#tüm strayed-bird entry'leri

bayılıyorum ekmek kokusuna. özellikle fırın önünden geçerken kaparım gözlerimi, çekerim içime ekmek kokulu nefesi
arada güzel kısımları şipşakk anlatıp, sadece bilsin, kulağı aşina olsun şimdilik diye uyguladığım bir stratejidir. lakin annem benden akıllı olduğu için, bu yaz köye giderken tembih ettiği tek şey ' bi yere giderken rastgele arabalara binme bak!! '
acıtanlar,kıranlar,sevmeyenler yani dertleri geride bıraktığını hissedersin, başını yasladığın arabanın camında. kuş misali nokta kadar gözükür her şey yukarılardan. kuş misali özgür..
1) metrobüste ayakta kalmaya tutunurken bilekliği gören arkadaş, aramızda iki kişinin olmasını umursamayarak, 'aaa sende mi gruptansın bendee' demesi ve eklemesi; 'ben henüz kamp falan yapmadıım ama.' o sırada aramızdaki ağabeyin; 'bende rakip grubun yöneticisiyim''' ve benim anlamsız susuşum metrobüsteki diğer yolcuların bakışları ile aynıydı.
2) vapur bekliyordum, bir arkadaş (mat,çanta takılı)kesin bizden) soru sormuştu. cevaplamıştım. 2 dkya vapur kuyruğu oldu. ağzımdan çıkanı kulağımın duymadığı bir anda '' gruptan mısın? öhö hani interrail grubuu'' arkadaş sadece 'gülümsemişti:)' (tebessüm de yeter)
3)olur böyle şeyler güzel böyle şeyler
böyle düşünen bir arkadaşımın sonrasında araç durmayınca ' kanka tıra mı kaldırsak parmak' diyip binip ve inmesinden sonra ' harbi çok iyiymiş' dediği olaydır
böyle bir anıda insanın gözlerinin içi bile güler. sen yok sağol abi dersin, o ise ısrar eder al al hadi al. olay sadece para vermesi değildir. dilinde hep dolanan cümle yeniden tekrarlanır. 'boşuna demiyorum iyi insanlar hala var.'
tabi daha sonrasında beklentiler, yeniden olsunlar olmuyor da değil hani
(otostopta bayram sevinci hali)
"bende tek sıkılıyodum zaten iyi oldu böyle, anlatın bakalım memleket nere?
"valla ben korkuyorum arkadaki bıçağı çıkarıp dayasa enseme?
Üç tanesinin bileğim de olduğu zamanlar annemin 'türbe ağacı gibi dolanıyon ortalıkta ' dediği, ama benim çook sevdiğim canım bilekliklerdir
geceye anlatır insan bilinmeyenleri, hayalleri,kırgınlıkları. geceye döker içini insan. ve koyar başını kendi dizlerine ağlar ağlar. ta ki sabah oluncaya dek.
artık cüzdanda kağıt para taşınır. kankalara bir kerelik yemek+çay ısmarlanır. paraya sıkışırsan söyle kanka denir. belkide en zevklisi ' otobüse değil, minibüse binebilir'