez mi gözlerinden bu sonbahar?

bir kar tanesi ol, kon dilimin ucuna
bir kar tanesi ol, eri agzimda

sirilsiklamdi soyundu, vücuduma dokundu
biraz pürüzlü tenimde yasam
hücrelerimi buldu
mutluydum o uyudu sarildim sayiklarken
tanimadigim o adlari yanimda, çirilçiplak

rüyamda gururluydum, biliyordum diyordum
inanmak lazimmis meger iskambil fallarina
uyandim, bakakaldim, hayali bir parmagin
biraktigi yaziya, pencere caminin bugusuna
hosçakal....