cosmic call benden gezginsözlüğe hediye olsun.. golevka albümünü küçük bir gezinizde yanınızda götürün. "gökyüzüne en yakın yerden müzik..." böyle bi sloganları vardı yanlış hatırlamıyorsam. oldukça fazla post-rock grubu olmasına rağmen bunların yaptığı işler kadar beni etkileyenini daha bulamadım. her çalışmalarında ki harita film gibi. link bıraktığım şarkıyı kuzey ışıkları altında dinlemek hayalimdir.
Günde kaç kişi kaç kez kendine sorar bilinmez ama aynayı görünce “ulan andaval kendine nasıl katlandın bunca sene” deniliyorsa sıkıntılıdır.
Ama eğlenceli yanı YÖK değildir. Misal: içmeni engelleyen vasıfsız elemana karşı söylenirse 2 saat afallayıp kalması muhtemeldir. Yada umumi yerlerde wc den çıkanlarda tanıdık varsa sorulursa çok muazzam etki yaratabilir
Ama eğlenceli yanı YÖK değildir. Misal: içmeni engelleyen vasıfsız elemana karşı söylenirse 2 saat afallayıp kalması muhtemeldir. Yada umumi yerlerde wc den çıkanlarda tanıdık varsa sorulursa çok muazzam etki yaratabilir
fikirleri ve yazıları müthiş olan bir insan , betimleyici kitapları ve iç huzuru sağlayan müzikleriyle türkiyede pek değeri bilinmeyen efsane sanatçı , yazar
"net" ifadesi çıkarıldığında, bana bir yerlerden tanıdık gelen başlıktır.
esra inal adlı kadının çocukluğundan itibaren rüyalarıyla ilgili yaşadığı olayları güzel bir dille anlatan, kişisel gelişime katkılı güzel bir yerli yapım. kendini arama-bulma yolunda cebelleşen insanlara tavsiye edilen filmlerden biridir ayrıca. izlemenizi tavsiye ederim gezgin yazar kardeşlerim.
öncelikle koh rong nerede diye merak edenlerle başlayalım. Kamboçya'nın batısında ufak bir ada. Bundan 15 sene evvel Bora isminde bir Türk kamboçyalı bir kıza aşık oluyor. Ne yapalım ne edelim derken aşkı için Türkiye'den kamboçya'ya taşınıyor. E tabiki aşk da bir yere kadar, karın dıyurmuyor. Ne iş yaparım nerden para kazanırım derdine düşünce aklına şu fikir geliyor. 'ufak bir bot kiralayayım, bu botla da kamboçya anakaraya gelen turistleri yakınlardaki bakir adalara götürüp gezdireyim''. Ama sorun şu ki, kendisi de aslında bir turist. Gezdirdiği turistlerle beraber kamboçya adalarını keşfediyor. Keşfettiği adalarda turizime kapalı, sadece 50-100 kişilik yerel halkın yaşadığı el değmemiş cennet gibi adalar. Turistlerin ilgisini görünce, kendisi de beğenince, bu el değmemiş adalara taşınıyor. adada ilk önce küçük bir kafe, sonra zamanla bir restorant, sonrasında bir hostel, en sonunda bir otel açıyor. Bot sayısını arttırıyor ve kendi adasına turistleri taşıyarak, kendi işletmelerinde ağırlıyor. Uzun lafın kısası adam sıfırdan bir turizm adası yaratıyor. Bugün Koh Rong adası Kamboçya'nın en çok turist çeken yerlerinden birisi. Hatta Kamboçya hükümeti, sen bu işi iyi becerdin diyerek adanın elektrik, su dağıtım işlerini de bizim bora'ya devrediyor. Küçük bir krallık kuruyor. Ben gittiğimde adada değildi, görüşme şansını kaçırdım. ama adadaki diğer türkler tarafından anlatılan efsane hikaye böyle dilden dile dolaşıyor. (100 e yakın Türk yaşıyor orada, çoğu Bora'nın işletmelerinde çalışıyor )
tüm arkadaşlarının arzuladığı bişeyi başarınca aile fertleri dışında kimsenin samimi bi sevinç gösterememesi. haset ederek arkadaşlık etme durumu. derdi olduğunda yanında olursun mesela herşey hoş hatta 10-15 gün tek gündem meselesi onun derdidir tam o arada bi sorun yaşar ve anlatırsın ki bu seni çok yıpratmış olabilir ve tepkisi onu boşver de ben ne yapıcam :(( acayip çekişmeler var samimiyetsiz ilişkiler var bilmiyorum ya saf bi dostluk neden tutturamadım ki yada neden böyle hissediyorum. bide etrafındaki kimsenin senin ilgi gösterdiğin şeylere ilgi göstermemesi acaba neredeyim ben hissi yaratmıyor mu kimsede ??
(bkz: puhutv) de yayınlanan yapımcılığını ayyapım'ın ve senaryosunu 'Hakan Günday'ın üstlendiği başrollerinde Haluk bilginer, Cansu dere ve stalktan tanıdığımız ibrahim selim'in yer aldığı alzheimer hastası eski bir polisin işlediği seri cinayetleri konu edinen dizi.
şahsi yorum: spoiler vermeden bahsetmek gerekirse, jeneriği direk netflix kalitesinde olan, breaking bad, dexter ezgileri taşıyan Türkiye'yi bu sektörde şahlandırabilecek bir yapım diyebilirim. Işık'ların ahenki ve yerine göre aşırı kaçmadan görsel tatmin yaratması olsun, ara ara feminist dokunmalar yapması olsun , varoluşçu sorgulamalar barındırması olsun izleyen herkesten ufak tefek çizgileri içeren bir dizi. Jenerik için ciddi anlamda Türkiye'de daha önce bu kadar kalitelisini izlemedim diyebilirim. Dizi, jenerik, senaryo, çekiş açıları, kamera oyunları vs derken hafif esinlenmeler barındırıyor ama bu kesinlikle noksanlık değil tam da aradığım kaliteydi. Bu çalışma bi çok çalışmanın önünü açacak diye düşünüyorum ama (bkz: rtük) geliyor aklıma ve ürperiyorum. mükemmel iş müthiş haz. destekliyorum.
şahsi yorum: spoiler vermeden bahsetmek gerekirse, jeneriği direk netflix kalitesinde olan, breaking bad, dexter ezgileri taşıyan Türkiye'yi bu sektörde şahlandırabilecek bir yapım diyebilirim. Işık'ların ahenki ve yerine göre aşırı kaçmadan görsel tatmin yaratması olsun, ara ara feminist dokunmalar yapması olsun , varoluşçu sorgulamalar barındırması olsun izleyen herkesten ufak tefek çizgileri içeren bir dizi. Jenerik için ciddi anlamda Türkiye'de daha önce bu kadar kalitelisini izlemedim diyebilirim. Dizi, jenerik, senaryo, çekiş açıları, kamera oyunları vs derken hafif esinlenmeler barındırıyor ama bu kesinlikle noksanlık değil tam da aradığım kaliteydi. Bu çalışma bi çok çalışmanın önünü açacak diye düşünüyorum ama (bkz: rtük) geliyor aklıma ve ürperiyorum. mükemmel iş müthiş haz. destekliyorum.
şebnem ferahın yeni albümü, merakla bekliyoruz.