kampcilik uzerine ve yuruyerek gezme temasinda yazilar yazan bloggerin nicki.

eskiden takip ettigim şimdilerin ise albay niyazisi gibi ortada dolaşan ihtiyar gezginlerden. zamaninda nerde bir davet birsey olsa bu ekibin vazgecilmezlerinden biriydi, artik gezmiyor sanirim, sirbistan’ da bir yerde yasiyor gibi. twitter’ dan takip ettigime göre fazla boş yapıyor, az laf bol gezi reyiz.
en çok bilinen versiyonu 1964 yılında the animals tarafından icra edilen anonim şarkı.
60'lı yıllarda ortalığı kasıp kavuran ve bana göre soundu the beatles'dan daha iyi olan ingiliz grup.
belçika’ nın ünlü bira markası, yine belçika şehirlerinde aynı isimde bar- mekan bolca vardır.

delirium cafe yazanı en büyük olanı ve ana mekanıdır.
bir uctan bir ucu 5 saat suren avrupa’ nin kucuk ulkelerinden biri belcika hakkinda bilinmesi gerekenler

(bkz: manneken pis)
(bkz: fellaini)
(bkz: delirium cafe)
(bkz: brugge)


birada bir dunya markasi (bkz: stella artois)

belcika mimarisi; göz zevkine hitap eder, tarihi eserlerin yakınına çivi bile çakılamaz. estetik kaygi tasir.
Otostopta sıkça rastladığım ve hala anlamını çözemediğim olay.neden peluş ayılar oyuncaklar var camların önünde
Sigara gibi bağımlısıyım malesef. Parasız olduğum bir dönemde gece film izlerken internetimi kapatmıştı TTNET. Elim ayağım titremişti sinirden. Sabah kes,öğlen kes ulan gece neden
acısı evlat acısıyla eşdeğerdir. en som son dakika sampiyonlugu kacirdigimizda bu kadar üzülmüştüm.
2 adet amerika vizesi 1 adet italya reddim bulunmakta.

vize reddinden sonra öğrendiğim en güzel bilgi:

eger olurda mulakat icin konsolosluga cagirilirsaniz size sorulan cok ama cok basit sorulara kulaginizi tersten gostererek, olabilecek en indirekt sekillerde cevap vermeyiniz. "simdi soyle soylim efendim " diye başlayan cumleler, kesilmeye mahkumdurlar. sonuc ?

red
Patara
biraz maaliyetli olabilir ama tarla bahçeniz olursa ufak tefek hediyelik şeylerden de nisan-kasım arası da likya yolunu yürüyenlerden para kazanabilirsiniz ve hayatınızı idame ettirebilirsiniz. Hem çok güzel hem de az insanın olduğu bir yer.
ayrildiktan 1-2 hafta sonra icini kemirmeye baslayan sozleridir, once onemsenmez sonra el ayak titrer bi sikinti baslar.

"çok sıkıcı birisin"
"hayata karşı dimdik durmuyosun"
"çalışıyorum biliyorsun"
"öf"
"pöf"
"tamam"
"sana da"
"ben de"
"günaydın"
"neyse uyuyorum ben iyi geceler"

zaten bunlarla geçti aylarimiz. smile bile atmazdi lanet karı. ulan botla mi sevgili olmuşuz napmisiz aylarca şimdi fark ettim de.