bu geceden itibaren alkol ve sigaranın ötv oranında %6.89 oranında gerçekleşmiş olan zamdır.
zordur. hele ki büyükşehirde yaşıyorsanız boğulursunuz ve hemen internette yeni kamp yerleri aramaya başlarsınız. çünkü her dozda daha fazlasını istersiniz.
tanım: piyasadaki en küçük banknotun madeni para olması gerekliliği.
yüksek enflasyonla cebelleşen ülkemin hala çıkarmamış olmasını garipsediğim durum. bence çoktan çıkarılmalıydı.
reel ekonomide 5 tl'nin alım gücü yok gibi bir şey. yıllar öncesinin 1 tl'sine döndü ve enflasyonun acı yüzü gözler önüne serildi.
madem durum bundan ibaret basın madeni olarak darphanede, siz de kağıt para basma sürecinden kurtulun.
yuval noah harari beyanıdır. tam hali: "tarih; insanın buğdayı evcilleştirmesinden çok buğdayın insanı evcilleştirmesi ile devam etmiştir."
ilk olarak anadolu coğrafyasında ortaya çıkan buğday tarımı konar göçer ve avcı toplayıcı insan gruplarını yerleşik hayata zorlamıştır. devamında din, inanç gibi duygular gelmiştir. tek tanrılı yani semavi dinlerin de mezopotamya bölgesinde ortaya çıkması bu anlamda pek şaşırtıcı olmamıştır diyebiliriz.

hayvanlardan tanrılara sapiens kitabından alıntıdır.
tanım: hayvanat bahçesi dediğimiz yer, büyük ve küçük fark etmeksizin özgürlüğü ellerinden alınmış hayvan topluluğunun kafeslerde gösteriye çıkarıldığı alandır.
vicdansızlıktır, olay kendinizi içerideki hayvanların yerine koyduğunuzda daha anlaşılır hale gelecektir. doğrudan müebbet hapis!
şunu diyebilirsiniz: o hayvanların bakıcıları, veterinerleri vs var, senden benden iyi yaşıyorlar. ayrıca hayvana kariyer planı mı yapacaksın diyenle de karşılaşmıştım. sadece komik!
çocuklara hayvanları göstermek eğitici oluyor diyene de bugünün online dünyasında bu hakikaten gerekli mi bundan da emin değilim.
özet: biz insanoğlu keyfimize göre doğayı ve hayvanların yaşam alanını ne oranda değiştiriyorsak günün birinde o ölçüde zarar göreceğiz.
Bugün 15 bölümünü birden tekte izlediğim programımsıdır. Üşenmedim izledim gözlerim kanadı... Sosyal medya fenomeni denilen kavramın gereksizliğini gördüm bir kez daha... Spor videoları çekeninden gezgin videosu çekenine takipçi nasıl kasılırı gördüm sadece... Yarışma falan yoktu...
başlığı doğrudan vilayet adı söyleyerek açtım çünkü bu şehirde ev satın almaya kalkmak; varınızı yoğunuzu verip bir de üstüne kredi çekip var olan kıymetli zamanınızı borç ödeyerek geçirmek zorunda kalacağınız ve sıkış tepiş evlerin arasında hayat boyu yaşayacağınızı taahhüt edeceğiniz bir eylem.

evet bir yatırım yapıyorsun, bu kulağa iyi bir şey gibi geliyor olabilir. bununla birlikte olabilecek yıkıcı bir deprem gömdüğün varını yoğunu alıp usulca çekilebilir hayatından. dımdızlak ortada kalabilirsin. unutmayın(!) ödediğiniz dask primleriniz size maksimum 240 bin tl olarak geri dönecektir, tabii deprem sonrası hayatta kalırsanız ve sigorta şirketi de batmamışsa.

yarını öbür günü düşünmek için geçerli bir hadise midir bilmiyorum zira yaşlanınca bu şehirde kalmak ister miyim ondan da pek emin değilim.

iki ucu çiçekli değnek ya da keskin bıçak siz ne derseniz artık. bu ne yaman çelişki anne?
patron'un bu gece saldığı yaz konseptini iliklere kadar hissettiren mini albüm. yolda dinlemelik parça da içerken dinlenecek parça da dans ettirecek pitbullvari bir parça da mevcut -ki en sevdiğim o oldu-. bu yazın şimdilik en güzel albümü bakalım önümüzdeki günler neler getirecek.

yaz albümü | spotify
Türk edebiyatını mizahla harmanlamış olan güzide yazar ve şairimizdir. Genellikle hababam sınıfı adlı eseriyle tanınsa da ben pijamalılar isimli toplumsal yergi barındıran ve otobiyografik öğeleri olan kitabını daha çok sevmekteyim. Mizahi diline ve toplumcu bakış açısına bayıldığım yazarlardandır. Bugün yani, 7 temmuz ölüm yıldönümüdür. Saygıyla anıyorum kendisini.
başlığın uzun hali: "günümüzde rap müziğin bir zamanların arabesk müziği gibi toplumsal sorunların çözümsüzlüğü ve çaresizliği yansıtması gerekçesiyle protest olması ve gençler arasında yükselişe geçmesi" olacaktır. (bkz: karakter sınırı sebebiyle yazamadıklarımız)

bu bir rap eleştirisi değildir: ben de kendimi kaptırmadan rap dinliyorum. (umuyorum dinlerken şirazeyi kaydırmıyorum)

yetmişli yıllarda arabeskin ortaya çıkışı, ambargolara, uzun kuyruklara, siyasi çözümsüzlüklere denk gelmektedir. neticesinde; insanın bu durumdan çıkamamasını kendince yaptığı isyanı göstermekteydi.

bu dönemde de rap bunun yerini almışa benziyor. salt zorlu ekonomik şartlardan söz etmiyorum: toplumun yozlaşmışlığı, ilişkilerin plastik hale gelişi, aranan yolun bulunamayışı ve bilumum uyuşturucu türevi maddenin kullanılması vs. bu dediklerimi destekliyor gibi görünüyor. rap de içinden çıkılamaz durumun dışa vurumunu ve insanın haykırışını resmediyor.

toplumun ruh sağlığından endişeliyim sözlük, gelecek günler nasıl gelecek?