hakan günday
türk edebiyatı'nın en sarsıcı yazarı benim için. kitap okurken satır altlarını çizmeyi sevmem. sevdiğim parçaları not alırım. fakat günday'ın kitaplarında bu oldukça yorucu bir meşgale oluyor. çünkü neredeyse her bölümü yeniden yazmam gerekiyor.
kitaplarına başlamadan önce psikolojik yönden sağlam olmak gerekir. zayıf anında ters bir kitabını okumanız sizi daha da diplere sürükleyebilir.
yakın zamanda -şimdilik- son romanı daha, onur saylak tarafından filme çekildi.
kitaplarına başlamadan önce psikolojik yönden sağlam olmak gerekir. zayıf anında ters bir kitabını okumanız sizi daha da diplere sürükleyebilir.
yakın zamanda -şimdilik- son romanı daha, onur saylak tarafından filme çekildi.
Halen daha okuma fırsatı bulamadığım ama edebi dilini merak ettiğim yazar.
Türk edebiyatı, özellikle de yaşayan yazarlar konusunda fazla hevesli olmayı bir türlü beceremedim. İlla ölmüş yazarları okuyacağım sanki edebiyat anlamında yaşayan yazar olmak ayıp bir şeymiş gibi. Garip takıntılarım var edebiyat konusunda. Konuyu nereden nereye sürükledim ben yine.
Türk edebiyatı, özellikle de yaşayan yazarlar konusunda fazla hevesli olmayı bir türlü beceremedim. İlla ölmüş yazarları okuyacağım sanki edebiyat anlamında yaşayan yazar olmak ayıp bir şeymiş gibi. Garip takıntılarım var edebiyat konusunda. Konuyu nereden nereye sürükledim ben yine.
herhangi bir kitabının herhangi bir sayfasını açıp okumaya başlarsanız eğer muhakkak o kitabın tamamını okuyacaksınızdır. öğrencilik yıllarımda dost kitabevi'nin içinde avare kitap inceleyişlerimin en büyük katkısıdır bana kendisi. her şey piç'inin arka kapağını okumamla başladı ve ne yazık ki bunun sonucunda tek zehirlenen ben değildim. arkadaş grubumuzun gayrıresmi parolasıydı çünkü artık o son cümle: "piçler açtı. piçler kirliydi. ter, toz ve çamur kokuyorlardı. üşüyorlardı. ama gülüyorlardı."