super duper ayarında lezzetli burgerler ve salatalar yapan amerikan burger zinciri.
Ankaranın henüz kirletilmemiş, odtü arazisi içinde yer alan, gölbaşında bulunan gölüdür. Bisiklet kiralayıp gezilebilirsiniz, lakin bisikletlerin hali haraptır. Burada balık ekmek yeyip, bol bol temiz hava alıp, göldeki canlıları besleyebilirsiniz.
Love Story;
- Aşk; hiçbir zaman pişman olmamaktır.
500 Days of Summer
- Bir yanım onu unutmak istiyor,bir yandan da bu evrende beni mutlu edebilecek tek insanın o olduğunu biliyorum.
- Aşk; hiçbir zaman pişman olmamaktır.
500 Days of Summer
- Bir yanım onu unutmak istiyor,bir yandan da bu evrende beni mutlu edebilecek tek insanın o olduğunu biliyorum.
Ben ve nick altı.
Eski sözlük alışkanlıkları
Kimseye kaptıracak değiliz.
Eski sözlük alışkanlıkları
Kimseye kaptıracak değiliz.
Sosyal medya ve internetin bireyleri yerellikten küreselliğe taşıması birçok konuda yenilik getirmiştir; birey yerelde kendi ilgi alanları ile ilgili insanlara ulaşmada zorluk çekerken yeni ortam sayesinde kendi ilgi alanlarına yönelik arkadaş grupları ile irtibata geçmenin şansını yakalamıştır. Bu bağlamda, sosyal medya iletişim kurma şeklimizde dönüşüm yaratmıştır. Günlük yaşamda ulaşmada güçlük çekilen bürokrat, sanatçı vs. kişilere sosyal medyadan mesaj/yorum yazılabilir ve cevap alınabilir olunması iletişim alışkanlıklarımızın değiştiği yönündeki göstergelerdendir. Söz konusu sosyal medya kullanımının alışkanlık haline gelerek günlük yaşantımızın bir parçası olması durumu, siyasilerin ilgisini çekmiş ve çeşitli yasaklar çıkarmalarına sebep olmuştur. bu gibi platformlarda bu yasakların gündeme getirmemize neden olmuştur.
günümüz türkiye'sinde malesef insanlar sosyal medyada paylaştıkları, dile getirdikleri, fikirler ve ifadelere karşılık kanun koyucu tarafından şiddet uygulanarak tutuklanabilmektedir. elle tutulur bir zarar ziyan yaralama olmamasına ragmen çeşitli yasaklara maruz bırakılarak kendilerini seçen halkı korkutarak yönetmeyi kendilerine görev belleyen zübükler reel hayatta olduğu gibi sanal hayata da müdahale etmektedir. (bkz: yasaklar ülkesi türkiye)
günümüz türkiye'sinde malesef insanlar sosyal medyada paylaştıkları, dile getirdikleri, fikirler ve ifadelere karşılık kanun koyucu tarafından şiddet uygulanarak tutuklanabilmektedir. elle tutulur bir zarar ziyan yaralama olmamasına ragmen çeşitli yasaklara maruz bırakılarak kendilerini seçen halkı korkutarak yönetmeyi kendilerine görev belleyen zübükler reel hayatta olduğu gibi sanal hayata da müdahale etmektedir. (bkz: yasaklar ülkesi türkiye)
Kendisi cumhuriyetin ilk üniversitesidir. Oturmuş ve köklü eğitim anlayışıyla kalitesini hala kaybetmemiştir. Ancak bu günümüzde ülkemizin en kötü yönetilen üniversitesi olduğu gerçeğini saklayamamaktadır. En fazla ödenek alan ikinci devlet üniversitesi olmasına rağmen ticarethane gibi yönetilmektedir. Yemeklere ve yurtlara art arda gelen zamlarla özel üniversitelere kafa tutmuştur. Diğer üniversite öğrencilerin 1.5 liraya yedikleri yemeği bu üniversitenin öğrencileri 3 liraya yemektedirler. Üstelik yemekler gerçekten çok kötüdür. Öyleki dtcf ve cebeci kampüsündeki yemekhanelerde kurtçuklar çıkmıştır. Evet bildiğimiz kurtçuklar. Yurt konusuna hiç değinmeyim hem özel yurtlar kadar pahalı hem de yemek hizmeti bulunmamaktadır. Üstelik dtcf, ilef ve mülkiyeden alanında onlarca uzman hoca azledilmiştir. Ankara üniversitesi bu hâle düşmemeliydi.
yakında türkiye'de adlarını bir manifesto ile duyuracak olan ordudur. dünya genelindeki 3. sınıf ülkelerde bir anda ortaya çıkan ordudur. ve genellikle hükümet karşıtı insanlar tarafından oluşturulur. baskıdan bıkan ülke insanları yüzyıllarca kendilerini yönetenlere karşı özgürlük mücadelesi vermiştir. tabiki bu mücadelenin adı (bkz: bağımsızlık savaşı) dır. ülke insanları sadece farklı devletlere karşı bağımsızlığını özgürlüğünü korumaz çoğu zaman yönetime karşı yapılır ve kazanan genellikle özgür halk olur.
hal böyle olunca orta doğunun durumu ortadayken artık sıranın türkiye!ye gelmesi gerektiğini düşünüyorum. malesef bizim en büyük düşmanımız bizi yönetenlerdir. avrupa ve amerika gibi modern devletlerin türk insanıyla bir alıp veremediği yoktur. hatta şuanda başta olan hükümet giderse ve karşıt görüş başa gelirse her türlü birliğe bizleri alacaklarına eminim.
hal böyle olunca orta doğunun durumu ortadayken artık sıranın türkiye!ye gelmesi gerektiğini düşünüyorum. malesef bizim en büyük düşmanımız bizi yönetenlerdir. avrupa ve amerika gibi modern devletlerin türk insanıyla bir alıp veremediği yoktur. hatta şuanda başta olan hükümet giderse ve karşıt görüş başa gelirse her türlü birliğe bizleri alacaklarına eminim.
büyükdedesi sakız adasında doğmuş ve istanbulda çalışmış, babasının ona, biz türk sayılırız demiş olduğunu öğrendiğim ödüllü oyuncu. adama garip bir sempatim var.
Ezhel'in son albümü olan ''müptezel'' de yer alan şehrimin tadı adlı hitinin içinde geçen bir söz dizimidir.
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927