avrupa'da türk olduğumuzu belli ettiğimiz durumlar

Arkadaslarla italyadaydık. Manarola da denizden cıkmısız artık pisa ya döneceğiz hostele. neyse trene bindik, yerleştik falan gidiyoruz. 5 dakika sonra arkadas ıslak havluları cıkartıp trende valiz koydugumuz yerler olur ya oranın demirlerine astı ve pisa ya kadar deliksiz uykusuna daldı. :D

eti bıçakla değil çatalın kenarıyla kesmek.

ödeme yaparken fiyatları tlye çevirmeye çalışmek ve tabiki herkesin bir kişisel alanı olduğunu unutarak beklenmesi gereken yerlerde insaların dibinde durmaya çalışmak

duvarlara, tarihi eserlere yazı yazmak

Çeşmeden avuçla su içmek (bkz:belediye gazozu)

Aslında Türk olduğumuz için değil gezgin olduğumuz için birşeyler satın alırken başlattığımız pazarlık ile belli ettiğimiz; farklı Avrupa ülkelerinde başımıza gelen durumdur. Pazarlığa başladıktan 30 saniye ila 2.5 dakika arasında bir yerlerde satıcının kafasında bir şimşek çakar ve size Türk müsünüz sorusunu yöneltir.
Tuzu kuru satıcıların (bkz: tr'de kazan ab'de harca) başlığını okumaları gerekmektedir.

Şalgam var mı diye sormuştum pekte Avrupai sayılmıyordu mekan.
Ayrıca bir kadını baştan aşağıya süzen erkek görüyorsanız %70 Türk’tür ama gurbetçisindedir .
Gezme amacı güden vasıfsızlardan olarak en çok yemekte belli ediyormuşum.

ingilizce konuşurken aksanımızdan hemen anlaşılıyor türk olduğumuz.

trenin daha zamının olmasına rağmen son dakika yetişecek gibi koşulması.

Yolu ortalayan bir arkadaş ise kesin türk