anavatanı avustralya olan çok yıllık bitki.
bugün çiçekçide gördüğüme çok sevindim pamuk anneannemi andım ama sonra henüz mevsimi olmadığı aklıma geldi. doğal koşullarda bahar başında ağacın dalları sarı güneşlerle dolar, demekki iklim problemleri daha hissedilir boyutlara geldi, bir yönüyle korkunç. rüzgar sevmez, güneş sever, narindir; küstüm otu ile akrabadır, başkası okşanıp sevilmez!

(bkz: gülibrişim)
Margaret Atwood'un 1985 yılında yazdığı aynı isimli romanından uyarlanmış başrolde Elisabeth Moss'un yer aldığı 'distopik' dizi
--- spoiler ---
Dizi 2015 yılında geçiyor Glicead isimli bölgede hava koşulları ve çevresel faktörlerle kadınlar kısır kalmaya başlıyor. Devlet sıkıyönetim ilan ediyor ,teröristler suçlanarak anayasa değişikliği yapılıyor. yeni anayasa kadınlara ve en geniş tanımıyla insanlara saldırır nitelikte. Bölgede kalan son doğurgan kadınlar yakalanılıyor çocuklarından ve ailelerinden ayrılarak bölgenin yüksek konumda bulunan ve çocuğu olmayan komutan ve eşlerinin yanına 'damızlık' olarak yollanılıyor. Kadınların o evlerde bulunmasının tek sebebi tecavüze uğramak ve onlara bir çocuk vermek. Her ayın belli günlerinde komutan tarafından tecavüze uğruyan kadınlar çaresizlik ile hiçbir şey yapamıyorlar.
Kadınların isimlerini kullanmaları,kitap okumaları vb vb bütün insancıl hakları yasaklanıyor ve kadınlar hükümetin malı sayılıyor. Yeni isimler ise bulundukları evin sahibine göre değişiyor mesela Fred ise Offred gibi.
Dizi her ne kadar distopik gibi gözükse de bence Türkiye hatta dünyanın içinde bulunduğu gerçekleri önümüze koyuyor.
Kadınları metalaştıran bütün unsurlar dizide mevcut olduğundan diziyi izlerken sinirlenmemek öfkelenmemek elde değil
baskıcı eril zihniyeti tam anlamıyla hissediyoruz
bana göre dizi başkaldırmazsan neler olabilceğini ve bütün bu olanlara nasıl alışılabilceğini gösteriyor
örneğin önceden istediği gibi dışarı çıkabilen tamamen özgür bir kadın olan June artık 1 saatliğine ev için alışverişe çıkıyor bu sahneler ve June'un alışverişe çıkabildiği için mutlu oluşu bana tek bir cümleyi hatırlattı 'siyasi mahkumları düşün,açıkcezaevinde gökyüzünü sadece bir saat görebilmek için bütün çöpleri toplarlardı' Offred de bir mahkumdu.
yazımı bitirmeden önce de bir replik ekliyim
'kongreyi katlettiklerinde uykudaydım
teröristleri suçlayarak anayasasayı değiştirdiklerinde de uyanmadım
hiçbir şey aniden değişmez
kaynayan bir suda yavaş yavaş ölürsünüz'
'belki de teröristler hiç olmadı'

Bu arada kadınların örgütlü mücadele verceği zamanı da bekliyorum
şimdi 'biz' olmalıyız
çünkü artık 'onlar' var

bizden bir ordu yaratmak istemiyorlarsa bize üniforma giydirmeyeceklerdi
--- spoiler ---
unesco’nun yaşayan insan hazineleri listesine giren, üç telli saz ustası. hayatı ormanlar arkası adlı belgeselle anlatıldı. elin fransızı tarafından keşfedildi ancak ülkemizde yöre sanatçılığından çıkamadı. bakalım belki kaybedince anlarız elimizdekinin değerini.
Tur firmalarının kuklası olan gezginlerin ve korsan gezgin oluşumlarının yaptığı tatil çekilişleri kadar saçma sapan, adaletsiz bir durum yok. 3 kişiyi tatile gönderiyorlar 15 - 20 bin kişi katılıyor. O kadar insanı umutlandırıp umutlarını ellerinden çalıyorlar ve bu yaptıkları işi de marifet görüyorlar. Sanki lütfetmişler gibi. Bununda adı kura değil kumardır. Bu mudur adalet? Bu ülkede adalet kavramı o kadar ciklet gibi çiğnendiki adaletin ne olduğunu artık kimse bilmiyor. Adalet herkese hakkının verilmesidir, herkesin hakkettiğini almasıdır. Belirlersin bir kritere göre kim o kriterde en iyiyse onu yollarsın.
#vaniçintemizbirgelecek sloganıyla başlatılan ve yardimrail tarafından organize edilen köy okullarına yardım etkinliğidir.

nisan ayına kadar tüm ihtiyaçların giderilmesi planlanıyor

Merak edenler ve destek olmak isteyenler için

vanrail etkinlik linki
Vücuda saymakla bitmeyecek kadar faydası olan eylem.

Kendim günde 2.5-3 litre civarı su içerim. Kilo verdiriyor, sivilceleri neredeyse yok ediyor, böbrekleri çalıştırıyor... daha çok fazla faydasını gördüm.

Fazla abartmayınız, 3 litre içeceğim diye tek seferde kafaya dikmeyin.Gün içine bardak bardak yayın. 5-6 litre içmeyin. Aksi halde (bkz: su zehirlenmesi) geçirebilirsiniz.
(bkz: 50 karakter sınırına takılmak)
tam adı "Krungthep Mahanakhon Amonrattanakosin MahintharaAyuthayaMahadilok PhopNoppharat RatchathaniBurirom Udomratchanivet Mahasathan AmonPiman AvatanSathit Sakkathattiya VitsanukamPrasit" olan dünyanın en uzun isimli şehri aynı zamanda hepimizin bildiği bangkok'un asıl adıdır.
gitmenin ayrı, yaşamanın ayrı, geri dönmesi ayrı zor olan bir ülke.
çalışmak için gidiyorsanız kesinlikle bir şirket ile anlaşmalı, onun sponsorluğunda gitmelisiniz ki, tüm vize ve taşınma işlemleri onlar tarafından karşılansın. bireysel vize başvurusunda geri dönüş 2 haftayı geçerken, şirket aracılığı ile başvurularda 1 hafta da vizeniz çıkıyor. türkiye'den eşya götürmek isterseniz bu günün parası ile minimum 4bin pound'u gözden çıkarmanız gerek! ve eşyalar deniz yolu ile hava durumuna göre yaklaşık 1 ayda ingiltere'ye ulaşıyor. oradan eşya almak isterseniz ise hem çok pahalı hemde modeller çok çirkin!
yine de ben oradan alıcam derseniz argos , b&m ve 2.el ürünler için gumtree gibi yerler ikea'dan daha uygun ;-)
eşyaları boşver ben nereden ev bulacam derseniz rightmove doğru adres!
İngiltere'de market alışverişinin en doğru adresi ise bence asda , tabiki tesco, lidl, aldi gibi supermarketler de uygun. ayrıca deterjan, şampuan, sabun gibi ihtiyaçlar için pounland yada poundworld'ler süper!
bizce en iyi telefon hattı three telefonhattı , sabit ev hattından türkiye'yi arama bedava olan bir paket almıştık :)

2. el araba çok ucuz ama kasko ücretleri cep yakıyor! birikmiş bir paranız var ise hemen araba alın yoksa kasko parasını biriktirin derim! gezmeyi seviyorsanız maddi olarak en uygun zamanda bir araba almanızı öneririm. taşındıktan sonra 1 yıl boyunca türk ehliyetinizi kullanabiliyorsunuz. 1 yılın sonunda ehliyetiniz iptal! ingiltere ehliyeti almak zorundasınız. eğer avrupa birliği üyesi bir ülkeden ehliyetiniz var ise onu burada süresiz kulanabilirsiniz. online bir testi ve direksiyon sınavı var. direksiyon sınavında sizi herhangi bir yerde durdurup arabanın içinden yada motorundan birkaç parça gösterip " bu ne? ne işe yarar?" gibi acayip strese sokan sorular soruyorlar!
ingiltere'de en çok sevdiğimiz site kesinlikle topcashback . eğer online birşeyler alıcaksanız; uçak bileti, tren bileti, tatil, argos'dan bir eşya, debenhams'dan birşeyler, havaalanı otoparkı yani aklınaza gelecek birçok şeyde bu site üzerinden alışveriş yapmak istediğiniz sitelere giriş yaparsanız belirli oranlarda para iadesi oluyor. 1-2 ay sonra hesabınıza para yatıyor. Biz tüm online alışverişlerimiz de kullandık ve para iadesi kuruşu kuruşuna yapıldı ;-)
kesinlikle gezlip görülmesi gereken yerlerin başında tabiki londra var. Bunu, manchester, york, edinburgh, glasgow, oxford, cambridge, brighton, cardiff takip etmekte... bu güzel ve büyük şehirlerin yanında salisbury'e gidip devasa ketadrali görmeden, stonehedge'e gidip şaşkın şaşkın " bu kayalar buraya nasıl gelmiş" diye kendine sormadan, windsor'a gidip kraliyetin yazlık sarayını gezmeden, cornwall bölgesinde denize girmeden, lake district'de huzuru bulmadan, doğa harikası durdle door ve lulworth cove'u görmeden, bath' de termal su keyfi yapmadan, bibury ve castle combe gibi şirin ingiliz köylerini görmeden, westonbirt arboretum'da sonbaharın renklerine aşık olmadan, warwick castle'da halloween etkinliklerine katılmadan, bristol'da balloon fiesta'yı görmeden, william shakespeare'ın şehri stradford upon Avon'u ziyaret etmeden ve daha nicelerini yapmadan dönmeyin ;-)
İngiltere'de yaşarken, kendinizi yeri gelir kraliyet ailesinin bir üyesi gibi hisseder, yeri gelir " çok pahalı burası yaa bu maaşlarla biz bir ömür burda yaşayamayız " der sefilleri oynarsınız. Yeşiline, havasının güzelliğine, insanının kibarlığına, hayatın düzenine hayran olmamak elde değil. ama gel gelelim maaş artışları yok mu o maaş artışları. yılda %2 -%3 alıyorsan süpersin! bundan dolayı, gitmeden önce muhakkak iyi bir maaş pazarlığı yap ki gidince şaşırıp kalma!
Herşeye rağmen, iki katlı mini evimizi, yazın bahçe keyiflerimizi, göl kenarı pikniklerimizi, haftasonları tipik ingiliz köylerindeki çay keyiflerimizi gerçekten çok özlüyorum...
bir şey yaşadınız ve bitti. güzeldi diyorsunuz. sonrasında yaşamadıklarınızın veya yaşayamadıklarınız aklınıza gelmesi durumu. bir ilişkinizde veya bir gezinizde kısacası hayatınızda olası durum.

cemal süreyya'nın da aslında anlatmak istediği durum:

"ama ayrıca, aldığın şu hayat
fena değildir
üstü kalsın"

üstü kalsın çünkü artık yapacak bir şey yok. üstü bir işe yaramayacak. zaman geçmiş ve bugün başka bir gün.
başvurdum bekliyorum. güzel projeleri olan ülke. resmi parası bitcoin ve sloganları çok iyi. değerlendirin derim. belki birşeyler olur.