gecekondu muhitinde çocukluk geçirmek

altyapı hizmetlerinden eksik yararlanılmış zamanlardır. çocuk için ulaşılamayan park, yeşil alan hatta salıncak&tahterevalli bile bunun içindedir.

duruma göre daha kötüsünün de olduğu mevcuttur. babam çocukluğunda yaşadıkları gecekondu semtinin önünde sürekli fosptik akıntısı olduğunu söylemişti. fikri bile kusma sebebi.

hayat pek adaletsiz, özellikle de çocuklara.
daha önce babamdan duyduğum, hayatın ne kadar acımasız olabileceğinin kanıtı olan, anlatılırken bile gözleri dolduran kötü anılardır. Hiçbir insan böyle şartları veya daha kötülerini yaşamamalı eğer dünyada azıcık bile adalet varsa.
Yaşamadım ancak, güzel ve kalıcı dostluklara zemin hazırladığını düşündüğüm olaydır.
çocukluğumun ilk kısmı buna benzer bir varoşta geçti. birçok şeyi görüp faça alsam da bok gibi bir yaşam. hiç romantizmini yapamayacağım. ha bugün daha güçlü olmamda etkisi var tabii o ayrı.
hayatımın 11 yılını oluşturan çocukluk. o samimiyeti o güven duygusunu rezidanslarda bulamazsınız.
ömrümün ilk iki senesini çinçin’de geçirdim ama pek bir şey hatırlamıyorum doğal olarak. yine de ne zaman çinçin doğumlu olduğumu söylesem insanların gözündeki korkuyla karışık şaşkınlığı görmek ilginç bir zevk vermiyor değil.
küçük bir itmeyle bile açılan kapı, serserice geçen çocukluk, akla hayale gelmeyecek şeyler, akşam ezanından önce eve dönüş... resmen ilk 10 yaşım.
kömürlüklerden korkmamak hatta kömürlüklerde hayvan beslemek demektir.