kebapçıda gösterilen hürmet

kapıdan girmenizden itibaren başlar. kendinizi ağa gibi hissedersiniz. cem yılmaz'ın skecinde olduğu gibi ''ne veriyim abime''den, ''isterseniz bir fotoğrafınızı çekeyim abi''ye kadar yolu vardır. hesabın önemi olmaksızın hemde. ister anadolu insanımızdan süregelen misafirperverlik deyin, ister iyi esnaf deyin. yurtdışında en kral restorana gitsen göremezsin şu muameleyi. senden 10 15 yaş büyük adamlardan hem de.

gittin pizzacıya ''abime bir quattro formaggi yaptırıyorum'' der mi? demez.
gittin michelinli restorana ''hoşgeldiniz yenge'' der mi? demez.
gittin suşi yemeye ''açık ayranım çok iyi abi'' der mi? tabiki demez.

o yüzden kebapçı candır. psikolojik seans tadındadır. güzelce ağırlar ve uğurlar.*
anadoluda ve özellikle güneydoğu anadolu bölgesinde en üst düzeyde göreceğiniz durumdur. ana yemek öncesi gelen, ikramlar, sunumlar, gösterilen hürmet ile karnınız doyar bile. ana yemeğe yer kalmaz.
ankaradaki aspavalardan hangisine giderseniz gidin akraba olarak çıkmanıza sebep olabilir.