mbk ve ordu

Başlangıçta MBK darbeciler ve aralarında, Gürsel gibi ordu­nun saygısını kazanmış bazı kıdemli subaylardan oluşuyor­du. Başarılı olmasına ve bütün Silahlı Kuvvetlerin darbeyi desteklemesine rağmen MBK, Silahı Kuvvetleri temsil etmiyordu.

1960-1980 yıllarında üst rütbeli subaylar, MBK'nin yalnızca orduyu ilgilendirebilecek konulara mü­dahalesinden ve ordu hiyerarşisinin bozulmasından artan şekilde kaygılanmaktaydılar. Ordu üst kademesi alt rütbedeki subayların gelecekte kendi başlarına yapabilecekleri ba­ğımsız herhangi bir eylemi önlemek amacıyla Silahlı Kuvvetler Birliği’ni kurdu.
Silahlı Kuvvetler Birliği, 1961-1962 yıllarında, sivil siyasetçilere 27 Mayıs öncesinin siyasetine dönmemelerini ikaz eden muhtıralarla siyasete birçok kez müdahalede bulundu. Bunu, inisiyatifi elde tutmak ve sivil siyasete dönülmesine karşı çıkan köktenci subayların kendi başına eyleme geçmelerine engel olmak amacıyla yapıyorlardı.

Başına buyruk bir eyleme karşı duyulan korkunun hiç de boşuna olmadığını Albay Talat Aydemir'in eylemleri doğrulayacaktı. Aydemir 1950'lerin ortalarındaki gizli tertibe ka­tılanlardan biriydi ve şimdi Harp Okulu komutanıydı Ay­demir, 22 Şubat 1962 ve 21 Mayıs 1963'te iki kez başarısız darbe girişiminde bulundu. İlkinde affedilmesine rağmen ikincisinde idam edildi.
1960-1963 yılları boyunca Silahlı Kuvvetler içerisinde hoşnutsuzluk vardı, gizli tertip söylentileri dolaşmak­ta ve yeni bir askeri müdahale olması beklenmekteydi. 8 Şubat 1963'te Irak'ta ve tam bir ay sonra da Suriye'de ordunun yönetime el koyması, Türkiye'de sivil siyasete dönüşün kolay olmayacağı biçiminde algılanmaktaydı.