az parayla seyahat etmek

/ 4
boğazımı tutamadığım için başaramadığım şey.
ay bunu yesem, bunun tadı nasıl derken biraz param gidiyor, pazarlık yapmayı hiç beceremedim sanki ayıp gibi utandım sonra gidiyor paracıklarım.
İlk seyahatimde başlayan az paraya çok yer gezme arzusu evlendiğim halde hala devam ediyor :)

Gittiğiniz yerlerde lüks veya popüler yerlerde yemek yemek yerine, daha lokal yerleri tercih etseniz bile cebinize kara geçersiniz.
birilerinin etinden sütünden faydalanmak değildir olay, tutumlu olabilmektir. beş parasız gezmekten bahsetmiyorum elbette ancak bir gün için rehbere 200 euro vermek de ne bileyim bana çok tuhaf geliyor... bunu lüks, rahat gezme, para bende havamı atarım olarak görmüyorum aksine böyle insanlara üzülüyorum. ben o 200 euroyla kaç şehir daha gezerim yahu!

imkansız derler, yapamazsın derler, o parayla geçinemezsin derler. italya gibi bir ülkede erasmus hibesiyle 6 ay yaşadım ve üstüne 8 ülke gezdim, ailemden aldığım ek para yalnızca son iki hafta 600 tl idi, o da kira ve faturalar için. giderken "o parayla italyada geçinemezsin haftalık bin euron olması lazım!" diyenler bile oldu! ben şok!
yani yapılabiliyor demek ki. üstelik ototstop da çekmedim, couch da yapmadım. olay aslında geçinmeyi bilmekte. italyadasın diye kıyafet alışverişinin dibine vurmamakta, sandiviçle bir hafta gezebilmekte, gittiğin yerlerin yalnızca en ünlü yemeklerini tadıp, mcdonalslara para dökmemekte, saçma sapan kozmetik alışverişi yapmamakta, hostellerde konaklamakta ki hostelde konaklamanın güzelliğini ve insana katacağı şeyi bilmeyenlerin "tü, kaka" olarak baktığı bir olay bu...
evet, türkiye gezmek için çok pahalı bir ülke. ancak yukarıda bahsettiğim şeyler güzel ülkemiz için de geçerli. kampanyaları takip etmek, ucuz biletler bulabilmek, gittiğin yerlerde boşa para harcamamak, gezerken sana enerji verecek şeyleri yemek -meyve sebze vb-

ah canım insanımız gezmeyi hep pahalı, ulaşılmaz sanıyor, üzülüyorum.
Yurt dışında Zor durumda kalındığında en yakın Türk esnafına gidip "Selamın Aleyküm abi ben Türkiye'den geliyorum öğrenciyim" dedikten sonra maddi manevi destekler alınabilinir.
bunun başı otostop,devamı couchsurfing ve/ya da workaway/ work away ve/ya da çadırda konaklama olarak tanımlanabilir. bu şekilde seyahatin en önemli masraflarından birinin üstesinden gelmiş oluruz.
bunların yanında boğazı tutmak her zaman faydalı. yurtiçinde bile kendi harcamama baktığımda en çok yeme içmeye gidiyor ve bu bazen gereksiz harcamalar da oluyor. 1 lira oraya 3 lira buraya derken bir bakmışsın, kenarda birikse bir ülke göreceğin parayı bir yılda savurmuşsun.
ayrıca bu biraz ekstrem olacak ama bunu da yapabilen (ki yapanlar olmuştur sözlükte de eminim) hiç bir şey yapıp satmaya ihtiyaç duymadan bile gezebilir:
çöplerden temiz yemek bulmak diyebiliriz buna,kısacası: (bkz: dumpster diving) . bu şekilde gezen,yıllarca yaşayan insanların hikayelerini okudum internette. hatta bir topluluğu bile var,insanlar şehirlerdeki tecrübelerini buraya aktarıyor (bilmem ne market şu saatte kapanıyor,şu saatte gidiniz,çok temiz şeyler bulunabiliyor vs vs gibi)
bio çöp kutuları var avrupada sadece gıda atılan mesela ve paketli gıdalar oldukları için,hatta kabuklu (muz gibi) ürünlerde hiç sorun olacağını sanmam
kısacası mideniz kaldırıyorsa yıllarca gezebilirsiniz böyle :)
ps: site budur: trash wiki
bir sürü yeni insan ve yerle tanışma fırsatı sunan eylemdir
En sevdiğimdir.
Yeterli yeme ve içme, ulaşım ve konaklamaya yetecek kadar param varsa benden iyisi yoktur.
/ 4