13 Ağustos 14 Ağustosa bağlandığı andan itibaren sokaklarda müthiş bir kutlama başlar. Müthiş bir şölen. Eğer yanınızda Türk bayrağı varsa etrafınız bir anda yüzlerce kişi ile dolar.
Son olarak; Pakistan zindabad.
Bu aralar gündemin en üst sıralarında bulunan, araçla gezen gezginlerin korkulu rüyası, ön koltuktaki adamın sürekli baktığı, Adriana Lima dan daha çok dikkat edilmesi gereken hede. Allah veya neye inanmıyorsanız sizi radardan korusun.

Aslen dalganın size çarpıp dönüş süresinden hız ölçümü yapan hededir kendileri lakin bu ekonomik krizde çok daha derin anlamları mevcuttur.
özellikle de sabahın ilk ışıklarında yapıldığında ruhunun arşa kadar uzanmasına vesile olan eylem.

geliniz anlatayım. 

şimdi öyle bir yere gittiniz ki, etrafınızda kimsecikler yok; tabii kuşları, börtü böcekleri, solucanları ve sahilde yaşayan diğer doğa canlılarını saymazsak. 

adım adım gidelim; 

sabahın ilk ışıklarında güneşin teninize temasıyla uyandınız.
güneşin; "kalk hadi, koş, zıpla! " çağrısını duydunuz. 
uyandıktan 1 dakika içinde denize baktınız ve deniz tamamiyle hareketlenmek için sizi bekliyor.(denizi gören bir yerde uyumanız gerekiyor.) 
öncelikle üzerinizde olan pijamalarla denize yürümeye başladınız. 
ardından bu yürümeniz, size yetmedi ve adımınızı sıklaştırdınız. 
adım sıklaştırmak da size yetmedi ve koşmaya başladınız! 
vücudunuzun ilk temas hali ayaklarınızı, ayak parmaklarınızı hafiften gıdıklamayla oldum o gıdıklama içinizi aldı ve bir an olsun durakladınız.
duraklamadan sonra, direkt olarak kendinizi denizin kucağına bıraktınız. 
o gelen ilk soğukluk, denizin vücudunuza nüfuzunun başladığının işaretçisi. 
bu size yetmedi, denizi tamamen hissetmek istediniz. tişörtünüzü çıkarıp kenara fırlattınız.
bu da size yetmedi. pijamanızı çıkardınız. 
evet, bu da yetmedi. iç çamaşırlarınızı çıkardınız ve o an bu dünyada olmadığınızı düşündürecek o hissi birden doruklarda yaşamaya başladınız; özgürlük. 
denizle tamamiyle içsel, tamamiyle doğal hissettiğinizde anlayacaksınız; ne kadar boktan yaşadığınızı.
biraz süre kaldıktan sonra etrafa koşmaya başladınız. evet, o his bunları yapacak kadar enerji de veriyor. 
sonra çadırınızda uykunuza kaldığınız yerden devam edebilirsiniz. 

bu mu yani?" demeyin. 
deneyin, görün.
Barabar
Caner Malkoç : Klarnet, Saxofon, Flüt
Cihan Tanrıverdi : Elektro Gitar
Fırat İkisivri : Akustik Gitar, Elektro Gitar
Özgür Taş : Davul
Serkan Keskin : Bas Gitar
Serkan Polat : Djembe, Congas
Sibel Altan : Shaker
Taner Ölmez : Vokal

Barabar - Lingo lingo şişeler
2005 yılında istanbul'da kazandığımız final benzeri olup , 2019 yılında kazanacağımız diğer bir kupa. Tabi ki kazanınca kutlamalar yapacağız.
uefa süper kupa finali 2019 istanbul - nafidurmus-lFEDm
" en önemli şey aşk. onu doya doya yaşa bu bir.
ne yapmayı sevdiğini bul ve sonra o sevdiğin şeyi yapabiliyor musun ona bak. yapamıyorsan, boşuna enerjini tüketme, yapabilenler yapsın. yapıyorsan, dünyanın en şanslı insanlarından birisin, dilini ısır, kimseye söyleme. 
sevdiğin insanlar bul. işlerini onlarla yapmanın yollarına bak. hayat ‘yap et çalış başar’la geçiyor ve bu maraton çok sevdiklerinle geçerse, iş yapmamış, sürekli aşk yapmış olursun. 
birkaç kişinin elini sıkı sıkı tut. onların dertleriyle dertlen, mutluluklarıyla uç, dediklerine kulak ver. onları kaybetme. her şey değiştiğinde, senin en orijinal halini bilip sevenlere ihtiyacın olacak. 
kendini onunla bununla karşılaştırma. başkalarının kriterlerine göre seçim yapma. o zaman başkalarının gideceği yerlere gidersin. oralarda ne işin var? senin yolun başka. yokuşların başka. 
‘konu komşu ne der’ diye dinleme. komşu senin hayatın hakkında topu topu 15 dakika konuşacak. sense ölene dek, onu yaşayacaksın. 
hareket et. her gün hareket etmeyi alışkanlık haline getir. bir spora kafayı tak. dansa kafayı tak. satranca kafayı tak. kafayı taktıkların ileride yaldız olup üzerine yağacak. 
her gün oku. her şeyi oku. ağaç olmak nasıldır, van gogh olmak nasıldır, ikinci dünya savaşı’na katılmış olmak nasıldır? öğren. bir gün hepsi, bir yapboz gibi, birleşip sana inanılmaz gerçekleri gösterecek.
kızlar zekadan, çalışıp başarandan ve espriden hoşlanır. erkekler güzellikten, edadan ve huzurdan hoşlanır. 
hayat alışkanlıklarla yürüyor. bir şeyi iyi yapmak istiyorsan hemen alışkanlık haline getir. alışkanlıksa tekrarla oluyor. beyin böyle programlanıyor. bir şeyi sürekli yaparsan, başka şeyi düşünmüyor, onu hep öyle yapıyor. o yüzden alışkanlıklarına çok dikkat et. neyi alışkanlık yaparsan, hayatın ondan oluşacak unutma. 
erken kalkmak kulağa berbat geliyor biliyorum ama ‘erken kalkan yol alır’ hayatımda duyduğum en doğru şey. bazen saat 8:30’da üç şey bitirmiş oluyorsun ve inanamıyorsun zamanın göreceliğine. 
dedikodu yapma. dedikodu nasıl bir şey biliyor musun... böyle evinin içine çöp boşaltmışsın gibi. ağzını, içini, evini kokutuyor. rahatlatır sanıyorsun ama pisletiyor insanı. gül geç. hem dedikodu yapanların başına mutlaka, ayıpladıkları, beğenmedikleri, çekiştirip durdukları şey gelir, unutma. hayatın mizah anlayışı böyle.
kızlar! güzel mi güzel bir kadın olduğunuzda, kendi atınız olsun. kendi paranızı kendiniz kazanın, onu şakır şakır harcayın. böylece ayrılıklarla, boşanmalarla attan inip eşeğe binmezsiniz. atınızı kimse altınızdan alamaz. dörtnala başka yere gidebilirsiniz. 
erkekler! yakışıklı mı yakışıklı bir erkek olduğunuzda, kadınlara, çocuklara ve hatta birbirinize asla el kaldırmayın. o güç güç değil. kaba kuvvet o. korkudan kaynaklanır. kaybetme korkusundan. ve kimseyi avucunuzda sıkarak elinizde tutamazsınız. tam tersi, avucu apaçık tutacaksınız.
kendinden başka kimseyi suçlama. suçlamak, nasıl diyeyim, zehirli bir duygu. insanı frenler. insanı kurban psikolojisine sokar. atıl bırakır. hatta şimdiden duvara ‘kendimi suçlu hissetmiyorum’ yaz. çok faydasını göreceksin. 
ceplerden, bilgisayarlardan, televizyonlardan uzak 1 saat ayır kendine. kendinle sosyalleş. yoksa unutursun nasıl biri olduğunu. hayatın sana başkaları tarafından yansıtılmayan bir aslı var. onu dinle, deniz kabuğu dinler gibi. yalnızlığını kimseye verme. 
yalnızlığın hariç her şeyi paylaş. çünkü reklamda dediği gibi, ‘hayat paylaşınca güzel’. 
her gün şükret. teşekkürü dualarından asla eksik etme. teşekkür kadar insana iyi gelen şey yoktur. bir şey istemekten, dilemekten bile iyidir. sıcacık yapar ruhunu. ‘bendeki bana yeter, hatta artar bile’ dünyanın en güzel felsefesidir.
birinden bir şey isteme. onun yerine birine bir şey ver. bak neler olacak seyret sonra.
karanlık günler olacak. düşeceksin de. yaralar da açılacak. o zamanlarda şunu unutma: tünel bitecek. kalkacaksın da. kabuk da bağlayacaksın. 
sevdiklerine bıkıp usanmadan, seni seviyorum, seni çok seviyorum de. hatta sen ne yaparsan yap, kim olursan ol çok seveceğim de. 
korkmaktan korkma. ödün bile kopsun. sonra kapa gözünü bas karanlığına. belki biri bir taş döşemiştir kim bilir. 
böbürlenme. kibirlenme. köpürme. 
abart. çoğalt. parlat.
her gün, bir yazar tarafından hayatının hikayelendirildiğini düşün ve dinle. böyle bir kahraman olmak ister miydin?
istiyorsan başarıyorsun. ne mutlu sana. "
noel hz.isa nın doğumu olarak kabul edilip 25 aralıkta kutlanır. yılbaşı ise 31 aralık-1 ocak arasında yeni yılın gelişi nedeniyle kutlanır.