cogu arkadasimda gordukten sonra kendimde denedigim ve muhtesem bir saklama yontemi oldugunu dusundugum hede !

kredi kartlarim, fotograflarim, kimligim hepsi telefon kilifiyla telefonumun arasinda.
ankara'nın altındağ ilçesinde bulunan, 1925-2006 yılları arasında cezaevi-infaz merkezi olan günümüz müzesi.

ulucanlar cezaevi, o zamanlarki adıyla cebeci tevkifhanesi, 1925 yılında alman şehir planlamacısı carl christoph lörcher'in tavsiyesi üzerine şu an bulunduğu yere inşa edilmiştir. o dönemde binanın civarı boş ve ekilebilir arazi olduğu için, mahkumları çalışmaya teşvik edilebileceği ve topluma kazandırma yolunda güzel bir çalışma olabileceğini düşünmüştür lörcher. fakat cezaevi inşa edildikten sonra içinde infazlar gerçekleşmeye başlamıştır.
zaman içinde isim değiştiren tevkifhane sırasıyla Cebeci Umumi Hapishanesi, Ankara Hapishanesi, Ankara Cebeci Sivil Cezaevi, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi ve sonunda Ulucanlar Cezaevi adlarını almıştır.

açık kaldığı 81 yıl boyunca içinde 18 infaz gerçekleşen ulucanlar cezaevinde sayısız ünlü mahkum(siyasi, gazeteci vb) bulunmuştur. bunlardan bazıları şöyledir:
deniz gezmiş
bülent ecevit
nazım hikmet ran
necip fazıl kısakürek
muhsin yazıcıoğlu
yusuf aslan
hüseyin inan
erdal eren
ulucanlar cezaevi - yollarda-bul-beni-0bdMP

2006 yılında içindeki mahkumların başka cezaevlerine tahliyesiyle birlikte boş kalan ulucanlar cezaevi, 2009 yılında restore edilmeye başlanmıştır ve 1925 yılında yapılmış haline sadık kalınarak restore edilmiştir. restorasyon işlemleri 2010 yılında tamamlanmıştır. ulucanlar'ın 16 bin metrekarelik kısmı 2011 yılında müze olarak ziyaretlere açılmıştır.

içine girdiğinizde büyük bir yaşanmışlık ve hüzünle karşılaşacağınız cezaevi müzesinde, koğuşlardaki duvar yazılarının nasıl insanı etkilediğine de tanık olacağınıza şüpheniz olmasın.
ulucanlar cezaevi - yollarda-bul-beni-X25gN

bu ülkede yaşayan her vatandaşın ziyaret etmesi gerektiğini düşündüğüm bu müzede en etkileyici duvar yazısı ile kapanış yapılır: özgürlüğünü kaybettin, onurunu kaybetme
her nedense sanatın hedef kitlesi konusunda yalnızca sanat ve toplum işlenegelmiştir. sanat yalnızca sanat ya da toplum için midir? sanat en başta sanatçı için, onun egosu için değil midir? bana kalırsa sanat bir sürü ekonomik ve sosyal motivin yanında, "sanatçıyı sanatçı yapan iç basınçlar içindir" diyorum, bi yandan muzlu sütümü içerken...
hayatini basariya odaklayan, bakimli ve basarili erkek modeli.
kitabi da okunmali.
tarihi moda iskelesiyle kurbağalıderenin arasında kalan her bir taşında toprağında yüzlerce hatırası olan seneler geçtikçe o eski halinden eser kalmayan şimdilerde ise sağdan soldan uzaklardan yeni yetme saçma salak insanların gelip sahiplendiği özgür ruhlu güzelim sahil.
Osmanlinin son zamanlarinda imzaladigi sevr antlasmasi gibi benimde cokuse gectigim senelerde imzalayacagim antlasma.umarim maddeleri sevr kadar agir olmaz.
-Bir kadinla tanismaya calisirsan abazasindir
-Evlenirsen eve bakmak zorunda olan sensindir
-Kadinin istegini yerine getiremiyosan sen suclusundur
-Aglayamazsin,duygularin olmamalidir
-Bir kadina yardim ettiginde hemen cikarci olursun,birsey bekliyo olursun.
kendi muhteşem biranızı yapmanız için kitleri temin edebileceğiniz yer.Yapanların söylediğine göre ticari biralara kesin bir veda oluyormuş lezzet olarak,fiyatından bahsetmiyorum bile tanesi 2 liraya geliyor bazı kitlerin.