"kötümserleri sevin, onlar sizin gerçek dostlarınızdır" öğüdüyle aklımda kalan, şahsına münhasır yönetmen. kendini otantik içerikler (olmaz öyle saçma şey, olmaz öyle saçma tarih, kral ve ben vs.) üretmeye adamış ve ekipcağızını da peşinden sürüklemiştir. sinema ve tarih üzerine içerikler yayınladıkları çok tatlııış çok da faydalı bir kanalları vardır.
(bkz: flu tv ) flu tv
(bkz: flu tv ) flu tv
kişinin zevklerine göre değişen eylemdir.
kimi için sadece oturup balkonunda kitap okumaktan ibarettir, kimi için ise uçsuz bucaksız yollarda kaybolmaktır. tamamen sizin kim olduğunuz ve neyi sevdiğiniz ile alakalıdır. kim olursanız olun özgürlüğünüzü kaybetmeyin efenim iyi günler.
kimi için sadece oturup balkonunda kitap okumaktan ibarettir, kimi için ise uçsuz bucaksız yollarda kaybolmaktır. tamamen sizin kim olduğunuz ve neyi sevdiğiniz ile alakalıdır. kim olursanız olun özgürlüğünüzü kaybetmeyin efenim iyi günler.
ali mert alan ve duygu sezer tarafından hazırlanan ve Youtube üzerinden yayınlanan hoş sohbet programıdır.
Youtube
İnstagram
Youtube
Seyyah-ı alem evliya çelebi'ye göre İstanbul'da yirmi yedi yüksek dağ üzere yirmi yedi (bkz: tılsım) bulunmaktaymış. seyahatname nin bu bölümü baya eğlenceli. Bu tılsımların bir kısmı onun zamanına kadar durmakla beraber bir kısmı da çeşitli sebeplerden bozulmuştur. istanbul'u gezmek eğlenceli ama sürekli gördüğümüz şeylere geçmişte yüklenen manaları görmek zaman zaman heyecan verici oluyor.
Mesela Sultanahmet meydanı'ndaki burma sütun önemli tılsımlardan biriymiş. 3 ejderhanın birbirine dolandığını gösteren günümüzde başları olmayan bu heykel, Surende adlı bir filozof tarafından şehri yılan, çiyan ve akrepten korumak için yapılmış. II. Selim keyif olsun diye ejderha başlarından birini bozdoğan mücevher topuzu ile yerinden edince İstanbul'un batı yakasında yılanlar görülmeye başlamış.
Altımermer'deki sütunda Eflatun-ı Îlahi sivrisinek resmi yaparak istanbul'u sivrisineklerden kurtarmış.
Koyunu kurt ile gezdiren, leyleğin şehir içerisinde yuva yapmasını engelleyen, karı koca kavgasını engelleyen nice tılsım varmış şehri İstanbul'da.
Mesela Sultanahmet meydanı'ndaki burma sütun önemli tılsımlardan biriymiş. 3 ejderhanın birbirine dolandığını gösteren günümüzde başları olmayan bu heykel, Surende adlı bir filozof tarafından şehri yılan, çiyan ve akrepten korumak için yapılmış. II. Selim keyif olsun diye ejderha başlarından birini bozdoğan mücevher topuzu ile yerinden edince İstanbul'un batı yakasında yılanlar görülmeye başlamış.
Altımermer'deki sütunda Eflatun-ı Îlahi sivrisinek resmi yaparak istanbul'u sivrisineklerden kurtarmış.
Koyunu kurt ile gezdiren, leyleğin şehir içerisinde yuva yapmasını engelleyen, karı koca kavgasını engelleyen nice tılsım varmış şehri İstanbul'da.
Şu an içinde bulunduğum durum. O sıkışıklık beni boğar ve panik atak moduna girerim. Aklımda sürekli metrekare başına düşen insan sayısı, tutmaya yarayan kısımlardaki bakteriler ve azalan temiz oksijen miktarı hakkındaki veriler dolanır durur. Ensemden aşığa bir soğukluk iner ve ben gerim gerim gerilirim. Fakat bu durumun yarattığı panik halini hafifletmek için insanların olmadığı noktalara gözümü odaklayıp, kulaklığımla müzik dinlerim. Böylece az da olsa soyutlarım kendimi o ortamdan.
Mesajlaşırken emoji kullanma gereği duymayan insandır. Kişisel tercihlere saygım vardır tabiki ama böyle bir insanla masajlaşırken aşırı geriliyorum ben. Sanki böyle her dediği bir ciddiyet taşıyor gibi hissediyorum. Özellikle komik bir şey yazdığımda cevap emojisiz olunca acaba komik değil miydi esprim diye düşünüp rahatsız oluyorum. Ayrıca ben genellikle konuşmayı kısa kesmek istediğim zamanlarda emoji kullanmamayı tercih ettiğim için karşımdaki benimle konuşmak istemiyor mu acaba diye telaşa düşüyorum. O sebeple emojisiz iletişim garip bir şekilde beni geriyor.
Gezgin sözlük’ün bende yarattığı etkidir. Sürekli bir bugün ne yazılmış diye bakma isteği, acaba bu konuda başlık var mı düşüncesi, a ben bunu biliyorum dur entry yazayım halidir. Özellikle geceleri fena etkiler insanı bu bağımlılık hissi.