gaziantep

güneydoğu anadolu bölgesinin en büyük ,türkiye'nin ise 6.büyük şehri
özellikle yemekler konusunda adından fazlasıyla söz ettiren ,tatlılardan ise baklavasıyla nam salmış şehirdir
Kimsenin nereli olduğu bilinmez ama eğer biri antepliyse ortamdaki herkes onun antepli olduğunu bilir. Sebebini hala çözemedim
Heryeri sapık zihniyette insanlarla dolu, sorsan müslümanım diyen ahlak dersi vermekten geri durmayan karaktersiz insanlarla doludur. Bir kızın tek başına gitmemesi gereken şehirlerden biridir. Sürekli kazıklanma ihtimalinizin olduğundan bahsetmiyorum bile.
Gaziantep denildiğinde, aklıma, önce yemekler, sonra bir hocamız (Gökçe Çöçel ) ile yaptığımız gezi geliyor. Yemekleri anlatmaya gerek yok, mükemmel. Hocamız ile gezmek ise başka. Şehrin tarihi ile ilgili yazılara baktık, ardından, hoca ile gezerken, hoca şehri anılarıyla birleştirerek anlattı. Farklı bir gezi deneyimi oldu.
bir egeli olarak gittim, gördüm, yedim. gerçi her şeyi yiyemedim. benim hatam da temmuzda güneydoğu'yu gezmekti. kilo alırım dediğim geziden 2 kg vererek ayrıldım. sebep o sicakta, deli gibi gezmem.
aşağıda yazacaklarım iki kisi için bir porsiyon olarak söylenmiştir.

1. gün: otele yerleşme. (anadolu evleri: tavsiye etmiyorum. odalar çok küçük. sadece eski bir konakta kalma hissi güzel)
- katmerci zekeriya usta'da 2 kisiye 1 porsiyon katmer yanında süt...hayatımdaki ilk katmer yiyisimdi çok da güzeldi ama nolur kahvaltıda yemeyin antepliler. akşama kadar beni bir kesti. yemeklere bakakaldim, yiyemiyorum anasini satayım. dedim allah'ım antepteyim ve yemek yiyemiyorum, nolur yardım et. su katmeri sindirsin bünyem. tüm gün üzülerek gezdim.

- saat akşam 5 gibi çıtır lahmacun'da lahmacun. güzeldi evet, ama aklımda kalan bir lezzet olmadı.

- elmacı pazarı güllüoğlu: 1 kare baklava. çok güzeldi gerçekten ama ben söbiyetciyim.

- akşam yemeği imam çağdaş ali nazik. katmer yüzünden hala yemek yiyememe durumu devam. iki kisiye bir porsiyon söylendi. gerek mekan, gerek temizlik, gerek alaka, gerek ali nazik 10/10... ben biraz salaş değil elit seviyorum sanırım.

2. gün
- kahvaltı metanet lokantası beyran : sevdim, güzeldi. az acılı söyleyin. sabah ağır gelebilir.

- öğle yemeği küşlemeci halil usta küşleme: gerçekten çok başarılı. hele o salata. küşlemeyi kenara itip salataya bayılan ben gibi biri var mıdır bilmiyorum. kendimden geçtim resmen. tekrar antep'e gitsem de bana su salatadan verin desem...

- tatlı zeki inal şöbiyet: alın iste bir 10/10 daha. mekan daracikti, beğenmeden oturdum masaya. söbiyetin de tipi garip geldi. ilk lokmayı ağzıma aldığım an dedim allah'ım bu neee? o an söbiyetle izdivaca talip olabilirdim. bir tane yiyeyim dedim, kalan 3ünü sardirdim. yollarda yedim görmemiş gibi... görmedim ne var. cafelerde bile şöbiyetimi yedim. adamlar diyor o kadar sevdiysen ye ye. hatta bir suriyeli geldi onu nerden aldin dedi bozuk bir türkçe'yle. artık yerken nasil kendimden gectiysem.

- son akşam yemeği kalenin ordaki ciğerci mustafada ciğer: o kadar kalabalık ki bütün antep orda. dumanından uçaklar piste inemeyecek. öyle bir duman öyle bir yoğunluk. bu kadar insan yanılıyor olamaz dedim ama ciğer çok kötü. iri iri yapılmış. sakın gitmeyin. ben 2 tanecik yedim kalanı oteldeki kediye sardirdim. oteldekilere diyorum mustafa'dan ciğer aldim kediye. adamlar şok. kedi gevis getire getire yedi.

tahmis kahvesi, papirüs cafe, eski plak cafe ve tarihi kır kahvesi gidip beğendiğim cafeler.

bence antep'te yapılacak etkinlik olmadığı için millet kendini yemeye vermiş. devamlı yiyorlar. her an her dk yiyorlar. dünyaya yemek için gelmişler.

akşam bir canlı müziğe gideyim desen yok, alkollü mekan desen sınırlı, sehirde elbise giydiysen kadınlar da dahil dik dik bakıyor.
şehirde inanılmaz bir kalabalıklık var ve demografik yapısı katledilmis. 3 kisiden 4ü suriyeli. eskiden görmek lazımmış.
daha iyisi için (bkz: mardin)