hoşçakalın anılarımı bıraktığım insanlar
mutluluğu için dövüştüğüm insanlar
yedi bölge, dört deniz , yedi iklim , altmış yedi şehir

okullar , mahalleler , köprüler , tren yolları
deniz kıyıları , balıkçı motorları , takalar
asfalt yolları boyu dizilmiş fabrikalar
ve işçiler ve köylüler.... hoşçakal ülkem

hoşçakal anne , hoşçakal baba , kardeşim
hoşçakal sevgilim , hoşçakal dünya
hoşçakalın dünyanın bütün halkları

sınırlı olmayan mekâna
sınırlı olmayan zamana gidiyorum ben
en sevda halimle , en yaşayan halimle , gidiyorum dostlarım
hoşçakalın , hoşçakalın...


(bkz: beni tarihle yargıla)

ersin ergün keleş'in dostların anısına (1987) isimli şiir kitabından.
(bkz: fikibok) (bkz: çükübik) gibi kelimeler mesela. kullanımda olsun, olmasın aklımda yer edinmiş.

ps: karikatür paylaşmayın arkadaşlar telif vs. durumları biliyorsunuz.
karşıdan gelen cümleleri aynen, tabi ya, bakalım'lı şekilde karşılıyorsam en fazla 20 saniyesi vardır o görüşmenin.
vize konuları final'e dahilmiş... ha bir de daha bütü var. bu ikisinin üstüne daha da net kaldım ben anlamına gelen cümle görmedim uzuuun süren öğrencilik hayatım boyunca.
ilişkisi yeni bitmiş arkadaşa teselli olarak da olsa söylenmemesi gereken sözlerdir. ben demiştimle başlayan cümlelerdir.
''can işte canan hani
dert işte derman hani
gönül sarayım bomboş
beklenen sultan hani''

(bkz: müslüm gürses)