defaatle düştüğüm yanılgıdır. sopayla kovalansam azdır.

yöneticim ofise gelir ve bir sebepten makyaj yapmamıştır. makyajlı hali son derece afili göründüğü için olsa gerek insanın beyninde kadının hep öyle olduğu varsayımı bulunmaktadır. bu algıyı kıracak tek şey hastalık veya şiddetli bir üzüntü olsa gerek diye hanım kişiye bu soru yöneltilir?

(ben) - affedersiniz xxx hanım hasta mısınız, yüzünüz oldukça solgun görünüyor?

(hanım karakter) - hayır antabuse, sadece makyaj yapmadım! (bir başka deyişle: gözümün önünden def ol! şimdi ayağımın altına alırım veya çiğ çiğ yerim seni!)

bunun için sevgili gezginsözlük ahalisindeki er şahsiyetler, bir kadına hasta mısın diye sormak için kontrol gerektiren sorgulamalardan birisi de makyaj var mı yok mu sorgusudur. bu kısmı atlarsanız siz de benim kafadansınız ve sonucunda cezai işleme maruz kalabilirsiniz.

siz siz olun, benim gibi çuvallamayın.
babamın bu tanımın karşılığı olduğuna inanıyorum. şöyle ki;

babam; kıçıkırık bir aracımız varken dahi (96 model uno) yayaların trafikte karşıdan karşıya geçerken uyuşuk hareketler yaptığı kanısıyla korna öttüren, bu aracımızı sattıktan sonra da sürücülerin trafik kurallarına raiyet etmemesinden yakınan bir tavrı bulunan insandır. kendisi ile ne kadar övünsem azdır. (!)

sürücüleri veya şoförleri aklamıyorum, bilakis kızım sana söylüyorum gelinim sen anla demek istiyorum. istiyorum da, bunların bir tarafında ayı bağırsa anlamayacaklar onu da maalesef biliyorum.

değil trafik kuralları, çimlere basmamak dahil herhangi bir kuralın bile uygulanamadığı ülkemde kadın erkek bağımsız çokça bulunan profilden bahsettiğimi düşünüyorum. (belki burada iğne kendime de batacak, varsın batsın)

21. yüzyılda türkiye'de doğmak da varmış bu hayatta. napalım, buna da alışırız.
Tv8’de başlayan ve farkındalık yaratacağını düşündüğüm dizi. Gülseren budayıcıoğlu’nun kaleme aldığı ve psikiyatri kliniğinde geçen gerçek olayların aktarıldığı kitaptan uyarlanmıştır. Genel itibariyle şiddet teması etrafında dönen dizi, karakterlerin yaşadığı travmatik olayların psikolojik çözümlemesini yapmaktadır. Fazlasıyla kaliteli ve gerekli bir yapım olmuş açıkçası.
Fransa-polonya ortak yapımı psikolojik drama filmi. 1991 yılında gösterime giren yapıtın başrolünde iki kadın var ve paralel evrendeki kendinizle karşılaştığınızı düşünün işte tam o minvalde bir etkisi vardı. Birbirlerine denk gelen aynı kadınlar ama farklı hayatlar. Ortada paralel evren filan da yok ama varmış gibi hissettirdiği bir gerçek. Baştan sona sizi içine sürükleyen bir olay örgüsüne sahip.
El üstünde tuttuğumuz ünlülerin neden bu saldırganlığı. Çıkan görüntüler de gösteriyor ki açık bir şekilde öldürmeye yöneliktir. Yaşlı adam kendini savunma bile yapamıyor sadece darbelerden kaçmaya çalışıyor. Suç işleme iradesini kaldıracak bir durum yok. Yanındaki insanlar da ayırma gibi bir olaya girişmiyorlar. Sanatçı insan örnek olmalıdır. Bu durum nedir. Gerçekten bu birine yakışır bir davranış mı?
scottish fold ve british shorthair cinsi kedilerin çiftleşmesi sonrasında dünyaya gelen scottish genine sahip kedilerin düz kulaklı olanlarıdır. kıvrık kulaklı olanları fold olarak adlandırılmakta, düz kulaklı olanları da adından anlaşılacağı gibi straightolarak adlandırılmakta.

maalesef bu da diğer cinsler gibi çok fazla üretici tarafından, kontrolsüz, sadece para kazanma amaçlı, sağlıksız koşullarda, çok sayıda kedinin bir arada yaşadığı ortamlarda üretilmekte ve sosyal medyada satılmaktadır.

ancak diğer tüm hayvanlarda olduğu gibi, cinsine bağlı karaktere sahip bir kedidir. her cins de kendi içinde farklı karakterlere sahip olabileceği gibi, geneli arkadaş canlısı, ev ortamına uygun, saldırma çizme huyları olmayan, uysal, oyuncu çocuklardır.
bu başlıkta gezginlerin yakın arkadaşa ve akrabaya söylediği seyahat yalanları söz konusu edilmektedir.

bir tanesini bırakıyorum, gerisini siz getirisiniz:

- uludağ'da her kış kayak yapmaya bayılıyorum. (dağın neresine gittiği belli değil ve snowboard ile değil leğenle kaydı)
Türk resminin en büyük ressamlarından... Yıllarca süren arayışından sonra Anadolu'yu gezip resimde kendi kimliğini oluşturmuştur. Ama şairliği ressamlığı kadar muazzam olmasa da can evinden vurduğu şiirleri küçümsemek pek mümkün değil. üç dil, karadut, yiğidim aslanım muazzam şiirlerdir.

"En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum mernus
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun"
bunlardan biri benim. ölmeden yapılacak 100 şey arasında kabul ettiğim olaydır. bana göre burada 15 dakikalığına ünlü olmak özdeyişi vücut bulmaktadır.

2007 yılında bursa'nın yerel bir televizyonu olan as tv'ye "kentimiz geleceğimiz" yarışmasında,
2017 yılında fox tv'de yayınlanan ve selçuk yöntem'in sunuculuğunu yaptığı "milyonluk resim" yarışmasında,
2019 yılında star tv'de yayınlanan ve alp kırşan'ın sunuculuğunu yaptığı "kapanmadan kazan" yarışmasında

televizyona çıkmışlığım vardır.

prime time saatlerde yayınlanan yarışmalarda tv'ye çıkmak akrabalarızın sizi hatırlamasına ve iletişime geçmesine bahane oluyor. onun dışında yarışmalardan kazandığım paralar çok olmadığı için bunun meslek olamayacağını üzülerek ifade etmeliyim.
1959 yılında bir adı bile bulunmayan ancak yaşanan felaketten sonra hayatını kaybeden ekibin lideri olan Igor Dyatlov'un soyadının verildiği ve üzerinden 60 yıl geçmesine rağmen aydınlatılamamış olan Dyatlov Geçidi Felaketi 'nin yaşandığı bölgedir. Konu üzerine birçok teori ortaya atılmış olsa da hiçbiri kanıtlanamamıştır, üzerine yapılan bir forum tartışmasına şuradan erişerek katılabilirsiniz.