lisede sayısal okumak

Matematikle pek aram olamamasına rağmen sırf fen bilimlerini çok sevmem ve başarılı olmamdan ötürü seçtiğim bölümdür. Ayrıca zaten yazmaya olan eğilimimin mesleki olarak fikrimi değiştirdiği son seneye kadar ben lisede ilk 3 yıl boyunca net olarak “astronomi ve uzay bilimleri” okuyacağımdan emindim. Ki hala acaba bu bölümde ikinci üniversiteyi mi okusam diye düşünmüyorum değilim. Fakat bilmiyorum belki okurum belli mi olur içimde hala istek var. Yav ben konuyu yine nereye sürükledim böyle. Neyse işin özü tüm bu etkenler dışında lisede sayısal okumanın en güzel yanı iyi dostluklar edinmeme ve iyi bir sınıf ortamına sahip olmama yol açtı. Yani gazetecilik mesleğini seçmeme rağmen iyi ki sayısal sınıfında okumuşum diyebiliyorum. Keyifli bir deneyimdi benim için ve zaten matematik dersini sırf ders çalışmadan yapamadığım bir zorluğu olduğu için sevmiyordum onun dışında biyoloji, kimya ve fizik derslerini çok seven biriyim tabi lisede fizik dersinden soğutan hocamız yüzünden uzaklaşmıştım biraz ama yine de severim.
ülkedeki boktan eğitim sistemi yüzünden sayısal yeteneği olmayan birçok öğrencinin de üniversitedeki potansiyel bölümlerden dolayı mecburen tercih ettikleri durum. kendimden biliyorum.
büyük oranda aile baskısı yüzünden okunur. bu süreçte hayattan, fizikten, kimyadan nefret edilir. üniversitede tm bölüme yerleşince babanızın "seni mf okutmakla hata yaptım" demesi de cabasıdır.
yine de kişiye analitik düşünme ve çalışkanlık özelliklerini yüklemek gibi bir artısı olabilir.
genellikle aile tarafından, tıp oku, mühendis ol diye gelen baskılar doğrultusunda hiç sayısal zekası olmayanların da dahil olduğu gruptur, ancak biraz bilinçli bir aileniz var ise ortaokuldaki ders başarılarınıza göre yönlendirirler sizi. aslında ailenin de yönlendirmesine gerek olmamalı. liseye girişte yapılan sınav puanlarının sonuçları, ortaokul ders başarıları da baz alınmalı.

örneği ben; ortaokulda, sınava hazırlık sürecinde, tarih derslerinden, türkçenin edebiyat bölümlerinden hep düşük not aldım, derslerini çalışırken bunaldım. hiç bana göre değildi. kişinin de kendini bilmesi gerek.