Bugün itibariyle küçük boy filtre kahve 6 tlden, 6.75'e, en küçük boy chai tea latte 10.50 TL’den 11 TL’ye çıkmış. Orta boylar da 14 liradan başlıyor. artık starbucks termosuna evden koyar çıkarız, başka çare göremiyorum.
Şu sıralar İstanbul ve istanbulun batısında kalan şehirler hariç tüm çocukların umutlandığı hadise. Çocukken istanbulda da olurdu çok sık olmasa da ne mutlu olurduk, kahvaltımızı yapar bugs bunny izlerdik. O zamanlar pazartesi sendromu da yoktu galiba?
yaratıcı olanı çok keyiflidir. pirelli'nin " kontrolsüz güç, güç değildir " sloganı atasözü gibi hafızalara kazınmıştır mesela. son günlerde yayınlanan haribo reklamının da gülümsetmediği kimse yoktur diye tahmin ediyorum. içerik üreten her türlü medyanın kazanç kaynağıdır aynı zamanda. reklamlardan nefret eden babama "bir şey üretsen, pazara çıkarsan, biri gelse ve bu ürünü bana ver ama bedava ver dese verir misin?" demiştim. o da tabii ki "hayır" dedi. reklam da işte "senin bedava sanarak izlediğin ama aslında bedava olmayan o ürünün ödemesi" dediğimde hak vermişti olaya. tv reklamlarının çok uzun sürmesi, internet reklamlarının her yerden fışkırdığında yarattığı görüntü kirliliği, video önü reklamlarının gereksiz uzun olması sinir bozucu. bu nedenle pek sevilmemesi normal ama çok da ön yargılı olmamak lazım. mesela doğal reklam içeriklerinin altına yazılan öcü görmüş gibi "reklam buuuu" yorumlarına çok gülüyorum. arkadaş adam taş mı yesin? para kazanacak tabii :) neyse ki alternatif medyalar oluştu da (netflix gibi) bu sorundan muzdarip olanlara bir çözüm sundu. reklam izlemek istemiyorsan aylık şu kadar öde, istediğin içeriği reklamsız izle diyor.
spor yorumcusu bir kişilik. bugün bir takipçisine gereksiz yere yaptığı hakaretle epey gündemde. hayır adama hakaret ettin, durduk yere lovreni neden gömdün?

bakınız twit
aklı başında ekonomist. dün dinlediğim bir konuşmasında link pek çok doğru noktayı anlattıktan sonra dedi ki kapitalizmin özü şudur: paylaşılacak bir para varsa patronlar paylaşır, ödenecek borç varsa halk öder!
Kesinlikle gezilmesi, görülmesi gereken bir yer.. Uzun zamandır yanından geçip gittiğim sadece bakmakla yetindiğim gölü sonunda karış karış gezme fırsatı buldum. Gerek tarihi, gerek dağların göle bakışı, gerekse gölün büyüklüğü ve küçük adacıklarıyla bu mevsimde beni kendine aşık eden yer.
beowulf ile başlar, william shakespeare ile devam eder, charles dickens, virginia woolf falan derken george orwell ile biter. öte yandan noam chomski, ferdinand saussure, anthony burgess ve daha niceleri ile yatılıp kalkılan bir lisans bölümüdür.
kimileri ingilizce öğretmenliğini kazanamadığı için gelir kimileri de yüzde doksanı boşa çıkan büyük hayallerle (okulda kalacağım, yurt dışında doktora yapacağım, profesör olacağım...).

sınıf mevcudunun yüzde 70-80'i kızlardan oluşan bu bölümde dil, dilbilim, edebiyat, kültür, çeviri, dil öğretimi, eleştiri vb. alanlarda çalışmalar yapılır. aslında bakıldığında insanın ufkunu aşırı genişleten, entellüktellik seviyesini yüksekten ve eleştiriyi öğreten bir bölüm gibi görülse de her alanda olduğu gibi öğrencilerin seviyeleri git gide düşmekte, dolayısıyla öğrencilerin hızlı ve kolay yoldan mezun olup formasyon alarak meb'e kapağı atma çabası çoğunluktadır.

(bkz: to be or not to be)

30 dakikada edebi eleştirmen olmak isteyenlere;
- sparknotes
- course hero
- shmoop
- pink monkey
- gutenberg
sürekli facebookta takılan ,fotoğrafların ve diğer her şeyin altına yorum yapan, bir konserde veya dinletide arkada oturanları hiç düşünmeden dakikalarca video çeken ve daha sonra gün videosuna yer açmak için bu videoları silen menopozlu teyzeler topluluğu
Sosyal medyanın yeni trendi. İnsanların 10 yıl önceki ve şimdiki fotoğraflarını instagrama yükleyip 'aa hiç değişmemişsin' gibi iltifatlar almak için yaptıkları bir akım.

Paylaşımlardan gördüğ üm kadarıyla erkekler çok çirkileşiyor, kadınlar kendilerine bakıp, sağlıklı yaşama spora abanıp daha da güzelleşmişler. Helal olsun
Yola çıkmak dostlar, ne zaman birisi beni üzse tereddütsüz çantamı hazırlayıp çıkarım. Bazen bir sahil kasabasına bazen sakin bir iç Anadolu şehirine, yeni yerler görmek nasıl da iyi geliyor ne güzel iyileştiriyor insanın ruhunu...