34 farklı piste sahip olan dağ toz karı ile meşhurdur. Fiyatları diğer kayak merkezlerine nazaran dağı belediye işlettiği için çok daha uygundur.
Tekir pisti en meşhur ve en kolay ve geniş olan pisttir. Acemi olan kayakçılar öğrenince buradan kaymaya başlar.
En zor olan pistin ise hacılar pisti ve 6 yılda 1 kez açılan ottoman olduğu söyleniyor.
Kayak ya da boarda yeni başlayacak arkadaşlar tekir yerine daha az kalabalık olan hisarcıkta da öğrenebilirler.
Tekir pisti en meşhur ve en kolay ve geniş olan pisttir. Acemi olan kayakçılar öğrenince buradan kaymaya başlar.
En zor olan pistin ise hacılar pisti ve 6 yılda 1 kez açılan ottoman olduğu söyleniyor.
Kayak ya da boarda yeni başlayacak arkadaşlar tekir yerine daha az kalabalık olan hisarcıkta da öğrenebilirler.
Kedinin en tatlı hallerinden biridir. Böyle hapsurduktan sonra kafasını filan çevirmesi, çok tatlı lan. Ama insan bir tur hasta mı oldu yavrucak diye tirsmiyor değil.
Rakı içen kadın şöyledir, ayrıca böyledir, bir de şöyledir.
Ula bı bitmediniz, 200 liralık rakı ne çok özellik ekliyormuş kadına ben anlayamadım. 200 lira olmuş rakı yanlız, o parayı veren kadın da adam da zengindir.
Ayrıca bunun fakiri bir de şekersiz çay içeni, orta hallisi şekersiz kahve içeni var. Bir şekersiz çay içti diye şekil yapan size neler yapmaz diyorum.
Ula bı bitmediniz, 200 liralık rakı ne çok özellik ekliyormuş kadına ben anlayamadım. 200 lira olmuş rakı yanlız, o parayı veren kadın da adam da zengindir.
Ayrıca bunun fakiri bir de şekersiz çay içeni, orta hallisi şekersiz kahve içeni var. Bir şekersiz çay içti diye şekil yapan size neler yapmaz diyorum.
10 aydır işsizim. Denemediğim şey kalmadı. Cebimde beş kuruş yok. Nasıl iş bulunuyor acil taktik :/
Biz büyüdük ve kirlendi dünya...
sabah erken, gece geç saat ne zaman bir otobüse binsem huzurevi servisine dönüşüyor.nereye gidiyor bu dedeler ve teyzeler
sürdürülebilir tarım olarak tanımlansa da aslında tüm yaşam sistemlerini içine alır ve bir yaşam prensibi olarak kabul edilir. En büyük eleştiriyi eğitim ve sertifikaların ücretli olarak sunulmasından alır.
14 şubatı yalnız geçirdikten sonra kendini mutsuz hissetmek yerine kahve dünyası'na gidip tek başına fondü keyfi yapacaklara bedava kahve ikramının olduğu gün.
Sharon Moalem adlı doktor kişisinin yazdığı best seller kitap. Konusu tamamen genlerin yaşamımız üzerindeki gizli ama bir o kadarda etkili olmasını konu alıyor. İlk okulda öğretilen mendel genetiğinin yanlışlarını anlatarak eğitim sistemine gönderme yapması beni benden alan kısımıdır. Kısacası hepimizin yaşama adapte olabilmek adına sahip olduğumuz genleri aktif veya pasif hale getirerek uyum sağlayacağamızı söyler. Burdan çıkan sonuç mendel genetiğindeki gibi mavi gözlüysen ve darvin amcanın bakış açısıyla mavi gözün dezavantaj olduğu ortamda ölürsün mantığından çok eğer mavi gözlüysen ve dezavantajlı ortamda genlerinin vucut üzerindeki değişimleri avantaj sağlamaz ise ölürsün olmasıdır. Kitap ne kadar o konular üzerinde durmasada evrimin aslında sanıldığı gibi milyonlarca yıldda gözlenebileceğinden çok her an olduğu kanısını bırakarak beni büyülemiştir.
Konular hakkında merakı olanalara iyi gelecek kitaplardandır.okunmasu tavsiye edilir.
Best Regards
Konular hakkında merakı olanalara iyi gelecek kitaplardandır.okunmasu tavsiye edilir.
Best Regards
Malum 14 şubat yaklaşmakta.(çok ta fifi)
Parantez içinde de belirtildiği üzere hayatına kimseyi sokmamak trend haline dönüşmek üzere. Bu durumun sebeblerine değinelim o zaman. Gerçi ölü sözlükte yazar olmakBaşlığına binaen kendim çalıp oynuyor hissiyatı olacak ama olsun ana mottomu gerçekleştireceğim. (bkz: içinde kanser yapacağına dışında konser yapsın)
1- kimsenin kimseye güveni kalmadı. O yüzden kalbin kapılarını açmak iyice zorlaştı.
2- birine ulaşmak çok kolay olduğu için k*çımızı kaldırmıyoruz. Şu an çoğumuzun yaptığı gibi sağda tv ekranı, önde telefon ekranı, tepede lamba, (bkz: armut piş ağzıma düş)
3- sorumluluk almanın çok zor(!) gelmesi. Bu (2) ile yakından alakalı kısacası yazarken bile zorlanılan şu entryden anlaşılacağı gibi bu 3 ana madde ile ilgili sorunlar çözülmedikçe (bkz: hep yalnızlık ömür boyu) diyoruz.
Parantez içinde de belirtildiği üzere hayatına kimseyi sokmamak trend haline dönüşmek üzere. Bu durumun sebeblerine değinelim o zaman. Gerçi ölü sözlükte yazar olmakBaşlığına binaen kendim çalıp oynuyor hissiyatı olacak ama olsun ana mottomu gerçekleştireceğim. (bkz: içinde kanser yapacağına dışında konser yapsın)
1- kimsenin kimseye güveni kalmadı. O yüzden kalbin kapılarını açmak iyice zorlaştı.
2- birine ulaşmak çok kolay olduğu için k*çımızı kaldırmıyoruz. Şu an çoğumuzun yaptığı gibi sağda tv ekranı, önde telefon ekranı, tepede lamba, (bkz: armut piş ağzıma düş)
3- sorumluluk almanın çok zor(!) gelmesi. Bu (2) ile yakından alakalı kısacası yazarken bile zorlanılan şu entryden anlaşılacağı gibi bu 3 ana madde ile ilgili sorunlar çözülmedikçe (bkz: hep yalnızlık ömür boyu) diyoruz.