edirne

söylenileni hatırlamayacak kadar konuşulan aksanı dinlediğim şehir. yabancı şarkı dinler gibi hissettirir bana .

bu şehirde yaşamak vardı, canın sıkıldığı zaman atla arabaya aleksandrapolis'e git 2 saat, plovdiv'e git 2 saat. büyük velinimet.

Aydintavadan ciğer yenmeden dönülmemeli...

orada okuyup da karaağaç'ta kiralık bisikletle gezmeyen yoktur herhalde. :) ögrencilik yıllarımı özledim yine.

yorumlardan sonra gidesim gelen şehir.

Aklımda kalanlar, kiralık bisikletler ve karaağaç, meriç nehri, tabyalar, camileri, arastası, çarşısı, barlar sokağı.. tarihi.. oraya kadar gitmişken gidilesi, Dupnisa mağarası, langoz ormanları, iğneada.. hoş bir Trakya şehiri.

Edirne'ye geldiginizde mutlaka ugramaniz gereken yerler: beyazit kulliyesi,sukrupasa aniti,selimiye cami,balkan sehitligi,kirkpinar er meydani, cumartesi pazari yanindaki kofteci huseyinin yeri :)

Şahsen ilk gittiğimde sanki ufak bi ilçe ye gitmiş gibi hissettim sokaklar falan bom boştu lakin tarihi yönden çok zengin özellikle selimiye camiini görmek için bile gidilir o kadar büyük bir kubbe yapısı muazzam bir mimari eser muhteşem bir zeka abidesi

Herşeyi söylemişler ama (bkz: son bakkal) bunu görüpte yarılmamak mümkün değil.

Meraklılarına Bulgar kilisesinden aşağıya koşun ilk durakta durun ve gerçekler: sooon bakkal ( soooon Edirne bükücü)

Memleketim. Eğer uslu bir çocuk olursanız Kada Cafede beni görebilirsiniz.