bana göre, gelmiş geçmiş en iyi 5 türk filmi içinde yer alan yapım, belki de en iyisi. zamanın şartları düşünülürse -çekimi 2002-2003, sinemaya girmesi 2004'dür- gayet zamanın ötesinde bir filmdir.
yine bir cem yılmaz baş yapıtı olan film. 2010 yılında gösterime girmiştir, kalite olarak gora ve arog kadar kalitelidir lakin bizim yüce (!) türk milletimiz bu filmdeki ince esprileri anlayamadığı için pek gülmemiştir.
1998 yapımı cem yılmaz filmi. o zamanın türkiyesini özetleyen bir film aslında, geçen 19 yılda toplumsal olarak ne kadar değiştiğimizi görünce bir hüzün kapladı içimi.
Kadınlar için evliliğin bu kadar baş tacı gozukmesi garip. Önceki hayatını tamamen silmek ister gibi sosyal medyada bile hic zaman kaybetmeden soyadi değiştirmeyi akıl etmeleri de garip. Herkesin giydiğine kimse karışamaz tabi ama gözlemlediğim en garip durumlardan birisidir bu.
Yatağa yattığınız zaman zihni meşgul eden çarpıcı sorulardır.
(bkz: neden fakirim)
(bkz: dolara mı yatırsam altın mı alsam?)
(bkz: aralık ayına kadar 10 kilo verir miyim?)
(bkz: neden fakirim)
(bkz: dolara mı yatırsam altın mı alsam?)
(bkz: aralık ayına kadar 10 kilo verir miyim?)
bir galatasaray'lı olarak beşiktaş'a başarılar dilediğim bugün Porto'da yapılacak karşılaşma.
konuşmalar arasında duyabileceğimiz entellikte ama özünde bir hastalık adıdır. Terleme, kaygı, korkma ya da titreme şeklinde cereyan eden durum.
sherlock holmes'culuk oynamaktır. birini ve birşeyi gizliden gizliye takip etmek, analiz edip, çıkarımlarda bulunmak şeklinde yansıyabilir.