Kuvvetmira'nın ikinci jenerasyonun içinde yer alan Mc'dir. Kalemi gayet sağlamdır. Bir ara sansar salvo ile dissleşerek kuvvetmira'dan ayrılığını hazırlamıştır.
Allame'nin Basemode Records etiketiyle yayınladığı #AV albümünde yer almaktadır.Ayrıca parçaya ilk kısımda patron eşlik etmektedir.
Fareli Köy
Fareli Köy
milano‘da bulunan en önemli tarihi yapılardan bir tanesidir.

Galeazzo Visconti II tarafından 14.yüzyılda savunma amaçlı inşa edilmiş olan kale günümüzde bir çok eserin sergilendiği müzelere ev sahipliği yapıyor. Kaleye, kalenin olduğu bölgeye, bahçelerine giriş ücretsiz ancak müzeleri ziyaret etmek isterseniz bilet almanız gerekiyor.

Kaleye ismini veren Francesco Sforza kaleyi inşa eden kişi değil, restorasyonla yeniden inşa ettiren kişidir. Kalenin asıl
tarihi, kale girişinde yer alan tarihi notlardan öğrendiğim kadarıyla, 1300’lere dayanıyor. Kale yapımına 1358 yılında, Milano’nun ilk dükü olan Galeazzo Visconti II emriyle başlanmış ve kale 1368’de hazır hale gelmiş. O yıllarda şuanki ihtişamı olmayan kale visconti’nin aynı zamanda damadı olan Francesco Sforza tarafından yenileniyor ve sonrasında dönemin önemli ustalarından Donato Bramante ve Leonardo da Vinci tarafından restore ve dekore etme işlemleri başlıyor. Bu sayede kale, bir sanat eserine dönüşüyor.
Kale 1905 yılında ise halka açılıyor ve müze olarak hizmet vermeye başlıyor.

Galeazzo Visconti II tarafından 14.yüzyılda savunma amaçlı inşa edilmiş olan kale günümüzde bir çok eserin sergilendiği müzelere ev sahipliği yapıyor. Kaleye, kalenin olduğu bölgeye, bahçelerine giriş ücretsiz ancak müzeleri ziyaret etmek isterseniz bilet almanız gerekiyor.

Kaleye ismini veren Francesco Sforza kaleyi inşa eden kişi değil, restorasyonla yeniden inşa ettiren kişidir. Kalenin asıl
tarihi, kale girişinde yer alan tarihi notlardan öğrendiğim kadarıyla, 1300’lere dayanıyor. Kale yapımına 1358 yılında, Milano’nun ilk dükü olan Galeazzo Visconti II emriyle başlanmış ve kale 1368’de hazır hale gelmiş. O yıllarda şuanki ihtişamı olmayan kale visconti’nin aynı zamanda damadı olan Francesco Sforza tarafından yenileniyor ve sonrasında dönemin önemli ustalarından Donato Bramante ve Leonardo da Vinci tarafından restore ve dekore etme işlemleri başlıyor. Bu sayede kale, bir sanat eserine dönüşüyor.
Kale 1905 yılında ise halka açılıyor ve müze olarak hizmet vermeye başlıyor.

İtalya’nın milano kentinde bulunan büyük bir şehir parkıdır. 95 dönümlük bu park şehrin tarihi merkezi olarak sayılabilecek bir konumda yer almaktadır ve 1888 yılında açılmıştır.

Parkın en önemli özelliği bir ucunda arco della pace ve diğer ucunda sforzesco kalesi‘nin yer almasıdır.


Parkın en önemli özelliği bir ucunda arco della pace ve diğer ucunda sforzesco kalesi‘nin yer almasıdır.


Yaklaşık 600 yılda tamamlanmış, aziz mary’nin doğuşuna adanmış katedraldir. 1386 Yılında başlanan yapı resmi olarak 1965 yılında tamamlanmıştır.
İtalya’nın en büyüğü, avrupanın üçüncü en büyüğü ve dünyanın dördüncü en büyük katedralidir.

1386’da ilk taşın döşenmesini kutlayan plakada katedralde sergilenmektedir.

Katedrali ilk kez ve uzaktan fark ettiğinizde ‘VAY CANINA!’ dememek elde olmuyor. Gerçekten ihtişamlı ve göz dolduran bir görüntüye sahip. Yaklaştıkça da gözünüzde büyüyen dev yapı, sizi kendine hayran bırakıyor. Hemen biletinizi alıp içeri girmek için can atıyorsunuz. Bu sırada iki seçenek sizi bekliyor. Hızlı geçiş bileti veya normal bilet. Hızlı geçiş bileti normal bilete göre 8-10 euro pahalı ancak, çevreyi gözlemleyin çok kalabalık yoksa normal bileti tercih etmenizi öneririm. Aldığınız bilet ile katedralin içini gezebiliyor, asansörle çatısına çıkıp tur atabiliyorsunuz. Ayrıca duomo di milano müzesi de aynı biletle gezilebilir.

İçerisi de oldukça büyüleyici olan milano katedrali, her noktasıyla incelenebilir bir yapı. Gördükleriniz yetmiyor ve beklentinizi her seferinde arttırıyorsunuz. Katedralin içini dolaşırken tüm detaylara dikkat etmenizi öneririm, biraz da tarihe ilginiz varsa ‘ nasıl olur ya? ‘ sorusunu kendinize fazla fazla soracaksınızdır.

İçerideki turunuzu tamamladıktan sonra hemen dışarı çıkıp, asansörü bulmanız gerekiyor. Binanın hemen arka tarafında konumlanan asansörlerle katedralin çatısına çıkabiliyorsunuz. Oraya kadar gitmişken sakın değmez diye düşünmeyin ve hemen yukarıya çıkın!

Uzaktan gördüğünüzde büyüleyici olan yapının her detayına artık daha yakınsınız. Nasıl yapmışlar, nasıl olur? soruları sürekli aklınızı yorarken, manzaranın, katedralin yapısının, konumlandırılmış heykellerin ve daha bir çok detayın tadını çıkartabilirsiniz. Eğer zaman probleminiz yoksa da aşağı inmek için hiç acele etmeyin. Çevreyi, yapıyı dikkatlice izleyin, inceleyin derim.
İtalya’nın en büyüğü, avrupanın üçüncü en büyüğü ve dünyanın dördüncü en büyük katedralidir.

1386’da ilk taşın döşenmesini kutlayan plakada katedralde sergilenmektedir.

Katedrali ilk kez ve uzaktan fark ettiğinizde ‘VAY CANINA!’ dememek elde olmuyor. Gerçekten ihtişamlı ve göz dolduran bir görüntüye sahip. Yaklaştıkça da gözünüzde büyüyen dev yapı, sizi kendine hayran bırakıyor. Hemen biletinizi alıp içeri girmek için can atıyorsunuz. Bu sırada iki seçenek sizi bekliyor. Hızlı geçiş bileti veya normal bilet. Hızlı geçiş bileti normal bilete göre 8-10 euro pahalı ancak, çevreyi gözlemleyin çok kalabalık yoksa normal bileti tercih etmenizi öneririm. Aldığınız bilet ile katedralin içini gezebiliyor, asansörle çatısına çıkıp tur atabiliyorsunuz. Ayrıca duomo di milano müzesi de aynı biletle gezilebilir.

İçerisi de oldukça büyüleyici olan milano katedrali, her noktasıyla incelenebilir bir yapı. Gördükleriniz yetmiyor ve beklentinizi her seferinde arttırıyorsunuz. Katedralin içini dolaşırken tüm detaylara dikkat etmenizi öneririm, biraz da tarihe ilginiz varsa ‘ nasıl olur ya? ‘ sorusunu kendinize fazla fazla soracaksınızdır.

İçerideki turunuzu tamamladıktan sonra hemen dışarı çıkıp, asansörü bulmanız gerekiyor. Binanın hemen arka tarafında konumlanan asansörlerle katedralin çatısına çıkabiliyorsunuz. Oraya kadar gitmişken sakın değmez diye düşünmeyin ve hemen yukarıya çıkın!

Uzaktan gördüğünüzde büyüleyici olan yapının her detayına artık daha yakınsınız. Nasıl yapmışlar, nasıl olur? soruları sürekli aklınızı yorarken, manzaranın, katedralin yapısının, konumlandırılmış heykellerin ve daha bir çok detayın tadını çıkartabilirsiniz. Eğer zaman probleminiz yoksa da aşağı inmek için hiç acele etmeyin. Çevreyi, yapıyı dikkatlice izleyin, inceleyin derim.
Milano’da buluna milano katedrali (duomo di milano)’nun hemen yanında yer alan müzedir. Müze içerisinde katedralin maketini görme, katedralde bulunan detaylı heykellerin bir kısmını yakından inceleme şansınız oluyor.
Ayrıca katedralde kullanılmış ve yenisiyle değiştirilmiş bazı eserlerde müze de bulunuyor. Kesinlikle gezmeniz gereken bir müze değil ancak, katedrale giriş biletinizi herşey dahil aldıysanız, görmeden gitmeyin.

Ayrıca katedralde kullanılmış ve yenisiyle değiştirilmiş bazı eserlerde müze de bulunuyor. Kesinlikle gezmeniz gereken bir müze değil ancak, katedrale giriş biletinizi herşey dahil aldıysanız, görmeden gitmeyin.


İtalya’nın en eski ve hala aktif olan alışveriş merkezidir.
Şehrin tam merkezinde. Dört katlı bir çarşı şeklinde olan mekana ismi italya krallığının ilk kralı olan Victor Emmanuel II tarafından verilmiş. 1861 yılında tasarlanan yapı, 1865 ve 1867 yılları arasında mimar Giuseppe Mengoni tarafından yaptırılmıştır.



1880 yılından bir fotoğraf;
Şehrin tam merkezinde. Dört katlı bir çarşı şeklinde olan mekana ismi italya krallığının ilk kralı olan Victor Emmanuel II tarafından verilmiş. 1861 yılında tasarlanan yapı, 1865 ve 1867 yılları arasında mimar Giuseppe Mengoni tarafından yaptırılmıştır.



1880 yılından bir fotoğraf;

Her yıl 5 Ağustos'ta kutlanan festivaller yapılan geleneksel oyunların sanatların sergilendiği yemeklerin tadıldığı dünya üzerinde 10 milyona varan sivaslıların günüdür.
Denizde Marmara denizini karedenize bağlayan karadan Avrupa ve Asya kıtalarını ayıran Türk boğazı