#tüm son-ortadogu-bukucu entry'leri

netflix’te yayınlanan abd yapımı suç ve psikoloji dizisi.

dizide iki fbi ajanının 1970’lerde cinayet psikolojisine dair gerçek suçlularla yaptıkları çalışmalar anlatılıyor. bu iki idealist ajan, suç bilimini yeni terimler ve yaklaşımlarla daha ileri taşıyarak suçun işlenmeden önce önlenmesini sağlamaya çalışıyor.

daha ilk sezon olmasına rağmen muhteşem bir dizi olduğunu kanıtlamıştır.

bence sinematografik açıdan netflix’in baş yapıtıdır. dizi -planları, sahneleri, çekim teknikleri, oyunculukları ve müzikleriyle- adeta bir sinema filmi izliyormuş etkisi yaratıyor. yönetmen karakter analizlerinde ise fazlasıyla başarılı.
israilli gezgin, maceraperest, yazar, akademisyen ve girişimci.

1981 yılında gittiği bolivya’da amazon ormanlarında yaşadığı 3 haftalık hayatta kalma macerasıyla tanınır. bu macerasını 1993 yılında yazdığı back from tuichi kitabında anlatmıştır. Kitap yayınlandığı tarihte İsrail’de yok satmıştır ve 15 ayrı dile tercüme edilmiştir.

ayrıca ghinsberg’in bu hikayesi 2017 yılında jungle ismiyle sinemaya uyarlanmıştır. filmin başrollerini daniel radcliffe ve alex russell paylaşmıştır.
beat kuşağı şairlerinden ve kurucu isimlerindendir. howl yani uluma isimli şiiri beat kuşağı akımının manifestosu olarak kabul edilir.

o meşhur şiir ise şöyle başlar;

gördüm kuşağımın en iyi beyinlerinin çılgınlıkla yıkıldığını, histerik çıplaklıkla açlıktan geberdiğini,

zenci sokakların şafağında gördüm onları bozuk kafalarıyla mal ararken,

gecenin makinesinde yıldızlı dinamo ile eski cennetsel bağ için yanıp tutuşan melek kafalı hipsterler,

yoksulluk ve paçavralar ve sahte gözlerle şehirlerin üstünde yüzen sıcak suyu olmayan ucuz odaların doğa üstü karanlığında yükseğe doğrulup sigara içerken jazzı seyredenler,

yaradan’ın cennetinde zihinleri apaçık olanlar aydınlatılmış ucuz çatı katlarında ve yeraltlarında Muhammed’in dolaşaduran meleklerini görenler,

arkansas ve blake-ışığı trajedisi arasından parlak ifadesiz halüsinatif gözlerle bilgi savaşının üniversitelerinden geçip gidenler,

akademilerden delilik ve ahlaksızlığa düzdükleri methiyeleri kafatası üzerindeki pencerelerde yayınladıkları için tekmeyi yiyenler,

parasını çöp sepetlerinde yakarak ve dehşeti duvardan dinleyerek tıraşsız odalarda don gömlek sinenler,

apış arasındaki marihuanayla Laredo’dan dönerken New York’da içeri tıkılanlar,

ucuz otellerde ateş yiyenler ya da Paradise Alley’de terebentin içenler, ölüm, ya da geceden geceye gövdelerini arafta bırakanlar,

düşlerle, ve uyuşturucularla, uyandıran kabuslarla, alkol ve sik ve sonsuz taşaklarla,

ürperen bulutların emsalsiz kör sokakları ve Canada ve Paterson’un kutuplarına doğru sıçrayan aradaki zamanın hareketsiz dünyasını aydınlatan aklın şimşeği,
beat kuşağı aslında edebi bir akımdır. edebiyata gönül vermiş 3-5 güzel amerikalı yazar ve şair tarafından ortaya atılmış hareket. (bkz: jack kerouac) (bkz: allen ginsberg) (bkz: william s. burroughs)

akımın takipçileri kendilerini beatnik diye adlandırırmıştı. beatnikler edebiyatın akademik bir şey olmadığını sokaktan geldiğini savunmuştur. edebiyatın yolda yapıldığını pratikte insanlara göstermişler ve buna teşvik etmişlerdi. temelinde varoşçuluğun olduğu görülse de hareketin hiçbir akıma direk bir bağlılığı olduğu kabul edilmez. mistik bir tarafı da olan beat kuşağının zen, budizm ve meditasyon vasıtasıyla aydınlanmayı amaçlayan bir görüşü de vardır.

ayrıca bu akımdan etkilenmiş jim morrison, bob dylan, janis joblin, john lennon, joan baez gibi önemli isimler ise beat kuşağı hareketini müziklerine taşımıştır. bu sayede milyonlarca insana daha hızlı ulaşmıştır.
allen ginsberg, william s. burroughs ve neal cassady gibi isimlerle birlikte beat kuşağı akımını kurmuş ayrıca isim babası olmuştur.

beat kuşağı’nın kutsal kitabı olan yolda’yı da yazmıştır. ayrıca birçok otobiyografik roman daha yazmıştır.

yolda isimli kitabı 2012 yılında ünlü yönetmen walter salles tarafından beyaz perdeye uyarlanmıştır. hemen peşinden big sur kitabı ise michael polish tarafından 2013 yılında sinemaya uyarlanmıştır.
hangi amaçla söylenirse söylensin sadece faşistleri rahatsız eden çok hoş ezgilere ve sözlere sahip italyan folk müziğinin en popüler şarkısı.

şarkının türkçe coverı grup yorum ile özdeşleşmiş özelde ise efkan şeşen’in sesiyle tanınmıştır.
anthony burgess‘in yazdığı kült eserler arasında yerini almış distopik kitap. kitabın ana teması ‘iyiliği veya kötülüğü kendi özgür iradesiyle seçemeyen insan, insan değil bir robottur.’

--- spoiler ---
kitabın başında 4 karakterin alex, pete, dim ve georgie’un kütüphanenin yanı başında öğretmene benzeyen bir adamı cinsel içerikli yayınlar okunduğunu iddia ederek öldüresiye dövmesiyle eğitim sisteminin yerilmesi. en önemlisi ana karakter alex’in devlet eliyle ona kötülük edilerek iyi bir insan yapılmaya çalışılması. sonuç olarak alex’in kendi isteğiyle bu kötülüklerden vazgeçip iyi bir adam olacağı izlenimini okurlara vermesi. pete’in hiç kimsenin baskısı altında kalmadan evlenmesi daha önce argoyu eksik etmediği lisanını düzeltmesi ve kısaca toplumun iyi tanımına uyan bir insan olması. diğer karakterlerden dim ve alex’in baş düşmanı billyboy’un polis olması ve polis olmadan önce yaptıklarını sonrasında da yapmaya devam etmeleri ki burada yazar bence ‘devlet kim ki bize kim olacağımız söylüyor’ demeye çalışmış. bütün bunlardan anladığım şey ise hepimiz temelde kötü insanlarınız ve kötü eylemlere istidadımız var. ama iyi veya kötü olmaya yine bizim karar vereceğimiz gerçeğidir.
--- spoiler ---


ayrıca zaten konusunu bildiğim ve kendi hayal dünyamda güzelce resmettiğim bir kitabın filmini izlemek bana doğru gelmiyordu. yine de birkaç gün önce izlediğim stanley kubrick yönetmenliğinde kitabın uyarlaması film, kitaptaki ana fikri tam anlamıyla bize aktaramamış. zaten kitabın yazarının da film hakkında ağır eleştirilerde bulunduğunu okumuştum. uyarlama filmler ana esere sadık kalmak zorundadır. yine de kubrick burada kendi kurguladığı hikayeyi başarıyla anlatmış. ilk defa bir kubrick filminden sonra keşke izlemeseydim dedim.
(bkz: olağanüstü hâl)

olağanüstü bir yönetim düzeninin gerekli olduğu doğal afet, tehlikeli salgın hastalık, ekonomik bunalım, kamu düzeni tehlike altına sokan yaygın şiddet vakaları gibi durumlarda başvurulan uygulamadır.

ülkemizde ise cumhurbaşkanının istediği khk’yı çıkartabilmesi için çevresindeki yetkili kişiler tarafından ona verilen yetki.
kısaca LSD ya da LSD-25 olarak bilinen, uzunca liserjik asit dietilamid halüsinojenik uyuşturucu madde.

halk arasında asit olarak da bilinir. İlk olarak 1936-1943 yılları arasında albert hoffman tarafından çavdar mahmuzundan sentezlenmiştir. yarısentetik psikoaktif bir maddedir.

ayrıca bu hede nice rock gruplarının doğuşuna sebep olmuştur.

(bkz: psychedelic rock)
(bkz: lsd kullanımının zararları)