Dünya sağlık örgütünün tanımlamasıyla: “Otizm spektrum bozukluğu (ASD) beyinde olan bir gelişim bozukluğudur.”

Otistik bireyler sosyalleşme ve iletişim kurma konusunda zorluk yaşar. Otizmde erken tanı bu rahatsızlığın tedavi edilebilmesi ve otistik bireyin sağlıklı bir gelişim gösterebilmesi açısından önem taşır.

Otizm’e karşı farkındalık oluşturmak adına 2008 yılında birleşmiş milletler tarafından 2 nisan dünya otizm farkındalık günü olarak ilan edilmiştir.
Bitti de kurtulduk diye sevinirken gerçekleşen yersiz anlaşmadır. Şimdi bütün dünya düşünsün.*

kaynak
william shakespeare tarafından yazılan başyapıt.

kitapta en sevdiğim kısım tartışmasız şudur: "Şiddetle başlayan hazlar, şiddetle son bulurlar, ölümleri olur zaferleri, öpüşürken yanıp tutuşan ateşle barut gibi."
kadının fiziksel olarak da erkekle eşit olduğuna inanan feminist ideolojidir. ki haklı bir inanıştır.
aynı zamanda modern prometheus'ta denir. mary shelley tarafından kaleme alınan korku ve bilim kurgu temalı başyapıttır. kitapta doktor frankenstein tarafından yaratılan insanımsı varlığın hikayesi anlatılmaktadır. eserin özüne bakacak olursak eğer, canavardan çok o canavarı var eden doktorun ve canavarı görünen insanların onu dış görünüşü yüzünden yargılayarak deyim yerindeyse canavara dönüştüklerine tanık olursunuz.
ingiliz gazeteci, yazar ve politik filozoftur. felsefi anarşizmin ilk modern destekçilerinden biridir. bilim kurgunun öncülerinden olan mary shelley'in babasıdır.
didem madak'ın başlığı ucuz edebiyatçıların ağzında pelesenk olmuş müko şiiri.

didem madak - siz aşktan n'anlarsınız bayım | youtube

Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kağıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!

Allah’la samimi oldum geçen üç yıl boyunca
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse göz yaşlarım...
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin allahını bilirim bayım

Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmayı
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi?
Ben işte istedim bayım.
Uzaklara gittim
Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin
Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım

Süt içtim acım hafiflesin diye
Çikolata yedim bir köşeye çekilip
Zehrimi alsın diye
Sizin hiç bilmediğiniz, bilmeyeceğiniz
İlahiler öğrendim.
Siz zehir nedir bilmezsiniz
Zehir aşkı bilir oysa bayım!

Ben işte miraç gecelerinde
Bir peygamberin kanatlarında teselli aradım,
Birlikte yere inebileceğim bir dost aradım,
Uyuyan ve acılı yüzünde kardeşimin
Bir şiir aradım.
Geçen üç yıl boyunca
Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım.
Ülkem olmayan ülkemi
Kayboluşumu aradım.
Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.
Bir ters bir yüz kazaklar ördüm
Haroşa bir hayat bırakmak için.
Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm.

Kimi gün öylesine yalnızdım
Derdimi annemin fotoğrafına anlattım.
Annem
Ki beyaz bir kadındır
Ölüsünü şiirle yıkadım.
Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım
Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Acının ortasında acısız olmayı,
Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım.
Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orda durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.

Siz aşkı ne bilirsiniz bayım
Aşkı aşk bilir yalnız!
istanbul Havalimanına indiniz ve serüveniniz başladı. Dünyanın en büyülü şehirlerinden istanbul'u gezme hayalleriyle bu topraklardasınız.

çarpık yapılaşma, yeşil alanların giderek azalması, trafik kabusunun her geçen gün daha da çekilmez hale gelmesi, insan nüfusunun aşırı seviyelere ulaşması gibi noktaları göz ardı edip güzel bir tarihi yarımada turu yapmak istiyorsunuz.

sokakları simit, lahmacun ve kebap kokan, her cadde ve sokağı yamuk yumuk olan, boyasız, çirkin ve sıvasız tuğla binalarının arzu endam ettiği, kuralsızlığın kural olduğu bir şehir ile mi karşılaşacağız ? yoksa

Semt semt binlerce kez dizelerle buluşmuş yaşlı kent mi ? doğu roma, bizans, osmanlı gibi dünya tarihine başkentlik yapmış Eminönü, Sirkeci, Sultanahmet ve Ayasofya, Kapalıçarşı, Hanlar, Beyazıt, Laleli, Aksaray, Süleymaniye, Zeyrek, Vefa oradan Fatih, balat, haliç mi ?

dünyayı gezerken farkedeceksiniz ki en güzeli dibinizde.
antik istanbul hipodromu görselini belki hatırlayanlar vardır. bu görselin içine girdiğinizde hipodromun başlangıcında muhteşem bir çeşme var.

tamamen Almanya’da yapılan, gemi ile parça parça İstanbul’a getirilen ve Sultanahmet Meydanı’na monte edilen çeşme istanbul-Bağdat Demiryolu'nun Alman firmalarına verilmesi vaadini aldığı ziyaretinde, İstanbul’a ve sultana hediye olarak inşa ettirir. Bugün halen musluklarından su akmakta.



alman çeşmesi - bestamikose-d25wealman çeşmesi - bestamikose-P7rJb