meddah

Hak dostum Hak !
Böyle başlardı ‘’Meddah’’lar anlatacakları hikayeye. Gelenektendir dedik, biz de böyle başlayalım hep başkalarının hikayesini anlatan meddahın bu sefer kendi hikayesini anlatmaya.

Her insanın anlatacak en azından bir hikayesi vardır. en azından kendi hayatı başlı başına bir hikayedir. Aslında yalnızca insanların değil, görmesini bilene bir ağacın, bir taşın, bir kuşun, kelebeğin ya da bulutun da hikayesi gizlidir bir yerlerde. İşte hikaye anlatıcıları, kimi zaman herkesin gördüğü, bildiği kimi zaman da kimsenin göremediği ya da başka gözle gördüğünü seyircilerine aktaran sanatçılardır..

İnsan sosyal bir varlıktır ve bir arada yaşamaya başladığı ilk günden itibaren birbiri ile iletişim kurmaya çalışmıştır. İlkel kavimlerde hareket ve taklitle derdini, gittiği avı, anlam veremediği şimşeği, gök gürültüsünü
anlatmaya çalışırken hikâye anlatma sanatının da ilk biçimlerini aldığını söyleyebiliriz.
unvandan ziyade bir meslek ve oyundur. oyununu oynarken üç eşyası bulunur: baston, mendil ve iskemle.

baston, zaman zaman saz olur, zaman zaman tüfek olur.
mendil, bazen baş örtüsü olur, bazen oyun oynarken sallamasına yarar.
iskemle de çoğunlukla yüksek bir yere çıkmasını ya da sahneyi temsil eder.