başlığın uzun hali: türk sanat müziği ve arabesk müziğin aslında aynı kökenden gelmesi (bkz: karakter sınırı sebebiyle kısalttıklarımız)

türk sanat müziği bilindiği üzere makamlardan oluşur. bunlara hicaz, uşşak vb. örnekleri verilebilir. makam bir çeşit ölçüdür ve şarkının tabir-i caizse havasını belirler.

arabesk müziği de orhan gencebay'ın da zamanında yaptığı tanımla: arap türü ezgilerinden esinlenerek yapılan müzik türüdür.

her ikisinin arap türü müzikten türemesi ortak noktasıdır. söz olarak arabesk müziğin yetmişli yılların ekonomik kısıtları, gelir dağılımı adaletsizliği, politik sınıflar arası çatışmalar olması sebebiyle daha isyankar ve daha dramatik olması ise iki müzik türünü birbirinden ayıran en önemli fark olagelmiştir.
başlığın uzun hali: "günümüzde rap müziğin bir zamanların arabesk müziği gibi toplumsal sorunların çözümsüzlüğü ve çaresizliği yansıtması gerekçesiyle protest olması ve gençler arasında yükselişe geçmesi" olacaktır. (bkz: karakter sınırı sebebiyle yazamadıklarımız)

bu bir rap eleştirisi değildir: ben de kendimi kaptırmadan rap dinliyorum. (umuyorum dinlerken şirazeyi kaydırmıyorum)

yetmişli yıllarda arabeskin ortaya çıkışı, ambargolara, uzun kuyruklara, siyasi çözümsüzlüklere denk gelmektedir. neticesinde; insanın bu durumdan çıkamamasını kendince yaptığı isyanı göstermekteydi.

bu dönemde de rap bunun yerini almışa benziyor. salt zorlu ekonomik şartlardan söz etmiyorum: toplumun yozlaşmışlığı, ilişkilerin plastik hale gelişi, aranan yolun bulunamayışı ve bilumum uyuşturucu türevi maddenin kullanılması vs. bu dediklerimi destekliyor gibi görünüyor. rap de içinden çıkılamaz durumun dışa vurumunu ve insanın haykırışını resmediyor.

toplumun ruh sağlığından endişeliyim sözlük, gelecek günler nasıl gelecek?