Biyolojik olarak kadın , erkek cinsiyetlerimizin yanı sıra Kadın ve erkekten sosyal-kültürel anlamda beklenen rollerdir. Toplumsal cinsiyet, bize kim olmamız ve nasıl davranmamız gerektiğini söyler. Toplumsal cinsiyet kadın ve erkeklerin davranışlarını inşa eder. Toplumsal cinsiyet, bebeklikten başlayarak hayatımızın her alanında karşımıza çıkacaktır. Toplumsal cinsiyet rollerine göre kız bebek pembe,erkek bebek mavi kıyafetler giymeli. Kız cocugu bebeklerle, erkek cocugu arabalara oynamalıdır. Evin reisi "baba"dır, ev işlerini anne yapar, yemek yapmak,cocuk bakmak annenin göreviyken, eve para getirmek babanın görevidir. Toplumsal cinsiyet rollerimize göre kadınlar kırılgan, hassas , narin varlıklardır. Erkekler ise güçlü, sert. Bu ve bu gibi örnekler çoğaltılabilirken,kadınların ve erkeklerin bu roller altında tabii ki ezildiğini söyleyerek, erkeklere dayatılan bu rollerin, erkek davranışlarını inşaa etmede büyük bir rol oynadığını,her kadının da ,yaratılan bu cinsiyet rollerinin altında ezildiğini,şiddete uğradığını, taciz edildiğini ve hatta öldürüldüğünü belirtmekte fayda var. Toplumun bizden beklediği rolleri aşıp, canımız nasıl isterse öyle davrandığımız zaman; "erkekler ağlamaz! Ne ağlıyorsun karı gibi zırlama" diyenlere inat , hüngür hüngür ağladığımız zaman, "sen kadınsın bu kısa saç ne böyle erkek gibi" diyenlere inat , saçlarımızı canımız ne isterse onu yaptığımız zaman,"kadınsın sen, senin yerin ev,otur evinde" diyenlere inat, yaşamın her alanında üretip ,yaşamın her alanında var olduğumuzda;özgürleşecek dünya.. kalın sağlıcakla.
sanılanın aksine sadece kadınların aleyhine değil, erkeklerin de aleyhine olan (en basitinden; askere gitmek, bara damsız alınmamak, otostopta durulmaması, kiralık ev verilmek istenmemesi vs) ve hep beraber karşı konulması gereken durum