yedi numara

çocukluğumun en güzel dizisidir. bu dizi o kadar güzeldir ki bir nesil, üniversitede böyle arkadaşlık hayalleri kurmuştur.

kısaca türkiye'nin özetidir, kırsal kesimden şehire gelen kesim.

türkiye'nin çeşitli yerlerinden ülkenin en büyük şehrine okumaya gelen kesim.


5-6 farklı kültürden gelen insanların 1 evde yaşamak zorunda kalmaları o kadar güzel resmedilmişti ki o zaman anlamıştım insanların arasındaki farklılıkları.

cıvık cıvık aşk olmadan, maftavari karakterler olmadan saf şekilde anlatılmıştı her şey.
kısaca bu dizi eski türkiye idi. yeni türkiye'yi zaten biliyorsunuz.
farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bir evi anlatan, naif, her kesimden insana hitap eden, böyle pamuk şeker gibi bir diziydi. orijinaldi, tekrara düşmezdi, vıcık vıcık ilişkiler, çarpık aileler, karmaşık aşk üçgenleri yoktu..
Kardeşimle her sömestr baştan sona izlediğimiz güzel bir Trt dizisidir.
ankara'da ne zaman kar yağsa gökyüzü pembe ile turuncu arasında bir renk alır. saatler 17.20'yi gösterirken öğlenci olanlar bilir. O son dersin verdiği heyecan içimi kıpır kıpır kaplarken aklımda tek bir şey olurdu. işte böyle bir kış gününde hemen eve girip trt 1'i açıp dizinin yeni bölümünü izlemek pahabiçilemez bir mutluluk verirdi. O yüzden yedi numara dizisinin konusu ne zaman açılsa aklıma o sıcak kış günleri ve ilk okul anılarım gelir. Çocukluğumun en güzel dizisidir.
Çocukluğunun keyifli dizilerindendir. Birçok repliği ve sahnesiyle akıllara kazınmış mizahi unsurları hala güldürebilen yapısını koruyor.