#tüm vasilizaytsev başlıkları

londra-istanbul arası aktarmalı uçuşumda 20 saat ukrayna'da beklemek zorunda kalıyorum. yeşil pasaportum var. ukrayna'ya indiğimde transit yolcuya devam etmeyip ukrayna'ya gelmiş gibi dışarı çıkabilir miyim? gezdikten sonra her şey normal gibi dış hatlar pasaport kuyruğuna girsem bir sorun olur mu? bilgisi olan, daha önce böyle bir şey yapanlar yeşillendirebilir mi?
müzikleriyle büyüdüm. sonra filmlerini izledim, kitaplarını okudum. nereden okusam, kimden dinlersem hayran kaldım.

çoğumuzun çocukluğuna şahit olmuştur. müzikte 50. yılı için düzenlenen bir kuşaktan bir kuşağa konserlerinde "kardeşin duymaz" parçasını yorumlayan feridun düzağaç bunu şu anısı ile dile getiriyor:

"sanıyorum, sayın livaneli'nin benim için en kıymetli şarkılarından biri memik oğlan yaşlarındaydım: belki 14, belki 15... ve 80 darbesi sonrası adana'da verdiği ilk konser olmalı. ertesi günkü sınavıma hazırlanmaktaydım fakat evimiz stadyuma çok yakındı ve o en kutsal, en muhteşem ses benim için... biraz önce sizlerle yaşadığımız gibi o koro sesini duyunca defter, kitap, sınav yalan oldu. koştura koştura stadyuma gitmiştim. gördüğüm her şey çok güzeldi ve o an ki benim için çok yabancıydı. sahnede bir adam küçük hareketlerle kocaman bir ambiyans yaratmış. şarkı yazmanın ve yazdığı şarkılarla kalplere dokunmanın ne kadar kutsal ve kıymetli bir duygu olduğunu, bu farkındalığı bende ilk yaratan insandır sayın livaneli. zaten kalplere dokunan en büyük, en mahir adamlarda hem sinemada hem müzikte hem edebiyatta sayısız izler ve eserler bırakmış bir insan için, bir insanın kariyeri için burada bir güzelleme yapmak çok manasız. benim için zülfü livaneli şu anda yaşadığım hayatın fikir babasıdır. cumhuriyetin yarısı kadar bir kariyer yaşamıştır ve cumhuriyet kadar güzeldir."

konseri kral tv'de canlı izliyordum. bunları dinlerken gözümden yaşlar gelmeye başlamıştı.

çocukluğumuzda başlayan bu hayranlık sonra da devam ediyor ki; eski fotoğrafları karıştırırken annemin erzurum'da görev yaparken duvarına astığı "zor yıllar" albümünün posterinin olduğu fotoğrafla karşılaştım. 1980'li yıllar, rutubetli öğrenci evlerimizin duvarlarında ve umutlarımızda yankılanırdı

1997 yılında bir hipodrom konseri vardır dillere destan... ekşide şöyle bahsedilir o konser hakkında:
yalnız 3 kişi bir meydana yarım milyon insanı topladı.

papa, gandhi , zülfü.

şu an 71 yaşında babam ve annem dinledi. ben dinledim... bir kuşağa daha fikir babalığı yapman dileği ile çok yaşa, hep var ol
üniversitelerin bahar şenliklerinde ücretsiz bile çıkabilen, saatlerce sahnede kalan, bateristi ve kemancısı konseri bıraktıktan sonra bile biraz daha konsere devam eden sanatçı. fikrimce türkiye'nin en iyi söz yazarlarındandır. üzmeyin bu adamı

belki güneş bir gün ikimiz için doğar... beni bırakma
amcamız ilkokulu 10 yılda bitiremedim diyor. interneti kullanabilecek biri değil ki siri en yakın veterineri göster desin. sade, halkın içinden gelmiş emekçi bir amca. o tavuk belki de geçim kaynağı onun için o yüzden o kadar değer veriyordur. bu yüzden gördüğüm aşırıya kaçan eleştirileri gereksiz buluyorum. ben videoyu izlerken tafuğa, felsefik yorumlamalara odaklanıyorum sizde öyle yapın tafuk