sokak müziği yaparak geçimini kazandıracak olan gezgin sorunsalıdır. yakın zamanda türkiye turuna çıkacağım. paramı ise sokak müziği yaparak kazanacağım. gitar, bağlama ve ukulele olmak üzere 3 seçeneğim var. ben bağlama ile ukulele arasında gidip geliyorum. taşıma kolaylığı açısından ukulele mantıklı ancak türkiye turunada bağlamanın yakışacağı düşüncesindeyim. siz sözlük yazarlarının görüşleri nelerdir
Öncelikle bu yazıyı yazmak için bir süre geçmesini bekledim çünkü anlık sinirle olayı olduğundan daha olumsuz göstermek -tabiri caizse çirkef müşteri rolüne bürünmek- istemedim. Ancak sizin de anlayacağınız üzere saç ekimi maceramdan hiç de memnun değilim.
İlk görüşmede her şey çok güzeldi. 20 yıllık bir kurum olunduğundan, profesyonel bir hizmet verildiğinden, itibarlarını korumak durumunda olduklarından vb. bahsedildi.
Saç ekimini bir doktor yapacaktı ve her şey harika ilerleyecekti. Saç ekimini bir doktorun yapması Bursa’da görüştüğüm diğer yerlerde sunulmayan bir hizmet olduğu için kabul ettim, fiyatta anlaştım ve oradan ayrıldım.
Operasyon günü geldi, merkeze gittim, hemşireler gayet sıcakkanlı ağırladı. Saç kesimine aldılar ve beni mutsuz eden şeyler işte burada başladı.
Öncelikle saçımı kesen hemşire (daha sonra da saç ekiminde yer alacak ve beni yine mutsuz edecekti o yüzden bu hemşireye hiç sevmediğim ilkokul öğretmenim olan Nesrin adını veriyorum) adeta bir koyun gibi kırptı. Kulaklarımın üzerinde saçlar kaldı, kesim sırasında canım acıdı çünkü makine saçlarımı koparttı. Tabi ki ortamı germemek ve huzuru kaçırmamak için hiçbir şey yokmuş gibi gülümseyerek ekim odasına gittim.
Ekim odasında doktor yoktu. Saçımı kim ekecek dediğim oradaki hemşireler hepimiz dedi. Doktorun tek başına ekim yapmadığını elbette biliyorum ancak orada hiç olmaması en başta bana vaat edilen hizmeti almamam anlamına geliyordu. Bana doktorla ekim yapılacağı söylendi ve doktor yoktu. Bugün (29.06.2020), oradaki görevli kişiye şikayetimi dile getirdiğimde bana “İstanbul’dadır” yanıtını verdi. -İstanbul'dadır-. Bana böyle demediniz dediğimde ise özür diledi. Orada doktoru görmeyince çıkıp gitmeliydim.
Saç ekimi öncesinde sabahtan hafif bir kahvaltı yapılması gerekiyormuş. Ancak bir gün önce beni arayan görevli kahvaltı yapmadan gelin dediği için ben aç gittim ve anestesi midemi bulandırdı. Donör alımı bittiğinde kustum ve yemek yemeden ekime geçtim. Bu yüzden anestesi verilmedi sanıyorum çünkü ekim boyunca bilincim açıktı ve keşke açık olmasaydı.
Ekimi sadece 2 hemşire yaptı. Başlangıçta 3’tü sonra biri aralarından ayrıldı. 2 tane oldukça genç kadın -20, 25 yaşlarında- ekimi yaptıkları süre boyunca inanılmaz bir muhabbet tutturdu. Özellikle Nesrin o kadar çok konuşuyor ki erkek arkadaşıyla olan ilişkisini, sinirli bir insan olduğunu dile getirmesini ve işyerinde mutsuzluklarını hala hatırlıyorum. Çok dikkatle yapılması gereken bir operasyon sırasında bu kadar koyu bir muhabbetin ekimin kalitesini nasıl etkilediği hala kafamda bir soru işareti. Açıkçası çok iyi bir ekim olduğunu düşünmüyorum. Bugün kabuk dökme yapıldı ve kafamın şu anki görüntüsü bile beni memnun etmiyor. Bunların da hepsi dökülecek ve geri kalanlar benim olacak. Zaten 2 genç kadının aşırı bir dedikoduyla ektiği saçtan çok da bir şey beklememek lazım.
Ekim bittikten sonra kalktım, sersemliğim devam ettiği için Nesrin’in sağa dönün sola dönün direktiflerini tam anlayamadım. Nesrin gerçekten sinirliymiş, beni sert bir tonda azarladı ancak sert bir geribildirim alınca hemen pişman oldu sanıyorum. Estetik operasyon sonunda azarlanmak? Bu bile ayrı bir hikâye konusu…
Operasyon bitti, çok kötüyüm başım dönüyor ve bana kimse biraz uzanın demiyordu. Nesrin bir an önce beni sepetleme derdindeydi. Ben de Nesrin ile daha fazla uğraşmak istemediğim için bir an önce kaçtım. Operasyondan sonra bir doktor kontrolü falan tabii ki yok çünkü doktor yok…
2. gün ilk yıkamaya gittim. İlk yıkamada oldukça güleryüzlü bir hemşire saçımı yıkadı. Ohh sonunda güzel bir hizmet aldım derken eve geldikten sonra ilk yıkamayla ilgili öğrendiklerim beni yine kızdırdı. İlk yıkamada losyonun 1 saate kadar kafada kalması, saç diplerinin yumuşaması ve yıkamanın sonra yapılması gerekiyormuş. Losyon benim kafamda maksimum 10 dakika kalmıştır. Yani iyi hemşire de kalbimi kırdı.
Bugün 10. gün kabuk dökmeye gittim. Kabuklarım döküldü, iyi hemşire yine oradaydı. Şimdi ne yapmam gerekiyor dedim, PRP, mezoterapi vb. bilgilendirmesini istediğim, ben sorunca anlattı. Maalesef ayrıntılı bir bilgilendirme, farklı tedavi seçenekleri gibi konularda bir bilgilendirme prosedürü yok.
Artık tek ümidim ekilen saçın çıkması ama dediğim gibi sonucun beni memnun edeceğini hiç sanmıyorum.
Hikayemin Bursa’da saç ekimi yaptırmak isteyen herkes için yararlı olması dileğiyle.
Saçla kalın.
İlk görüşmede her şey çok güzeldi. 20 yıllık bir kurum olunduğundan, profesyonel bir hizmet verildiğinden, itibarlarını korumak durumunda olduklarından vb. bahsedildi.
Saç ekimini bir doktor yapacaktı ve her şey harika ilerleyecekti. Saç ekimini bir doktorun yapması Bursa’da görüştüğüm diğer yerlerde sunulmayan bir hizmet olduğu için kabul ettim, fiyatta anlaştım ve oradan ayrıldım.
Operasyon günü geldi, merkeze gittim, hemşireler gayet sıcakkanlı ağırladı. Saç kesimine aldılar ve beni mutsuz eden şeyler işte burada başladı.
Öncelikle saçımı kesen hemşire (daha sonra da saç ekiminde yer alacak ve beni yine mutsuz edecekti o yüzden bu hemşireye hiç sevmediğim ilkokul öğretmenim olan Nesrin adını veriyorum) adeta bir koyun gibi kırptı. Kulaklarımın üzerinde saçlar kaldı, kesim sırasında canım acıdı çünkü makine saçlarımı koparttı. Tabi ki ortamı germemek ve huzuru kaçırmamak için hiçbir şey yokmuş gibi gülümseyerek ekim odasına gittim.
Ekim odasında doktor yoktu. Saçımı kim ekecek dediğim oradaki hemşireler hepimiz dedi. Doktorun tek başına ekim yapmadığını elbette biliyorum ancak orada hiç olmaması en başta bana vaat edilen hizmeti almamam anlamına geliyordu. Bana doktorla ekim yapılacağı söylendi ve doktor yoktu. Bugün (29.06.2020), oradaki görevli kişiye şikayetimi dile getirdiğimde bana “İstanbul’dadır” yanıtını verdi. -İstanbul'dadır-. Bana böyle demediniz dediğimde ise özür diledi. Orada doktoru görmeyince çıkıp gitmeliydim.
Saç ekimi öncesinde sabahtan hafif bir kahvaltı yapılması gerekiyormuş. Ancak bir gün önce beni arayan görevli kahvaltı yapmadan gelin dediği için ben aç gittim ve anestesi midemi bulandırdı. Donör alımı bittiğinde kustum ve yemek yemeden ekime geçtim. Bu yüzden anestesi verilmedi sanıyorum çünkü ekim boyunca bilincim açıktı ve keşke açık olmasaydı.
Ekimi sadece 2 hemşire yaptı. Başlangıçta 3’tü sonra biri aralarından ayrıldı. 2 tane oldukça genç kadın -20, 25 yaşlarında- ekimi yaptıkları süre boyunca inanılmaz bir muhabbet tutturdu. Özellikle Nesrin o kadar çok konuşuyor ki erkek arkadaşıyla olan ilişkisini, sinirli bir insan olduğunu dile getirmesini ve işyerinde mutsuzluklarını hala hatırlıyorum. Çok dikkatle yapılması gereken bir operasyon sırasında bu kadar koyu bir muhabbetin ekimin kalitesini nasıl etkilediği hala kafamda bir soru işareti. Açıkçası çok iyi bir ekim olduğunu düşünmüyorum. Bugün kabuk dökme yapıldı ve kafamın şu anki görüntüsü bile beni memnun etmiyor. Bunların da hepsi dökülecek ve geri kalanlar benim olacak. Zaten 2 genç kadının aşırı bir dedikoduyla ektiği saçtan çok da bir şey beklememek lazım.
Ekim bittikten sonra kalktım, sersemliğim devam ettiği için Nesrin’in sağa dönün sola dönün direktiflerini tam anlayamadım. Nesrin gerçekten sinirliymiş, beni sert bir tonda azarladı ancak sert bir geribildirim alınca hemen pişman oldu sanıyorum. Estetik operasyon sonunda azarlanmak? Bu bile ayrı bir hikâye konusu…
Operasyon bitti, çok kötüyüm başım dönüyor ve bana kimse biraz uzanın demiyordu. Nesrin bir an önce beni sepetleme derdindeydi. Ben de Nesrin ile daha fazla uğraşmak istemediğim için bir an önce kaçtım. Operasyondan sonra bir doktor kontrolü falan tabii ki yok çünkü doktor yok…
2. gün ilk yıkamaya gittim. İlk yıkamada oldukça güleryüzlü bir hemşire saçımı yıkadı. Ohh sonunda güzel bir hizmet aldım derken eve geldikten sonra ilk yıkamayla ilgili öğrendiklerim beni yine kızdırdı. İlk yıkamada losyonun 1 saate kadar kafada kalması, saç diplerinin yumuşaması ve yıkamanın sonra yapılması gerekiyormuş. Losyon benim kafamda maksimum 10 dakika kalmıştır. Yani iyi hemşire de kalbimi kırdı.
Bugün 10. gün kabuk dökmeye gittim. Kabuklarım döküldü, iyi hemşire yine oradaydı. Şimdi ne yapmam gerekiyor dedim, PRP, mezoterapi vb. bilgilendirmesini istediğim, ben sorunca anlattı. Maalesef ayrıntılı bir bilgilendirme, farklı tedavi seçenekleri gibi konularda bir bilgilendirme prosedürü yok.
Artık tek ümidim ekilen saçın çıkması ama dediğim gibi sonucun beni memnun edeceğini hiç sanmıyorum.
Hikayemin Bursa’da saç ekimi yaptırmak isteyen herkes için yararlı olması dileğiyle.
Saçla kalın.
16 temmuz 2020 tarihinde gencecik bir üniversite öğrencisi pınar gültekin'i kendisini istemediği için önce öldüren sonra yakmaya çalışıp, bir varilin içine koyup beton döken insan demeye bile bin şahit isteyen şeydir. Zaten ona en fazla şey denebilir.
İsveç Diyeti, egzersiz yapmanızı gerektirmeden 13 gün süre içerisinde 20 kg’a varan miktarda kilo verebilmenizi sağlayan popüler bir diyettir.
Ana yapıtaşları İskandinav ülkelerinin yerel gıdaları olan bu diyet hemen her diyetteki gibi alınan kalorinin azaltılmasını hedeflese de ek olarak metabolizma hızınızı artırmakta ve bu sayede verdiğiniz kiloları iki yıl boyunca geri almanızı da engellemekte. Kaynak
Ana yapıtaşları İskandinav ülkelerinin yerel gıdaları olan bu diyet hemen her diyetteki gibi alınan kalorinin azaltılmasını hedeflese de ek olarak metabolizma hızınızı artırmakta ve bu sayede verdiğiniz kiloları iki yıl boyunca geri almanızı da engellemekte. Kaynak
1959 yılında bir adı bile bulunmayan ancak yaşanan felaketten sonra hayatını kaybeden ekibin lideri olan Igor Dyatlov'un soyadının verildiği ve üzerinden 60 yıl geçmesine rağmen aydınlatılamamış olan Dyatlov Geçidi Felaketi 'nin yaşandığı bölgedir. Konu üzerine birçok teori ortaya atılmış olsa da hiçbiri kanıtlanamamıştır, üzerine yapılan bir forum tartışmasına şuradan erişerek katılabilirsiniz.
ülkemin 81 vilayetinde olduğu yadsınamaz bir gerçekliktir.
(flütle çalınacak başka şarkı yokmuşçasına) sokak çocukları siluetindeki dilenciler arasında popülerliği katiyen kaybolmaksızın ve mütemadiyen bu şarkı çalınmaktadır. bir diğer şarkı da izmir marşıdır.
mesela ben yılan hikayesi jenerik dizi müziğini çalan dilenci görürsem çeyrek altın takmayı tahayyül ediyorum.
(flütle çalınacak başka şarkı yokmuşçasına) sokak çocukları siluetindeki dilenciler arasında popülerliği katiyen kaybolmaksızın ve mütemadiyen bu şarkı çalınmaktadır. bir diğer şarkı da izmir marşıdır.
mesela ben yılan hikayesi jenerik dizi müziğini çalan dilenci görürsem çeyrek altın takmayı tahayyül ediyorum.
pandemi sürecinde pegasus'tan iadesini güç bela aldığım amsterdam olacaktır.
Karatay diyeti, kilo vermek isteyen kişilerin kullandığı bir beslenme modelidir. Hızlı ve sağlıksız kilo verimi yerine uzun vadede sağlıklı şekilde zayıflama amaçlayan bir model olmuştur. Katıldığı programlarda da sıkça belirten Canan Karatay, sağlıksız gıdaların yerine uzun süreli tokluk sağlayan gıdaların tercih edilmesini vurgulamaktadır. İlk başta standart bir diyet listesi gibi görünen bu diyet, bireyi asıl sağlık formuna ideal zamanda ve vücudunu yıpratmayacak şekilde getirmeyi amaçlayan bir yemek düzeni sunulmaktadır.
tbmm'de kabul edilmiştir.
''Yeni kanuna göre karayollarındaki bisiklet yol ve şeritlerinde yalnızca 15 yaşını bitirmiş olanlar elektrikli bisiklet ve e-scooter kullanabilecek. Sürücüler, sağa ve sola dönüşlerde, bisiklet yolundaki ve şeridindeki bisiklet ve e-scooter kullananlara ilk geçiş hakkını vermek zorunda olacak. Ayrı bisiklet yolu veya şeridi varsa e-scooterlar taşıt yolunda, motorlu bisikletler ise bisiklet yolunda sürülemeyecek. İki elle sürülmesi zorunlu olacak e-skuterlerde sırtta taşınabilen kişisel eşya harici yük ve yolcu taşınamayacak.'
E-scooterlar, otoyol, şehirlerarası kara yolları ve azami hız sınırı saatte 50 kilometre üzerinde olan kara yollarında kullanılamayacak. Yayalar bisiklet trafiğine engel olmamak şartıyla veya yaya yolu bulunmayan yerlerde bisiklet şeridini kullanabilecek. Elektrikli scooter ve kullanımına ilişkin diğer hususlar İçişleri, Çevre ve Şehircilik ile Ulaştırma ve Altyapı bakanlıkları tarafından müştereken çıkarılan yönetmelikle belirlenecek.''
kaynak
''Yeni kanuna göre karayollarındaki bisiklet yol ve şeritlerinde yalnızca 15 yaşını bitirmiş olanlar elektrikli bisiklet ve e-scooter kullanabilecek. Sürücüler, sağa ve sola dönüşlerde, bisiklet yolundaki ve şeridindeki bisiklet ve e-scooter kullananlara ilk geçiş hakkını vermek zorunda olacak. Ayrı bisiklet yolu veya şeridi varsa e-scooterlar taşıt yolunda, motorlu bisikletler ise bisiklet yolunda sürülemeyecek. İki elle sürülmesi zorunlu olacak e-skuterlerde sırtta taşınabilen kişisel eşya harici yük ve yolcu taşınamayacak.'
E-scooterlar, otoyol, şehirlerarası kara yolları ve azami hız sınırı saatte 50 kilometre üzerinde olan kara yollarında kullanılamayacak. Yayalar bisiklet trafiğine engel olmamak şartıyla veya yaya yolu bulunmayan yerlerde bisiklet şeridini kullanabilecek. Elektrikli scooter ve kullanımına ilişkin diğer hususlar İçişleri, Çevre ve Şehircilik ile Ulaştırma ve Altyapı bakanlıkları tarafından müştereken çıkarılan yönetmelikle belirlenecek.''
kaynak
özeti; günlük olarak kullandığımız nesnelerin internete bağlanıp veri gönderip alması kabiliyetiyle akıllı hale gelmeleridir.
Akıllı şehir uygulamaları, araç-kişi-hayvan takibi yapılmasını sağlayan nesneler, tedarik zincirlerinin takibi ve kontrol altında tutulması, elektrikli taşıtların uzaktan takip ve kontrol edilmesi gibi bir çok örnek nesnelerin interneti konusunda en bilinen uygulamalardır.
Telefondaki bir uygulama ile elektrikli scooterları çalıştırabilmemiz, klimaların sıcaklığını uygulama sayesinde gözlemleyip, değiştirebilmemiz, bir üretim tesisindeki aksaklıkları, olay yerine gitmeden anında giderebilmemiz nesnelerin internetinin hayata kazandırdığı kolaylıklardandır.
Akıllı şehir uygulamaları, araç-kişi-hayvan takibi yapılmasını sağlayan nesneler, tedarik zincirlerinin takibi ve kontrol altında tutulması, elektrikli taşıtların uzaktan takip ve kontrol edilmesi gibi bir çok örnek nesnelerin interneti konusunda en bilinen uygulamalardır.
Telefondaki bir uygulama ile elektrikli scooterları çalıştırabilmemiz, klimaların sıcaklığını uygulama sayesinde gözlemleyip, değiştirebilmemiz, bir üretim tesisindeki aksaklıkları, olay yerine gitmeden anında giderebilmemiz nesnelerin internetinin hayata kazandırdığı kolaylıklardandır.