şanlıurfa

interrail türkiye ailesinin ilk etkinliğine ev sahipliği yapan şehirdir. (bkz: urfarail)
Peygamberler şehri olarak adlandırılan,
doğum oranının en yüksek olduğu,
hava sıcaklıklarının her zaman yüksek seviyede olup çöl ikliminin hakim olduğu,
7/24 açık kebapçıları olan,
biye = bana, siye = sana, kelimerini çok duyacağınız,

Erkeklerin kafasında genellikle mor veya beyaz yazma ile-
Kadınlarının büyük bir bölümünün yöresel kıyafetler ile gezdiği,

tarihi ve kültürel bir şehrimiz.
İlk geldiğinizde Türkiye değil Ortadoğu'da başka bir yere geldiğiniz hissi veren sokakları kebap kokulu şehir.
bağnaz insanların bir arada yaşadığı güzel şehir, bağnaz ve kötü niyetliler..
geçen yaz gittiğim şanlıurfa gezi notlarımı derlemeye karar verdim.
*diğer adı edessa'dır. gittiğiniz zaman kendinizi iliklerinize kadar ortadoğu'da hissediyorsunuz. ben farklı yer görmekten zevk alan biriyimdir. severek gezdim. yaşanır mı? asla yaşanmaz.
çok ülke, çok sehir gördüm ama bu kadar erkek egemen bir şehir görmedim.
kadınlar toplumda yok. neredeler bilmiyorum.

* ilk yapacağınız şey göbeklitepe'ye gitmek. bozkırın, hiçliğin ortasında bir tapınak... sanki zamanda boyut degistiriyorsunuz. otobüs abide durağından (arkeoloji müzesi karşısında) kalkıyor. aracın adı ‘’0 göbeklitepe’’. giden araç 2 saat sonra tekrar sizi merkeze getiriyor.
turnikelerden geçtikten sonra ring atan minibüslerle ücretsiz olarak kazı alanına gidebilirsiniz. yürümek isteyenler için de 800 metre mesafesi var. o sıcakta hiç gerek yok.
müzeye giriş yaptıktan sonra sizi çok güzel bir sinevizyon bekliyor. sindire sindire gezin.

* balıklıgöl ve ayn zeliha gölü: ibrahim peygamberin devrin hükümdarı nemrut'la mücadelesi sonucunda ateşe atıldığı, ateşin suya odunların balığa dönüştüğü havuz. nemrut’un kızı zeliha da ibrahim’e aşık olunca o da intihar ediyor. zeliha’nın düştüğü yerde de ayn zeliha gölü oluşuyor. her iki göldeki balıklar halk tarafından kutsal kabul edilmiş.
bu havuzların etrafında yemeyin içmeyin bence. özensiz işletmeler var. fotoğraf cekilip dönün.

*gümrük hanı: kanuni sultan süleyman zamanında yaptırılmış, avlusundan balıklıgöl’ün suyu geçiyor. fıstıklı menengiç kahvesine bayıldım. çalgılı sözlü bir han burası.

*şanlıurfa arkeoloji ve mozaik müzesi: şanlıurfa’nın tüm tarihi gözler önüne serilmiş. bina yapılışında çok katlı olmasına rağmen merdiven kullanılmamış ve gezerek yükseliyorsunuz. özellikle göbeklitepe ve nevali çori anlatımları çok başarılı. öz çekim için en uygun yer önerisi olarak “selfie” noktaları var. ben tarih okuduğum için icinde kendimi kaybettim. türkiye'nin en başarılı müzesi diyebilirim.

*urfa kalesi: sıcaklık 50 derece olduğu için ben çıkamadım.

şanlıurfa nerede ne yenir?
ben bana gelen önerileri listeledim. tabii ki hepsini deneyemedim.
sıra gecesi: gülizar konuk evi - cevahir han cok popülerdi. ben gülizar konukevine gittim. eğlenceliydi.
ciğer kebabı : ciğerci aziz usta - sevgi ciğer salonu - sembol ocakbaşı öneriliyor. ben antep ciğerini hiç sevmediğim için burada ciğer deneyemedim :(
patlıcan kebabı: dedecan ocakbaşı
kelle paça, beyran, tirit, mumbar: kırmızı et lokantası. burada mumbar yedim. cok değişikti. bir daha dener miyim bilmiyorum. arkadaşım çorba denedi cok iyi dedi.
şıllık tatlısı: gülizar konukevinde sira gecesinde yedim. krebe sarili cevizli şerbetli bir tatlı. bir baklava değil.
billuriye: şanlı miroğlu. gayet başarılıydı. dondurmayla servis ettiler ama bir şöbiyet degil. ahh zeki inal :(
nerede kaldım? dsi misafirhanesi'ni çok önermislerdi. ama temizlik ve konumu beğenmedim. asla kalmayın. tavsiye etmiyorum.

urfa tarihi bir şehir fakat hindistan'da gibisiniz. her yer kaos, kalabalık, her yer erkek, her yer altın kemer, bilezik, pırıltılı elbise, binlerce çocuk... hala düşündükçe ne garip yer diyorum. iran gezimde bile bu hisse kapilmamistim.