efem öncelikle kim ne derse desin dertten kederden başlanır bu merete.
kim ki cıkıpta ulan ben mutluluktan basladım diyosa agır yalancıdır.
cogunlukla yürek yarasına merhem olması umuduyla baslanılır.oysa ki ne fayda her dumanda daha da kötü eder.baslamayın lütfen.
kim ki cıkıpta ulan ben mutluluktan basladım diyosa agır yalancıdır.
cogunlukla yürek yarasına merhem olması umuduyla baslanılır.oysa ki ne fayda her dumanda daha da kötü eder.baslamayın lütfen.
site içinde değil de mahallede top oynayarak büyümüş, canı istediğinde ağaça tırmanıp kendi meyvesini toplamış, gün içerisinde ankaralı namık'tan pink floyd'a kadar birçok müziği ruhunda harmanlamış, gençlerbirlikli ya da ankaragüçlü olup şehrinin takımını tutmuş, 'k' harfi yerine 'g' harfini kullanıp kendi aksanını oluşturmuş, şehirde denizi olmasa da göl kenarında mangal yapmış ve en güzeli soğuk şehrin, sıcacık insan ilişkilerini iliğine kadar çekmiş insandır.
ispanya’da, madrid’e otobüsle yaklaşık bir saatlik mesafede su kemeriyle ünlü şehir. madrid’e kadar gitmişken toledo ile birlikte es geçilmemesi gereken bir yer.
(bkz: edip cansever)
ben pencereden bakarken
kimseler ölmemişti
ölüm diye bir şey yoktu ki hilmi bey
var mıydı?
-yüzümden bir şeyler aktı aktı
içim de menekşelendi hilmi bey
gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk
hiçbir yere gitmiyor.
ben pencereden bakarken
kimseler ölmemişti
ölüm diye bir şey yoktu ki hilmi bey
var mıydı?
-yüzümden bir şeyler aktı aktı
içim de menekşelendi hilmi bey
gökyüzü gibi bir şey bu çocukluk
hiçbir yere gitmiyor.
aradığım ayakkabı modelini sadece burda bulmamdan dolayı alışveriş yapmak zorunda kaldığım spor mağazası . yüzmilyaryediyüzellimilyonmilyar verip internet sitelerinden aldığım north face ayakkabı, üzerinde kocaman bir leke ile bana gönderildi . sabah çıkacağım uzun seyahatten hemen önce elime geçtiği için kullanmak zorunda kaldım . döndükten sonra ayakkabıyı lostra'ya versemde o leke çıkmadı . defolu malı internetten kakaladılar anlayacağınız
4 yıldır bıkmadan içtiğim camel soft
birde arada sardığım drum bright blue var tabii
sizin içtiğiniz sigara ne sözlük?
birde arada sardığım drum bright blue var tabii
sizin içtiğiniz sigara ne sözlük?
kendilerine başvurarak bu yaz için italyada gönüllü bir çalışma kampına gideceğim kurum. ilk kez deniyorum ve sistem -anlattıkları ve okuduğum kadarıyla- 2 veya 3 hafta süren bir toplum yararına proje kampında günde max 6 saat çalışmak üzerine kurulu. bu çalışma karşılığında konaklamanız ve günde 3 öğün yemeğiniz karşılanıyor. uçak biletleri, vize masrafı (yeşil pasaporta şükürler olsun), ve elbette orada harcanacak para size ait. gidenler çok memnun, ben de bu yaz memnun kalırsam önümüzdeki donem için gezmek istediğim çok ülke var. gidenler ve tecrübe sahibi olanlar varsa bu entry altında toplanalım efem buyrun.
Yapım yılı 1995 olan osman cavcı'nın harikalar yarattığı, fazlasıyla geyik bir televizyon filmidir. Sapitop isimli şekerden ücretsiz tatil kazanan hurdacı şaban'ın oğlu 'değişik' bir adam Acıbadem'li Seyfettin ile Sedef isimli ablayı otelin aynı odaya vermesi sonucu ortaya çıkan olayları anlatıyor. 90'lı yıllardan detaylar için bile bir kez izlenebilir bence. Ayrıca (bkz: dövmecinin alosu)
portekiz'in kuzey bölgesinde braga'ya bağlı bir şehirdir. bu şehir aqui nasceu portugal mottosuyla portekiz ulusunun doğduğu yer olarak bilinir. tarih kokan dar sokakları, çiçeklerle süslü parkları, kaleleri, kiliseleriyle görmeye değer, gezginler tarafından pek bilinmeyen küçük ve şirin bir şehirdir. porto'dan trenle yaklaşık bir saatte ulaşabilirsiniz.
portekiz'in braga şehrinde yer alan bir tapınaktır. katolik hacıların uğrak yerlerinden biri olan bu tapınak şimdilerde braga'nın en önemli turist cazibe merkezidir. özellikle barok tarzı merdivenleri tapınaktan daha çok dikkat çeker. kesinlikle gidip görmeye değerdir, gezginlerin az bildiği yerlerden biridir.