bir erkek için kavga eden erkekler

üniversite yılları hem çalışıp hem okuyayım diyerek ankara bahçelievler'de mekan mekan iş aradım. girdiğim barda demir adlı kral bir abi başladı benimle mülakata. "kardeş bulaşık yıkar mısın?" diye sordu önce. yok abi dedim. "garsonluk tecrüben var mı?" dedi. yine yok abi dedim. "oğlum bir erkeklik uzvuna yaramıyorsun seni neden işe alayım ben şimdi" dedi. ben de kapıda dururum hoş geeeldiniz derim yer gösteririm falan dedim. adam hakikaten kraldı böyle saçma bir teklifi akşam 8 gece 4 çalışma şartı ve 15 lira ücretle kabul etti. ertesi gün gel dedi beni yolladı. ankara'nın ayazı da pis olur diyerek beyaz içliğimi çektim altıma ve nöbet yerime koşa koşa gittim. mesaim başlamıştı çok heyecanlıydım gelene hoş geeeldiniz gidene tekrar bekleriz diyordum. saatler ilerledi bir grup çıkarken ben de gruptaki herkese tek tek iyi geceler dedim. aradan 5 dakika geçti inanılmaz korkunç bir çocuk yanında bir kızla geldi ve bana "sen neden benim kız arkadaşıma iyi geceler dedin ulan" dedi. açıkçası tırsmıştım ben badigard değildim ki; kavga edemem etsem de kimseyi dövemezdim. şişman bir kız bile beni dövebilirdi. konumum görünürde badigard konumuydu ve bu eleman beni dövünce kesin ertesi gün arkadaşlarına "dün gece bahçelide bir mekanda badigard" dövdüm diyerek ballandıra ballandıra anlatacaktı. aklımdan hastanelik olursam da içimde içlik var; hemşire veya doktor ya pantolonumu indirmemi isterse gibi gereksiz bir düşünce de geçiyordu. olay ciddiye binmişti "indir o elini kolunu, bu köyden olmasam ne olur, kimsin ulan sen" gibi tüm kavga başlatıcı sözcükler havada uçuşuyordu. tam o sırada koruyucu meleğim (şunu yazarken bile vatsaptaki gözleri kalp olan smile haline geliyorum) demir abi geldi. "ne oluyor sinire gerek yok" diye sordu. ben de olayı anlattım. demir abi beni dövecek elemana "uzatma kardeşim bu adamın işi bu gelene hoş geldin der gidene boş gittin der hadi uza" dedi. o anda eleman bir yumruk salladı ve hayatının hatasını yapmış oldu. demir abi gençten bir adamdı ama yılların gece hayatçısıydı. elemanı başladı evire çevire dövmeye. ben ve elemanın kız arkadaşı kavgaya ayırmaya çalışıyorduk. birden ikimizin ağzından da "lütfen benim için kavga etmeyin yaaaa" cümlesi dökülüverdi. sonunda olay karakolluk olmadan son buldu. benim aklımda kalan sadece "lütfen benim için kavga etmeyin" cümlesi oldu.
genelde bar çıkışı olan olaydır. bende bir hikayemi anlatayım.
kadıköyün canlı müzik mekanlarından birisinde, 6-7 sap müzik dinleyip bira içiyoruz. karşımızda da kızlı erkekli bir grup var. orda uzun boylu, sarışın güzelce bir abla, yanındaki manitasına aldırış etmeden bizim saplardan özgürü gözüyle soyup giydiriyor. özgür de ev arkadaşım bu arada. özgür de kaş göz atıyor sürekli kıza, farkettiğimde kibar bir dille uyardım ama bir kez ateş aldı yürüdü. neyse kız manitasının kolundan çıktı, tuvalete doğru ilerlemeye başladı. özgür de arkasından. 5 dakika sonra, merdivenden çıkarlarken, kızın manitası özgürle kızı görüyor yan yana. adama sinir basıyor, bağırıyor, özgüre doğru yürümeye başlıyor. biz araya girdiğimizde kavga kopuyor, 2 taraf birbirine giriyor. bardaki bodyguardlar tanıdık, kibar bir şekilde dışarı alıyor. dışarıda birdaha kavga kopuyor. bir süre sonra ortalık hafif sakinleşip ağız dalaşı devam ederken, bir bakıyorum özgür yok. arıyorum telefonu kapalı. kız da yok tabi ortalarda. manitası bidaha cinleniyor fakat ben bi arkadaşımı alıp sıvışıyorum. eve geçiyorum. bir 5 dakika sonra kavgaya konu olan kız, benim bornozumla özgürün odadan çıkıyor. özgür de kafayı uzatıyor odadan, abi nooldu bi sorun mu var diyor. sabah sorunu bol küfürlü bir biçimde anlatıyoruz.
(bkz: dayağı biz yiyelim kızla sen takıl)