otobüs yolculuklarında maruz kalınan şeyler

/ 2
Kesinlikle öncelikli bir tercih olmaması gereken şey. 45 dakikalık gecikmeyle gelen otobüste yaklaşık 2buçuk saattir yoldayım ve tam arkamda telefon konuşmalarından arta kalan zamanında kendi kendiyle konuşan bir insan evladıyla daha da sürecek bir yolculuğu paylaşıyorum. Adamın oğlu yarım saattir meyve suyunu emikliyor, cappy seftaliymiş, otobüste içtiği için pek keyif alamıyormuş falan -allahtan almıyor yoksa bu emükleme ne boyutlara varacaktı hayal edemiyorum.- Sevgilisine yani lan aşkıma anlatırken kulak misafiri
oldum demek isterdim ama sanırım tek taraflı bir sohbetin içindeyiz. Sevgilisinin yanına gidince neler yapacağını söylüyor ama sevgilisi muhabbete çok dahil değil gibi. Ne bileyim anlamadım!
horlayan dayılar, ağlayan bebekler, sürekli telefonla konuşan ergenler, seni oğluna/kızına ayarlamaya çalışan teyzeler, en öndeysen şoför ve muavinin yaptığı yolcu dedikodusu, dinlenme tesisindeki içine işleyen soğuk ve daha niceleri.
yaz ayının en sıcak günlerinde bile olsak o muhteşem dinlenme tesisi soğuğu. gram şaşmaz.
yanınızda oturan kişinin ışıkları sönmüş otobüsün içinde 18.5 inç laptopunun ışığını sonuna kadar açması ve aksiyon filmi izleyerek gözlerinize görsel bunalım yaşatması.
çabuk uykuya dalamayan biriyim o yüzden benim için en zor olanı horlama ve bebek ağlaması.
sağda solda önde arkada yanda mutlaka hayat hikayesini anlatmaya çalışan teyzeler.
bebek ağlaması, çocuk zırlaması, arka koltuktaki çocuğun koltuğunu tepiklemesi, bunların çocuğun anne-babasının umrunda bile olması, rahatsız olmanın senin suçun olduğuna inanmaları, hatta onların çocuktan daha fazla rahatsızlık vermeleri. her otobüs yolculuğunda en az biri olur.

ayakları çok güzel kokuyormuş gibi ayakkabılarını çıkaranları da unutmamak lazım.
Karadeniz sahil yolunda seyahat ediyorsanız 15 dakikada bir duraklara uğrayıp dolmuştaymış hissi yaşamak
/ 2