#tüm bal-kurabiye başlıkları

Burdur'da bulunan anıtsal yapılarıyla dikkat çeken bir kent. içinde apollon klarios tapınağı - antoninler çeşmesi - sütunlu cadde - kent villası - tiyatro ve roma hamamı bulunuyor. günümüzden 1800 yıl önce inşa edilmiş hayran olmamak elde değil mimarisi ve güzelliğiyle cennete hissetme garantili.

koleksiyon yapmamak için beni tutan tek şey yüksek fiyatlarda olması. 'yukarı bak' animasyon filminin legosu . hogwarts şatosu ve çiçek buketleri legolarının her birine aşığım vallahi. o öngörülü koleksiyoncu babaanne ben olmalıydımm.. 'vay be babaannemin vizyonuna bak!' demeliydi torunlarım.

mahallede bisiklet süren çocuklara büyük şok. Motor pilotu olmak için yetiştirilen ama ileride F1 de göreceğimizi düşündüğüm geleceğin hamiltonu

karikatürlerini cok tatlı bulduğum sakız. üstelik gerçek bir hikayeye dayanıyor. flört etmek maksadıyla bir kadın tarafından çizilmişler.

'kim grove adında bir kadın, roberto casali adında bir adama aşık olmuş. kim, aşkını anlatmak için küçük kağıtlara çizimler yapıp, altına da küçük notlar yazarak roberto'ya kurlar yapmış. bu çizim ve aşk notlarını sevgilisinin bulması için de bazen yastığının altına, bazen ceketinin cebine, kimi zaman eldivenlerinin içine, bazı bazı da bir çekmeceye bırakmış hep.'

ve bu tatlı karikatürler nihayetinde işe yarıyor ve evleniyorlar
hatta sadece bir aşkın başlangıcına vesile olmakla kalmayıp 4-5 milyon sterlin kazanıp iyi bir hayat sürmelerine de yarıyor. hem aşkta hem parada kazandıran karikatür mü olur demeyin... olmuş. :)

5 yıldızı haketmiş filmdir bana göre. 'ben ölüm oldum, dünyaların yok edicisi' atom bombasının babası olmanın kendisine vermiş olduğu başarı ve gurur duygusu vicdanının ağırlığı altında ezilip yok oldu. dahi olmakta zor anacım. olsan bi dert olmasan bi dert

hukukçu kimliğiyle tanıdığımız, uzun yıllardır halkın hakkını savunan duruşuyla öne çıkan, adalet, şeffaflık ve insan hakları konusunda verdiği mücadeleyle, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda güçlü bir halk temsilcisi olduğunu da gösteriyor.

demi moore da margaret qualley de harikaydı. ablalar taş! daha cok görsel şöleninin hatırı olan film.

Günlerdir fokuslanıp araştırdığım ailenin üyesi. eğitimine zaten denecek bir sey yok ama ben asıl tutkusuna tutuldum. bir şeyi bu kadar istemek, göbek bağıyla bağlanmış gibi tekrar tekrar dönmek. çoluk çocuk, eş, akraba görmemek. Sanattan, resimden, tuvalden, fırçadan başka her şeye kör...Kraliçe Elizabeth bizzat sergisine gitmiş. Annesi 'anca mezardan annem çıkarsa sana resim tahsili aldırırım' diyor. O sinirle odaya girip arkasını döndüğünde tuvalin üstünde kızı fahrünnisa tarafından yapılan vefat etmiş annesinin resmini görüyor... Bir nevi çıkmış :)) tokat gibi çarpmış resim tahsiline göndermesi gerektiği...Bu olaydan sonra gönderiyor :) Böylece dünyaca ünlü bir ressam oldu

Arka Sokaklar 691. bölümde rol gereği, insanları kandırıp dolandıran bir tarikat liderine osmanlı tokatını yapıştırdı. ve tabiki dizi RTÜK'ten cezayı yedi. Ceza içinde aslanlar gibi 'gurur duyarım' dedi. Helal olsun kendisine

ölü sevici bi' seri katil. annesinin hamileyken kullandığı ağır psikolojik ilaçların o sırada anne karnında olan jeffrey de hasar bıraktığı düşünülmüştür. babası olan bireyde kimyager olduğu icin kendisi de zaten ölmüş hayvanları inceleyip keserken yaşadığı zevki 'oğlum bu özelliği benden mi aldı acaba ben de zevk aldığımı hissederdim' deyip ağlamıştır. ağır psikolojik ilaçların fetüse zarar verdiğini düşünüyorum ancak babanın kendisini suçlamasına gerek yok. zira bahsettikleri zevk aynı değil. bir kağıdı kesmekten odunu kırmaktan hamuru şekillendirmekten alınan zevk ile aynı zevk babanın hissettiğii. zira jeffreyde anne- baba terkedilme korkusundan ötürü oldugunu düşündüğüm kestiği organları yanında taşıma, yaktığı insanların küllerini bahçeye savurma gibi enterasan özellikler de bulunmakta.

ulan zaten 70 yıllık ömrün var oku, işe gir, evlen, çocuk yap, yaşlan geber git ya..