başta çok havalı görünür ama içine girince lanet edersiniz. eğer gerçekten sevmiyorsanız sırf isminden dolayı tercih etmeyin. muhtemelen sonunu görmeden bırakırsınız. benim en büyük hayalimdi. ona rağmen arada bırakmayı düşünürüm.

ha ama hala bu meslek olmasaydı ne olurdun sorusuna cevap bulamadığım da doğrudur. (bkz: en büyük hayal)

‘Bedenimin babası Ali Rıza Efendi, hislerimin babası Namık Kemal, fikirlerimin babası ise Ziya Gökalp’tır’
mustafa kemal atatürk

türkçülüğün fikir adamı, gabriel tarde ve Emile Durkheim'den etkilenmiş, fikir adamı, yazar, şair.

''vatan ne türkiyedir türklere, ne türkistan
vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: turan''
ziya gökalp

ismail güzelsoy'un mart ayında yayınlanan romandır. roman ağaçların konuşmalarını duyan genç bir kadının geçmişten geleceğe uzanan öyküsünü anlatıyor.

ferhan şensoy'un yazıp yönettiği ve başrolünü rasim öztekin, ali çatalbaş ve tuncel kurtiz'le paylaştığı; suçsuz oldukları halde 6 yıl 3 ay hapis yatan üç arkadaşın hikayesinin anlatıldığı; sonradan pardon olarak sinemaya aktarılan tiyatro oyunu.

son dönem türkçe trap piyasasının yükselen değeri ati242'nin henüz bu kadar popüler değilken çıkardığı nispeten duygulu parçası.

ati242 - yolu yok | youtube

Bozuk psikolojim ritimlerle tek gecelik ilişkim
Kalem kağıt ve bir de içkim
Elverişsiz mutlu olmak kaçtı çoktan o trenler
Sözverenler özlemezler hep bir çelişki

Zamanla değiştim gözlerimse kanlı falan
Algılarda bozukluk yaram kanar kaçansa zaman
Dalgalar cozuttu dengem zaten hep bozuktu
Değerler de üç kuruşluk beğenmezsen siktir

Hep verip veriştir böyle düzen sonuç sıfır
Son üç yılım bok gibiydi ondan önce çok deliydi
Çok yeniydim aşka dair tablolarla poz verirdim
Kankalarla poz verirdim şimdi vermiyorsam siktir

İhanetin çığlığı arkalardan gelir
Hayat sanma keriz beni beklersin hep değişmemi yok
Parıltımın nedeni pırıl pırıl olmam değil
Pis ettin sen çoktan beni değişmemin yolu yok

Nak 2x:
Gecemi basma bu yolun hiç bir sonu yok
Yanacak çakmak bu işin başka yolu yok
Bu sinir boğuyo nefretim doluyor içime
Başka yolu yok

Popüler çocuklarsa burda fazla meşhur değil
Cashin teki deler seni hemde faili meçhul değil
Gayrimeşru machine gun ın ben de peşindeyim
Diyen ibneler tripteler öyle şeyler düşünmeyin

Geçtik o yollardan çakallarla yalanlarla
Paran varsa tamam kanka diyen kolpa adamlarla
Sigara koyanlar da vardı beline koyanlar da vardı
Evine dönenler kazandı öyle sabahlarda

Yanında yılanlar da varsa gelmez huzur
Varsa kozun kan kokusuyla beslenenlerin sonu yok
Yanında krallar kafanda harbi osun
Harbi yolun belli delirdin bu yolun hiç bir sonu yok

Burak Akkul'un sunumuyla ve eşinin çekimleriyle, pazar günlerini şenlendiren programdır.

gökhan sazdağı şike ses kayıtları

teşvik primi şike değildir avuntusu ile kendini kandıran şikeci topçudur. Evet futbolcu ya da sporcu değil topçudur kendisi.

Zira sporcu dediğin, ''zeki, çevik aynı zamanda ahlaklı olandır''

Zeki olsa tezgah çevirirken aleni şekilde ses kayıtlarına düşmezdi. Çevikliği oynadığı takımlar ile zaten ortada, asıl önemli olan ahlak kısmına gelirsek de, namusu iki bacak arasında sanarak delikanlıyı oynayan ama eve haram para götürmekten utanmayıp, üç kuruş için takımını, onunla birlikte ter döken diğer 10 kişiyi satan ahlak yoksunu topçudur kendileri.

çok değil bundan 5 seneye kadar bile önce pek çok insan spor salona sosyalleşme, kız/erkek arkadaş bulma vesilesiyle giderdi. 3 aydır gittiğim salonda gözlemlediğim şu, artık insanlar birbirinden o kadar umudu kesmiş ki, kimse birbirinin suratına dahi bakmıyor.

geçenlerde bir şarap tadım etkinliğindeydik. 30 yaş üzeri kurumsal ablalar vardı. plazadan çıkıp gelmişlerdi belli. eskiden kafalar güzel olunca kakara kikiri, sonra kızı evine bırakırdın ve derken muhabbet gideceği yere kadar giderdi. etkinlikte 20 kişi vardı. önce içtiğimiz şarapların bölgeleri, topraklarının karakteristik özellikleri, şarap yapım serüvenlerini slayttan izledik. öyle bir ciddi ortam vardı ki, sanırsınız uzaya roket gönderdik de yörüngesine oturacağı anı bekliyoruz. tüm etkinlik boyunca da kim kiminle geldiyse mekandan da onunla ayrıldı. kimsenin başka birisiyle selamlaştığını dahi görmedim.

velhasıl başa döneceğim. artık ilişkilerden hatta aynı şeyleri tekrar yaşamaktan bıkmış insanlar ve çevresindeki diğer insanlarla da aynı şeyleri yaşayacağını bildiği için artık kimse kimseyle ilgilenmiyor, kimse kimse için de çabalamıyor. hatta çabalamayı aklından dahi geçirmiyor, çünkü karşısında yılların yorgun ve kırgını bir insanı inandıramayacağının o da farkında diyerek parçamı bırakıyorum.

Sepaş Enerji’nin bu sene Bolu, Sakarya, Kocaeli ve Düzce’de ikincisini düzenlediği fotoğraf yarışması. Sokağın kendine has enerjisini objektiflerine yansıtarak sokağı sokak yapan hikayeleri yakalanmak amaçlanmış.
İster profesyonel ister telefonundan fotoğraf çeken, amatör fotoğrafçılık ruhuna sahip bölgedeki herkesin katılabileceği yarışma. Güzel bir para ödülü var. Ama fotoğraf tutkunları için asıl büyük ödül fotoğraf sanatçısı Mustafa Seven’le sokak fotoğrafçılığı gezisi olacak bence. Detaylar ise tam olarak şurada:
ilgili sayfa

Cem Yılmaz ve Mazhar Alanson'un başrolünü paylaştığı 1998 yapımı olan Her Şey Çok Güzel Olacak'ın akıllara kazınan repliklerdir.

(bkz: bilemiyorum altan)