amerika köpeği,kukla, sözde kürt hakları savunucusu, eli kanlı yavşak terör örgütü bugün 8 canımıza kıydı.. içimizi yaktı ama bu onları bi adım dahi ileri taşımayacak..hayal kuruyorlar ama kabusları biziz 🇹🇷🇹🇷🇹🇷
tek bildiğim seven eight nine ten. karşı cinsin psikolojisini çözmeye çalışırken kendi psikolojimden oldum. ama dönmüyor varsa bildikleriniz paylaşınız
Sözlük formatının dışına çıkmadan Her türlü promosyon ve sıcak fırsatları burada paylaşabilirsiniz.
sokakta müzik yapmayı çok uzun süre önce bırakmış olsalar da benim için hala İstanbul'da Sokak müziği dendiğinde aklıma gelen ilk grup. kelime anlamı gölgenin gölgesi olan grup isimlerini bildiğim kadarıyla mezopotamya kültüründe yer alan siyabend efsanesinden alır. grubun üyelerinden bizon murat'ı kadıköy yada beşiktaş çevresinde hala siya siyabend cdleri satarken görebilirsiniz. eğer denk gelirseniz cd almayı ihmal etmeyin.
Yunanistan’a gelmişken corinth kanalına da uğramak istiyorsanız turların dışında bireysel Atina’da ki omoniametro istasyonun orasında meydanın yanından bineceğiniz 051 nolu otobüs ile ktelkifisos’dan Corint’ e ulaşabilirsiniz, yaklaşık bir buçuk saat sürmekte olup, bileti pahalı değildir.
atina'dan corinth kanalı'na arası ulaşım - yoldancikanlar-4PxXF
İddia ediyorum ki hayatınızda yiyebileceğiniz en güzel dondurmayı burada yiyebilirsiniz. Ben ki dondurma manyağı biriyim ama hiçbir şekilde bir dondurma tadını bu kadar ayrı güzel tatta bulmadım. Zaten öyle boş bir yer değil, oranın tarihi dondurmacısı, kuyruklar var.

Yaklaşık 40 dk. Beklemesi sürdü ama değdi mi şimdi olsa iki saatte beklerim milyon saatte, hiç dert değil. Kocaman kaselerde, külahlarda karışık yapılmış dondurma servisi ile sizi eminim kendisine aşık edecektir.

Trebinje’ye bir kez daha net gitme sebebimdir. Fiyatları ise oldukça ucuzdur, Türk parası ile koca külahları 2 TL-5TL arasında yiyebiliyorsunuz, içinde nutelladan, kremalara, ekstra aroma ve soslara kadar bir sürü şey ekletebiliyorsunuz. Neyse ben daha anlatıp ağzınızı sulandırmayayım ama giderseniz oralara şiddetle öneriyorum.
Hayatımda duyduğum en uzun isimlerden birine sahip olan 14. yy’da yaşamış orta çağın en büyük seyyahıdır kendileri.
Gerçek ismi için,
(bkz: ebû abdullah muhammed bin abdullah bin muhammed bin ibrahim levâtî tancî)

1325 yıllarında hac için Mekke’ye gitmiştir ama bu yol deneyimi ona daha fazla yol alma isteği uyandırmış sonrasında kendisini doğu yönüne doğru esen bir rüzgar arasında bulmuştur, bu süreçte iran, çin, Hindistan, mısır, tunus ve Endülüs gibi yerlere gidip bazı islami araştırmalarda yapıp, döneminin en büyük seyyah abisi oluvermiştir.

Sultan Ebu İnan Faris'in isteği üzerine en büyük eseri ve döneme ışık tutan Rıhlet-ü İbn Battûta seyahatnamesi ortaya çıkmıştır. İslam dünyasında pek ismi ön plana çıkmış olmasa da son zamanlarda eserleri ve araştırmaları ile anılmaktadır.
Dubai’de kendisine ithafen bir avm yapılmıştır, bunun alışveriş merkezi olması da düşüncürüdür.
linki
Hakkında bilgi içeren national geographic channel belgeseli ve araştırması da vardır. Biraz daha ayrıntılı bilgi için.
ulaşmak için
Türkiye’de hakkında en çok bilgiye sahip ve araştırmaya yapan isimlerden biri a. sait aykut’dur.
Türkiye orijinli interrail yapmaya karar vermişseniz başlangıç ülkesi için en uygun, genelde ucuz uçak biletlerinin olduğu ve çok sık seferlerin düzenlendiği yer olan Roma üzerinden sürdürülecek rotadır.

Tabii, daha uygun uçak bileti bulmuşsanız ya da rotanıza uygun değilse böyle bir zorunluluğunuz elbet yok ama Roma’dan başlayarak çizilecek bir rota size muhtemel daha uygun gelecektir.
Roma’dan sonra rotanın devamı Floransa ve günü birlik Pisa gezisi sonrası Venedik şehrine geçilerek İtalya stepini bitirmiş olursunuz.

Daha sonra duraklamalı bir Fransa/ Nice, Cannes gibi şehirler ekleyip ya da zamanım ya da bütçem yok bana tek Paris yeter diye söyleyip onu da geri dönüşe saklayıp Fransa’ya es geçip direkt İspanya’ya varabilirsiniz. her şey duruma göre.

İspanya’da ilk Barcelona’ya gidip biraz zamanınız varsa Madrid’e hatta yolu uzatıp Portekize dayanabilirsiniz ama olay klasikleşmez bu şekilde. Artık zevk, bütçe, zaman, araştırma ya da her ne ise onlara bağlı olup buraya kadar yaptıklarınızla İspanya ayağını bitirmiş olursunuz.

Eee, gelmişken Paris’e gitmeyecek miyiz diyenler siz de bu geri dönüşte bir trenden inin sağa sola bakın, yalnız Fransa ayağında muhtemel görmek isteyebileceğiniz diğer şehirlerini daha güneyde kaldığından İspanya’ya giderken yol üstü bunları çıkarmanız daha mantıklı olandır.

Artık Paris’i de görmüş oldunuz umarım beklentilerinizi karşılamıştır fazlasıyla, rotaya devam edeceksek bu sefer Belçika’ya uğrayabiliriz derim. Brugge ile bu rotayı süsleyebilir, ben başkentleri de merak ediyorum diyorsanız yazın bir Brüksel.

En çok merak edilen şehirlerimizden biri olan Amsterdam’a nihayet ulaşabiliriz, ilginiz dahilinde yan şehirleri de ekleyebilirsiniz ama fazla açılmayın derim zaten derman muhtemel kalmayacaktır ve bu şekilde en azından Amsterdam’ı da gördüm diyeceksiniz.

Daha sonra “alles für deutschland” diyerekten bir Berlin yapabilir, merak ya da akraba dahilinde ikinci vatanın derinliklerine inebilirsiniz, Köln’e gelirseniz doğum yerime benden bir selam çakarsınız.

Artık sonlara doğru geliyoruz, Almanya’ya gelmişken ben Polonya’yı görmek istiyorum derseniz rotanıza ekstradan ekleyip Varşova ve Krakow’u koyarsınız. Yok diyorsanız o zaman bir Praha yazalım diyeceğim oraya.

Sonrasında ben buralara kadar geldim, atalarım, dedelerim gibi bir de Viyana’yı görmeden şuradan şuraya gitmem diyorsanız yazın onu da yazın efenim o vakit.

Tabi oradan vaktinize göre bir Bratislava da yapabilirsiniz ama bende derman kalmadı artık ben artık eve gideyim yavaştan diyorsanız Macaristan’a adım attınız demek. Budapeşte’yi gezersiniz artık, aynı şekilde uçak biletleri diğer yerlere göre uygun İstanbul’dan.

Ben ama gezmeye doymadım diyorsanız Belgrad’a uğrarsınız, oradan da uçak ile geri dönüş uygun oluyor.

Burada klasik rotayı, alternatif ek şehirler ile anlatmaya çalıştım bu rota 22 günden fazla sürüyor ama istek dahilinde kırpma yapabilir, çoğaltabilirsiniz ya da tersten de gidebilirsiniz ama bence rotanızı oluştururken beklentilerinizi iyi düşünün.

Orayı niçin gidiyorsunuz yani tarihi için mi, gece hayatı için mi, fotoğraf çektirmek için mi, doğası için mi ya da ne için, buna göre bir rota çıkarın. Bir de unutmamanız gereken siz rota yaparsınız ama sürprizler çıkar planlar istediğiniz gibi gitmeyebilir, bir diğer konu da planlamak kolay ama uygulama kısmı biraz daha zor olan taraf olduğu için, ama şurayı burayı da göreyim diye diye doldurduğunuz rotayı o zaman ki yorgunluğunuzu ve bütçenizi göze alarak yapın, hele nazlı arkadaşımız isen ekstra dikkat çekiyorum yoksa yolculuğunuz eziyete dönüşmesin, gerçekten istediğiniz şehirlere öncelik verin derim.
-AVMlerinin olmaması (Sivas ta bile var)
-Halen Taş yollar kullanmaları: asfalt dökmeye paraları yetmiyor herhalde
-Eski binaları kullanmaları: Apartmanların icadından haberleri yok sanırım
-Venedik'e iki kamyon toprak döküp duble yollar yapmak yerine suyun içinde debelenip durmaları
-Gereksiz yaya geçitleri israf hep arabalar duruyor benzin yakıyor falan halbuki yayalar arabaları durdurmadan koşa koşa karşıya geçebilirler.
-Otobüs terminalleri: koskoca viyana'nın venedik'in otogarları bizim ilçe otogarlarından beter.
-Kentsel dönüşümü çok yanlış anlayıp ağaçları kesmemeleri: Heryer yeşillik, antik yapıların doğru düzgün fotoğrafını bile çekilmiyor ağaçtan
-En önemlisi ise üçüncü köprülerinin olmamasıdır.
Boyle hersey yok oluyo,falan filan.cok guzel oluyo.hersey yeni.ilk gunku gibi.yeni alinmis gibi.yeni tanimlar ve yeni konular.gipgicirrr