simurg

yeryüzünde uçup sonunda kaf dağına varan ve orada kendini keşfeden kuştur. anka diye de anılır. gezgin felsefeme kaynaklık edip bana (bkz: simurgyolda)"simurgyolda" dedirtmiştir. efsane bi kuştur.
antalya kaleiçinin en köklü mekanlarından birisinin adı. yakın döneme kadar simurg temple ve simurg garden(yanlışsa düzeltin) olmak üzere iki şubesi vardı. simurg temple adlı şubesi, yakın dönemde varuna gezgin cafe del mundo antalya olarak işleyişine devam etmekte ve oldukça güzel bir ambiyansla bizleri buluşturmakta.
başladığı yeri bulma arzusuyla ateş metaforunda arınan ve diğer ismi phoenix olan, en sevdiğim hikayeyi oluşturan efsanevi kuştur.
Pers mitolojisinin efsanevi kuşudur. Her ölümde kendini ateşlerde kül edip yeniden doğar. 300 kuştan geriye kalan 30 kuşun kendini keşfetme halidir. Türk mitolojisinde tuğrul kuşu olarak yer alır.

Edit: fazlasıyla sevdiğim ve kendimi özdeşleştirdiğim kuştur. İlerde kızım olursa adını “anka” koyma isteği yaratan kuş. Şiir bile yazmıştım gelecekteki kızıma, anka’ma.
feridüddin attar'ın mantıku't tayr adlı mesnevisinde geçen isimdir. 30 kuş anlamına gelir. Dünyada her canlının bir padişahı olduğunu gören kuşlar toplanıp padişahları için yola çıkarlar. Ancak Yol uzun sabır azdır. Kuşların bir çoğu yolda gördükleri güzel yerlere yerleşirler. (Yeryüzündeki kuşların dağılımını da açıklar bu.) Gel zaman git zaman menzile ancak otuz kuş varabilmiştir. işte bu otuz kuşun ismi simurg'dur.

Bu mesnevi aslında aradığımız şeyin kendimizde olduğunu açıklayan, asıl yolculuğu nefsimizi dizginleyip kendimize doğru yapmamız gerektiğini anlatan bir hikayedir. Tasavvufi açıdan da vahdet-i vücud anlayışının tezahürüdür.

Kaba tabirle söylersek güç içimizde.